Ön Not: Bu, İzlanda tarafından resmi olarak kabul edilen bir karar değil. Yalnızca beyin fırtınası yaratmak ve sizlerin de görüşlerini okumak istediğimizden bu yazıyı hazırladık.
Size bir soru: Din nedir?
Google’a birebir aynı soruyu yazdığınızda karşınıza çıkan sonuçlardan biri şu: “İnsanların doğaüstü güçlere, kutsal saydıkları türlü varlıklara, tanrılara ya da Tanrı’ya inanma, tapınma biçiminde katıldıkları gizemsel olgu.” Uzun yıllardır yüzünü görenin cennetlik olduğu bir sitenin tanımına göre ise şöyle: “Din, genellikle doğaüstü, kutsal ve ahlakî öğeler taşıyan, çeşitli ayin, uygulama, değer ve kurumlara sahip inançlar ve ibâdetler bütünü. Zaman zaman inanç sözcüğünün yerine kullanıldığı gibi, bazen de inanç sözcüğü din sözcüğünün yerinde kullanılır.”
Her iki açıklamada da uhrevi bir çeşit inanç şekli olduğunu özetlemek mümkün oluyor, öyle değil mi? Ancak gel gelelim büyük bir yanlış haber yayılması sonucu İzlanda, bu tanımı çok radikal bir kararla değiştirdi ve çok daha akılda kalıcı bir tanıma indirgedi: Nükleer silahlar. (Bu olay neden İzlanda üzerinden patlak verdi bilmiyoruz ama resmi bir şey yok elbette.)
Nükleer silahların ve dinlerin ne alakası olduğunu düşünüyor olabilirsiniz, çok da haklısınız. Zaten biz de bu bağlamı anlamak için şimdi bahsedeceğimiz meselenin haberine iki kere falan detaylı bir şekilde baktık. Ortada ciddi anlamda bir yanlış anlaşılma var, ama biz bunun çok güzel bir tartışma konusu olacağını düşünüyoruz: Yanlış olduğu kanıtlanan iddiaya göre İzlanda, dünya üzerindeki tüm dinleri, nükleer silahlarla eşdeğer kitle imha silahları kadar tehlikeli gördüğünü açıkladı.
Aslına bakarsanız bu olay yeni değil. İnternette araştırmaya kalkıştığınızda Mart ayından kalma bir şey olduğunun hemen farkına varabilmek mümkün. Hatta yalanlanması da çok kısa bir süre içinde gerçekleşmiş. Oldu da bitti maşallah tadında bir şey yani bu. Fakat HBO’nun Chernobyl dizisinin kasıp kavurduğu şu son zamanlarda böyle bir soruya sitemizde gecikmeli de olsa yer vermek istedik. Malum, sayısız hayatın sona ermesine ve nesillerin etkileneceği türden köklü değişikliklere sebebiyet veren bu vukuatlar, “din” kavramı ile aynı kefeye konuyor 2019 itibariyle. En azından bazı yanlış anlaşılmalara göre bu böyle.
İzlanda meclisinin aldığı iddia edilen ancak sonradan yalanlanan bu “habere” göre şöyle söyleniyor:
“Tanım olarak kitlesel imha silahları, büyük ölçüde ölüme veya yıkıma uğratan ve düşmanca güçlerin ellerinde hiçbir fark gözetmeksizin acı bir tehdit haline dönüşen silahlardır. Haçlı Seferleri’nin, cihatçı fetihlerin ve benzeri şeylerin tüm dünyayı nasıl yok ettiğini gördükten sonra, inancın da aynı kitlesel ölçüde ölümcül bir şey olduğunu fark etmek mümkün.”
Yani İslam, Hıristiyanlık, Judaizm, Hinduizm, Budizm de dahil olmak üzere dünya üzerindeki tüm inanışlar hardal gazı, nükleer ve biyolojik silahlar ile aynı kategoride değerlendirilmek isteniyor. Doğru olmamasına rağmen bizim sizlere sormak istediğimiz bir soru var: Sizce bu mantık doğru mu? Eğer din, bahsedilen tanımıyla tüm dünyaya zarar veren bir şey ise, kitlesel imha silahı kategorisinde değerlendirilmesi gerekir mi gerçekten de?