Bu tasarım Konig’in yönetmen Villenevue’in kafasından ilk geçenleri birebir kağıda döktüğü görsel. Bu haliyle epey ilgi çekici ve görkemli gözüküyor olsa da filmin genelinde, puslu bir camın arkasında silüetinin görüneceği bir kurguda yeterli ilgiyi çekip gerilim sağlayamazdı diye tahmin ediyorum. Ancak daha sonra şu görselle karşılaşıyorum:
Birkaç dokunuşla ve biraz da supplement desteğiyle aslında epey havalı bir uzaylı ortaya çıkabiliyormuş.
Filmde çizilen imajla en alakasız duran tasarım bu olsa gerek. Koing’in eklediği açıklamalara göre bu uzaylı bir ön yüze sahip değil, başının her yönünde gözümsü bir organı var ayrıca bedeni de değişken bir biçime sahip. Sanıyorum seçilen tasarım bu olsaydı mürekkepli yazılar bu uzaylıların bedeninden kopup şekil bulacaktı. Aynı zamanda seyirciden bir gram dahi sempati toplayabileceğini sanmıyorum bu organ-balıkvari uzaylının.
Koing bu arkadaş için bir açıklama yapmamış ama elinden çıkan ilk tasarımlardan biri olduğu biliniyor. Düşünülen bedeni görmeden net bir yorum yapmak çok mümkün değil. Ama bu tasarımın da derin denizden esinlenilerek yapıldığı çok bariz.
Sempati toplayamamak demişken… Şu münasebetsiz sıfata bir bakın. Hayır yani ne ilgi çekici, ne görkemli ne de gizemli duruyor. Bildiğin can sıkıcı bir tip bu arkadaş. İyi ki de bu tasarım kullanılmamış yoksa Amy Adams diz çöker tövbe eder sonra da bir daha dönmemek üzere terk ederdi ortamı.
Son olarak filmdeki tasarımına hayran olduğum uzay aracının yayınlanan tek rakibine bakalım. Şekil her ne kadar karizmadan uzak olsa da aslında kullanılan tasarımın önemli özelliklerinden, doğal duruş özelliğine sahip. Görsellerden alttaki filmdeki tasarımın renk tonunu kullanmış ve aşınmış metal/minarel madenlerinden yapıldığı varsayılmış. Yine de harika film afişlerine sebebiyet veren uzun, içbükey, eliptik uzay aracının kusurlarını sergileyerek edindiği kusursuz duruşun karizmasında yoksun.