Bildiğiniz gibi Ben Affleck’in üzerinde şu an muazzam bir yük var. Bu, tarihin en ikonik çizgi roman karakterlerinden birini beyaz perdede canlandırmaktan ibaret değil. Bir yandan, bunu ikinci defa, ancak bu sefer ilk kez Justice League kadrosuyla birlikte yapmak ve kendi koyduğu çıtaya yetişmek durumunda; öte yandan da yazıp, yöneteceği solo filmle hem Nolan filmlerini utandırmamak, hem de DCEU’nun façasını düzeltmek zorunda. Ve belli ki, kendisi de bu yükün çok farkında. Kendisi geçtiğimiz günlerde, New York Times’a verdiği röportajda, şu ifadeleri kullandı:
“Hâlâ bir senaryo oluşturmak ve onu sağlama oturtmak zorundayız. Ben projeleri bir pencereye veya tarihe yetişsinler diye tersine mühendislemenin büyük düşmanıyım. Onun yerine, doğru hikayeyi, doğru fikri, doğruşeyi bulunca yapmayı yeğlerim. Bizim yaptığımız şey de bu, ve umuyorum bunu başarabilirim. Bunun üzerine çok çalışıyorum, ama başka şeylere de bakıyorum.
Eğer yapabilirsem, eğer doğrusunu bulabilirsem, ikonik, efsane bir solo Batman filmi çekmekten daha fazla hiçbir şey istemem. Ama bu yapıldı. Chris Nolan o üç müthiş filmi yaptı ve ben bunun çok farkındayım. Kimsenin boğazına ortalama bir film tıkamak için acelem yok. Bir şeyden emin olmak istiyorum: Eğer yapacaksak, müthiş bir versiyonunu yapacağız ve Tim Burton ile Chris Nolan gibilerin şanına yaraşacak.”
Bu beyan var ya bu beyan? Bu beyan geek sinemasına dair edilmiş en güzel söz. Orada kullandığı “bir tarihe yetişecek diye projeleri ters mühendislemenin düşmanıyım” lafı için bile Ben Affleck’e özel bir Oscar üretip vermek istiyoruz. O kadar kral, o kadar bomba bir laf. Gerçekten ağzından bal damlamak nedir, neye benzer ilk defa bu beyanda anladık. Geek sinemasının, özellikle de süper kahraman filmlerinin, özellikle de Warner Bros eşrafının feyz alması lazım. Konuş be Affleck. İçine sinmiyorsa da yapma ya. Arkandayız!