Gerçekten içinde bulunduğumuz giderek büyüyen geek dünyasında Star Wars’ın prequel üçlemesi kadar (kötü anlamda) abartılan bir şey yok muhtemelen. Evet, diyaloglar odun gibi; ama ilk üçlemede de öyleler. Tek fark, burada spesifik olarak bir aktör (Hayden Christensen) bunları satmayı beceremiyor. Evet, Jar Jar Binks gibi saçmalıklar var; ama orijinal üçlemede de Ewoklar var işte.
Bu filmlerin ilk üçü kadar iyi olduğunu söylemiyorum, her ne kadar Revenge of the Sith’in samimiyetle ilk üçleme kadar sağlam olduğunu düşünsem de. Sadece evrensel olarak hepsinin çöp olduğuna ne ara karar verdiğimizi anlamlandıramıyorum. Her birinin içinde güzel taraflar da var. Işın kılıcı dövüşleri, aksiyon sahneleri; Grievous, Dooku, Maul gibi karizma kötüler…
Bunu anlayamadığımdan, J.J. Abrams’ın yeni Star Wars filmlerini çekme görevini üzerine aldığından beri her şeyden çok filmini son üçlemeden uzaklaştırmaya çalışmasını da yadırgıyorum açıkçası. Devamlı ve devamlı setlerin fiziksel olarak inşa edildiğini söylemesinden, “çöle Jar Jar kafatası gizleyecektim” deyişine kadar; baya artık Yeşilçam usulü bir garibanı ortalarına alıp döndürdükçe döndürüyorlar gibi bir his oluştu bende.
O sebepten şu son açıklamayı da acayip buldum. J.J. Abrams, MTV’yle yapılan kısa bir soru cevap sekansında The Force Awakens’da kesinlikle bir “midichlorian” referansı olmadığını söyledi. Bildiğiniz gibi Lucas’ın son üçlemede getirdiği, Force’un kantifiye edilmesine yarayan bir konseptti midichlorian. Pek çok kişi de hunharca reddetmişti. Yeni üçlemede, en azından Force Awakens da yok sayılacak bir nevi. E.. iyi? Okey? Yani bilmiyorum, bu sizin için filme dair bakış açısını değiştirme sebebi mi mesela? Ne diyorsunuz?