Geçtiğimiz perşembe günü yayınlanan The Witcher tanıtım filminden sonra keyifleriniz nasıl? Beğenildi, beğenilmedi; iyiydi veya kötüydü, sizin adınıza konuşamam ancak tartışmasız olarak bir şeye yaradığını söylemek güvenli sanırım: Diziden neleri beklememiz gerektiği ve sekiz bölüm boyunca kimlerin hikâyelerini izleyeceğimiz hakkında daha net bir fikrimiz var. O hâlde Hype Treni de yolculuğuna bu yönlere doğru devam edebilir değil mi?
Netflix, dizinin çekileceği belli olduktan sonraki bir yıllık süreçte genel olarak ağız sıkılığına dayanan bir The Witcher politikası içerisindeydi. Açıkçası iki tanıtım filmi ve birkaç fotoğraf haricinde hâlâ biraz böyle diyebiliriz çünkü o kadar basın konferansına rağmen hâlâ belirli rolleri açıklamadılar, dizi için yapılan bestelerden ses yok vb. Bunca az bilgi de beklenen şekilde insanları resmî yollardan elde edemedikleri bilgileri farklı şekillerde öğrenmeye itiyor tabii.
Gayri resmî yollardan öğrenilenlerden bir tanesi de bölüm isimleri olmuş. Sekiz bölümün sekizinin de ismi belli değil, iki tanesi boş bırakılmış. Henüz resmî bir açıklama yok o yüzden ne kadar güvenilir olduğunu değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum. Ancak sızdırılan isimler önceki bilgiler, tanıtım filmleri, oyuncu seçimleri ve uyarlanacak olan kitaplardaki hikâyeler ile oldukça uyumlu olduğu için, Hype Treni bünyesinde bunlar üzerine konuşmaktan zarar gelmez sanki ne dersiniz?
Birinci Bölüm: The Lesser Evil?
Birinci bölüm, söylenti listesinde ismi yazmayan iki bölümden biri. Ancak diğer bölüm isimlerine baktığınızda göreceksiniz ki tanıtım filminde yer alan Blaviken sahnelerinin ait olabileceği bir bölüm ismi yok. Blaviken’de geçen kısa hikâyenin uyarlandığını ve buradaki olayların da pilot bölüm için çekime alındığını biliyoruz. Ayrıca bu hikâye, Geralt ile tanışmamız, onun nasıl biri olduğunu, bakış açısını ve hayat tarzını anlamamız açısından da iyi bir başlangıç. Dolayısıyla bölümün isminin ne olacağını bilmesek bile The Lesser Evil (Ehvenişer) hikâyesini işleyeceğinden emin olabiliriz.
Ancak bu, ilk bölüm sadece bu kısa hikâyeye ayrılmış anlamına da gelmiyor sanırım. Zira biliyoruz ki dizi sadece Geralt’ın bakış açısı ve yaşadıklarına odaklanmayacak; Yennefer ve Cirilla’nın kitaplarda bile çok az yer alan yahut birkaç yerde bahsedilerek atlanan geçmişlerine de bizi götürmeye çalışacak. Bu yüzden odak noktasında Blaviken’deki olaylar olan ama bir yandan da Yennefer veya belki Cirilla’nın geçmişini izleyip onlarla da tanıştığımız bir bölüm kurgusu ile karşılaşabiliriz. Aslında bu durum diğer bölümler için de geçerli.
İkinci Bölüm: Four Marks
Bölümün ismini gördüğümde ilk başta bana bir şey ifade etmedi. Ancak hikâyenin zamansal gidişi bakımından en uygunu bu olacağı ve ozanımız Jaskier ile Geralt’ın tanışmasını içerecek başka bir bölüm ismi bulunmaması bakımından, ikinci bölümün The Edge of The World (Dünyanın Sonu) isimli hikâyeyi işleyeceğini tahmin edebiliriz.
Bu tahminden sonra ise isim bir şeyler ifade etmeye başladı. Söz konusu hikâyede kimsenin cismine net bir bakış atamadığı şeytani bir yaratık ve arkasında bıraktığı izler yer alıyor. Sanıyorum ki Four Marks ile kastettikleri şeyi “dört işaret” gibi bir çeviriden ziyade “dört iz” olarak düşünmek daha uygun olacaktır.
Dünyanın Sonu hem Jaskier ile Geralt’ın birlikte çıktıkları ilk macera olması hem de Kıta’da yaşayan elflerin durumu ile ilgili temel açıklamaları içermesi bakımından önemli bir hikâye. Bu hikâyeyi ikinci bölümde verecek olmaları, yayınlanan ilk kısa tanıtım filmindeki Istredd’in elflerle ilgili Yennefer ile yaptığı konuşmaya da uygun düşecektir. Kim bilir belki de Geralt ile Jaskier elflerin durumuyla yakından alakalı bir maceranın içerisindeyken bir yandan da Istredd’in söz konusu sahnesi bu bölümde işlenecek ve bir paralel kurgu oluşturulacaktır.
Üçüncü Bölüm: Betrayer Moon
Üçüncü bölümün ismi, içinde yer alan “ay” sebebiyle Geralt’ın Kral Foltest’in sarayına uğrayacağı ve burada ilk kısa tanıtımda gördüğümüz striga ile mücadele edeceği The Witcher isimli kısa hikâyeyi izleyeceğimizi gösteriyor olabilir. Eğer durum böyle ise Triss’i de bu bölümde göreceğiz demektir.
The Witcher, aynı zamanda Sapkowski’nin tüm seriye başlamadan çok öncesinde kaleme aldığı ve yerel bir gazeteye seçilerek yayımlanan ilk Witcher hikâyesi. Yani bütün Kıta, fantastik evrenin detayları, politika ve kader gibi temalardan önce, ortada sadece kötü büyücülerin lanetlerine uğrayan yaratıklarla savaşan Geralt isimli bir Witcher vardı. Nitekim ilk oyun da bu hikâyeden bir sahne ile açılıyordu. Bu yüzden söz konusu bölümde iksirini hazırlayan, gümüş zincirine zehirlerini süren, uzun uzun taktiklerini gözden geçiren tam teşkilatlı bir Witcher görmeyi beklesek haksız olmayız.
Dördüncü Bölüm: Of Banquets, Bastards and Burials
Bölümün ismi “Ziyafetler, Piçler ve Mezarlar”, içeriğini kendi kendine açıklıyor sanırım. Her iki tanıtım filminde de yer alan Cintra’daki olaylı ziyafet sahnesini burada izleyeceğiz. Bu ziyafetin içerisinde yer aldığı hikâye ise A Question of Price (Bedel Meselesi).
Demek ki dördüncü bölüm itibariyle Cirilla ve Geralt’ın hikâyesine doğrudan giriş yapmak için Cintra’ya gidiyor; Kraliçe Calanthe, Skelligeli Eist Tuirsearch, bilge druid Fareçuval, Crach An Craite, Pavetta ve Duny gibi karakterlerle de bu bölüm itibariyle iyice tanışıyoruz.
Bölümde yaşanacak olayları, Cintra’yı ve karşımıza çıkacak olan karakterlerin kim olduklarını merak ediyorsanız sizi şu yazımıza da yönlendirmiş olayım ve sıradaki bölüme geçelim.
Beşinci Bölüm: The Last Wish?
Bu bölümün ismi, yazılmayan ikinci isim. The Last Wish (Son Dilek)’in, hikâyenin örgüsü ve sonraki bölümlerin içeriği bakımından burada konumlanıyor olması kuvvetle muhtemel olduğu için başlığa onu yazdım.
Son Dilek, Geralt ve Yennefer’in tanışmalarını içeriyor. Bir sonraki bölümde yaşanacak olan olaylar için ikilinin tanışmış olması bir zorunluluk. Bu noktada şöyle bir soru işareti oluşabilir, önceki bölümlerde tanışmalarını göstermiş olamazlar mı? Bu bir uyarlama, kitapların zaman çizelgesine birebir bağlı kalmak zorunda değiller, dolayısıyla evet olabilir. Aynı zamanda geçmişe dönüşler yapılabiliyor dizilerde, alışkınız; bu açıdan bir geçmiş sahnesi ile de bu yapılabilir.
Ancak başyazar Lauren Hissrich, olabildiğince az flash-back kullandıklarını pek çok kez tekrar etti. Bu açıklamayı ve şu an elimizde bulunan bölüm isimlerini doğru ve kesin kabul edersek söz konusu tanışma ilk bölümde yer alamaz çünkü Yennefer’i dönüşümünden önce de izleyeceğiz. Son Dilek hikâyesinde Jaskier yer alıyor, hâliyle ikinci bölüm yaşanmadan bu hikâye gerçekleşemez. Geriye üçüncü ve dördüncü bölümler kalır, onlar arasından da dördüncü bölümü elemek gerekir çünkü zamansal açıdan Bedel Meselesi’ndeki olaylar yaşanırken Yennefer etrafta olmayacak.
Kitapların kurgusu ile oynayacaklarını, karakterleri daha detaylı işleyebilmek için onlara bir geçmiş vereceklerini ve kitaplarda bulunmayan bazı unsurların da dizide yer alacağını biliyoruz. Zaten bir uyarlama söz konusu olduğunda bunlar olması beklenen şeyler, birebir aynısını yapacaklarsa manası yok. Fakat hikâyede değiştirmeler yapsalar bile belirli bir olay örgüsü izlenecekse son tahlilde üçüncü bölümün de ihtimal dışı kaldığını söylemek gerekir. Eğer Son Dilek için bir geçmişe dönüş olacaksa bence en uygunu, üçüncü bölüm değil dördüncü bölüm olurdu, onu da söylemiş olayım. Öte yandan Son Dilek’in ufak bir geçmişe dönüşle geçiştirilmemesi gereken bir hikâye olduğunu düşünüyorum ve çok da komik bir hikâye olduğu için doya doya izlemek istiyorum. Tabii nasıl yapacaklarını ancak 20 Aralık gelip de bölümü izlediğimizde göreceğiz, bunlar sadece bir tahmin.
Altıncı Bölüm: Rare Species
Bölümün isminin nadir görülen türleri ifade etmesi sebebiyle doğrudan The Bounds of Reason (Olasılığın Sınırları) isimli hikâyeyi izleyeceğimizi düşünmek mantıklı. Söz konusu hikâye taşıdığı iletiler, içindeki karakterler, yaşanan olaylar bakımından aşırı eğlenceli ve anlamlı, bu yüzden ufacık bile olsa spoiler verme ihtimalinden korkuyor ve daha fazlasından bahsetmiyorum.
Yedinci Bölüm: Before A Fall
Bölüm ismi, hangi hikâyeyi izleyecek olduğumuzla ilgili kafamda net bir şey oluşturmadı açıkçası. Sonraki bölümün isminin dizinin ilk sezonuna kaynaklık eden ikinci kitap Kader Kılıcı’nın sonundan geldiği ve bu bölümün de sezon finali olacağını düşününce, bölümün sonunun tanıtım filmindeki Belleteyn’e ait olduğunu düşündüğümüz sahneye bağlanma ihtimali mantıklı geliyor.
Durum böyle ise bu bölümde A Shard of Ice (Buz Parçası) isimli hikâyedeki olayları izleme ihtimalimiz oldukça yüksek demektir. Şu yazıda da bahsettiğimiz bu hikâyenin zemini hem karakterler hem de olay örgüsü bakımından önceki altı bölümde hazırlanmış oluyor, sonraki bölüme bizi götüren olaylar için de gayet uygun bir seçim niteliği taşıyor. Tanıtım filmindeki küvet sahnesinin bu hikâyeden geliyor olduğuna yönelik mantıklı çıkarımlar da var.
Ancak bir yandan sonraki sezon için yaşanması gereken bir savaş var ve bu savaşın anlatımının, görsel olarak kısa süreceğini tahmin ettiğim Buz Parçası uğruna diğer bölümlerin arasına sıkıştırılacağını hiç zannetmiyorum. Ayrıca hikâyenin karakterlerinden biri Istredd’i dizide göreceğiz ama Buz Parçası‘nın uyarlanıp uyarlanmayacağı kesin değil. Ya bölümün başında Buz Parçası’nı olabildiğince hızlı gösterecek veya kısaca bahsederek ikisini bir arada verecekler ya da bu bölümde doğrudan büyük bir kuşatma izleyeceğiz.
Sekizinci Bölüm: Much More
Geldik izlemekten en çok zevk alacağımı düşündüğüm ve tabii sezon finali olduğu için en az beklediğim bölüme. İsim seçiminden doğrudan anlayacağımız üzere bu bölümde Something More (Biraz Fazlası) isimli kısa hikâyeyi izleyeceğiz. Much more aynı zamanda Kader Kılıcı kitabının son cümlesi, bunu da hoşuma giden bir şey olduğu için sizinle paylaşmış olayım. Bir veda ve yeni bir başlangıç yaşanacak, Geralt sonunda eylemsizlikten çıkacak. Kısa hikâyeler burada bitecek ve roman serisi böylece başlayacak.
Resmiyette onaylanmamış bölüm isimlerinden asıl odakta Son Dilek kitabının tutulduğunu, Kader Kılıcı’nın ise iki bölümün odağına alındığını söyleyebiliriz. Bunun yanında dryad’lar ve Brokilon sebebiyle Elflerin Kanı’nındaki bazı parçaların da bölümler içerisine yayılmış olacak. Açıkçası roman serisinin ilk kitabı Elflerin Kanı ancak kısa hikâyelerdeki olaylar ya çok daha önce yaşanıyor ya da aralarda geçiyorlar, bu yüzden böyle bir yol izlemeleri çok normal.
Böylelikle bu hafta Hype Treni’ne ayrılan süremizin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Bölüm isimlerini nasıl buldunuz? Eğer tahminler doğru ise dizinin genel gidişatı hakkında ne düşünürsünüz? Ben uyarlanacak hikâyelerden memnunum ama bir Essi Daven göremeyecek olmak sizi de üzüyor mu? Yazmayı unutmayın!