2012 civarında Marvel’ın The Avengers filmi gişeyi ortadan ikiye yarınca bir anda Hollywood’da yüksek seviye yöneticilik yapan ve ekmeğe sürecek kadar aklı bulunan herkes elde avuçta ne fikri mülk varsa paylaşılmış evrenini yapmaya başlamak üzere düğmeye basmıştı. Bu düğme basımının nihayetinde yazar odaları toplandı, projeler bölündü, evrenler çıkartıldı; Man of Steel 2 olan filmlere Batman ve Wonder Woman sıkıştırıldı… Çoğu tutmadı. Bir kısmı başlamadan bitti. Bazıları ise partiye çok geç kaldılar.
Bu, partiye çok geç kalan bir filmin fragmanı. Transformers: Bumblebee. Adı bu değil, ancak bu filme tek başına “Bumblebee” demek bana komik geliyor; o yüzden buyurunuz: Transformers: Bumblebee‘nin fragmanı.
Nasıl, baya baya robotlu E.T. yapmışlar gibi duruyor değil mi? Niyet öyle gözüküyor. Hikaye neredeyse acı verici derecede tanıdık; kimse oturup “taze, orijinal, yeni bir fikir bulalım” dememiş. Ancak zaten ana serisi akıllı hikayelerle arasına ısrarlı bir uçurum koymuş bir yan filmden de kimse çığır açmasını beklemiyordu elbette. Genç kız robot bulur. Dünya robottan korkar. Genç kız ve robot kaçarlar. Kaçarken arkadaşlıklar pekişir.
İşte fakat Bumblebee filmi bu, zaten çapı ve çeperi konusunda isminden bir samimiyet akıyor. Aynı diğer Transformers filmleri gibi, bu da ekranda şekil şekil dönüşen robotlarla görsel bir şeyler anlatacak. Yine aynı diğer Transformers filmleri gibi, Bumblebee de kaliteli oyuncularla dolu bir kadro kurmuş kendisine. Başrollerde Hailee Steinfeld, John Cena ve Martin Short var. Yan kadroya baktığımızda da Pamela Adlon, Kenneth Choi, Megyn Price gibi isimleri görüyoruz. Kadroda Peter Cullen da var. Yani Optimus abimizi de bekleyin.
Öte yandan filmin yönetmeni Michael Bay değil. 2016’nın Oscar adaylı animasyon filmi Kubo and the Two Strings’i yöneten Travis Knight dümeni devralmış. Senaryoyu ise yıldızı yükselişte bir yazar olan Christina Hodson kaleme alıyor, kendisinin mazisinde Shut In ve Unforgettable gibi filmler var; ileride de Batgirl ve Birds of Prey projeleriyle adı geçiyor. Velhasıl basbariz, dümdüz bir film geliyor gibi gözüküyor her şey. Film 21 Aralık’ta vizyona girdiğinde yanılıyor muyuz göreceğiz. Siz ne diyorsunuz?