John Gotti, ilginç ve hayatın kendisinden daha büyük bir karakter. 1940 doğumlu mafya babasının hayatı, arka arkaya okuduğunuz zaman inanması güç gelişmelerden oluşuyor. Suça genç yaşta karışıyor, mafyanın içinde hızla yükseliyor, suikastler ve komplolarla gücünü sağlamlaştırıyor; medyanın gözü önünde olmasına rağmen bir türlü de mahkum edilemiyor. Bu yüzden hayatının film olması şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan hayatına dair çekilen filmin büyük bir ısrarla berbat olması.
Israr büyük, çünkü ısrar bundan sekiz sene önce başlıyor. 2010 yılının sonlarında Gotti’nin kendiyle aynı adı taşıyan oğlu, babasının hayatının film haklarını Fiore Films’e satıyor. İlk aşamada projeyle büyük isimler anılıyor. Barry Levinson yönetecek diyorlar, sonra yönetmen mevkisi birkaç kez el değiştiriyor. Al Pacino ve Lindsay Lohan’in isimleri geçiyor. Bunlar da projeden ayrılıyorlar. Joe Pesci’yle anlaşıyorlar, Pesci role hazırlanıyor; sonra sormadan adamın maaşını indirip rolünü değiştiriyorlar. Pesci dava açıyor.
En sonunda film bir şekilde Kevin Connolly’nin yönetmenliğinde, başrolünde John Travolta olarak çekimlerine başlıyor. Bittikten sonra orijinal dağıtımcı Lionsgate, ne niyetle bilinmez, filmi dağıtmamaya karar verip yapımcılara geri satıyor. Film el değiştire değiştire en sonunda bu yıl vizyona girmeyi başarıyor. Sonuç? Rotten Tomatoes’da toplam yirmi üç eleştirmen filme bakmış. Bir tanesi bile izleyin dememiş. Gotti an itibariyle Rotten Tomatoes’da notu %0 olarak duran filmlerden biri. Üstelik filme standart “ama Rotten Tomatoes direkt filmin kalitesine bir rakam atamıyor, ikili sistemde çalışıyor” savunmasıyla da yaklaşmak mümkün değil; çünkü eleştirmen puanlarının ortalaması da on üzerinden iki buçuk.
Rakamla yazıyoruz. 2.5/10.
Filmle ilgili eleştiriler arasında “John Travolta ağzını açana kadar iyi film” ya da “o kadar kötü ki artık iyi bile değil, sadece kötü” gibi gerçekten tokat-vari ifadeler var. Genel olarak filmin dağınık, tutarsız ve tatsız olduğu söyleniyor. John Travolta bir aktör olarak övülmüş; fakat bu da Travolta’yı kurtarmıyor zira Gotti Amerikalı aktörün özgeçmişindeki üçüncü %0 film. Bak Şu Konuşana serisinin üçüncü filmi ve Saturday Night Fever’ın çok bilinmeyen devamı da Rotten Tomatoes’un acıklı hikayeler duvarında.
Travolta’ya geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, artık emekliliği düşünmesini salık veriyoruz. Hatta keşke bir yıl önce falan düşünseydi, American Crime Story sonrası zirvede bırakmak çok yakışırdı güzel abime…