Post-apokaliptik dünyaları oldum olası çok sevmişimdir. Bu dünyalarda geçen her tür hikâyeyi de en az post-apokaliptik dünyalar kadar seviyorum. Felaketlerden kurtulan insanların birbiriyle didişmesi, hayatta kalma mücadelesi, insanlığı kurtarma umudu gibi ögeler benim her zaman ilgimi çekiyor. Fakat bir de böyle tüm bunların yanında işin içine yalnızlık gibi dramlar da girince tadından yenmiyor. Son zamanlarda bu tarz filmler oldukça azalsa da Tom Hanks’in başrolünde olduğu FINCH filminden gelen fragman, bu özlememizi giderecek gibi gözüküyor.
Dünyanın sonunu getiren felaketten kurtulan Finch adındaki bir robot mühendisinin, hayatta kalan nadir insanlardan biri olması nedeniyle yaşadığı yalnızlık, Goodyear ismini verdiği köpeğini bulmasıyla son bulur. Son günlerinde ona neşe ve umut veren bu canlıyı her şeyden çok seven Finch, öldüğünde Goodyear’a ne olacağı konusunda endişelenmeye başlar ve bu konuda çözüm üretmeye çalışır. Bir robot mühendisi olmanın getirdiği avantajla birlikte kendisine bir yoldaş yapmaya karar veren kahramanımız, kendisine Jeff diyen bir robot inşa eder ve bildiği her şeyi ona öğretmeye başlar. Böylece artık bu sıra dışı ekibin de macerası başlamış olur.
Yani Finch’in bize sunulan ilk görsellerinde Tom Hanks’in yaşlı halini gördüğümüz andan itibaren zaten duygulanmaya başlamıştık. Şimdi bir de fragmanda onu böyle görmek; köpeği Jerry’e olan sevgisini ve kendi yaptığı robota bir şeyler öğretmenin mutluluğuna tanık olmak bizi daha da hüzünlendirdi. Yine de böyle hem köpeğini hem de robotu Jeff’i aile gibi görmesi, bizim de kalbimizi ısıtıyor. Anlayacağınız, daha film gelmeden duygulandık. Eğer filmde bir de bu karakterlerin başına bir iş gelirse o zaman ne yaparız, hiç bilemiyorum.
Başrolünde Tom Hanks’i göreceğimiz filmin yönetmen koltuğunda Miguel Sapochnik oturuyor. Yapımcılığını Robert Zemeckis‘in üstlendiği Finch’in senaryosunu ise Ivor Powell ve Craig Luck ortaklaşa yazmış. Son olarak film, Apple TV+’a özel olarak 5 Kasım’da çıkacak.
Siz nasıl buldunuz sevgili dostlarım Finch fragmanını? Böyle kıyamet sonrasında geçen hikâyeleri sever misiniz? Yoksa çok mu kasvetli buluyorsunuz? Yorumlara bekliyoruz.