3. Gina Gina’lıktan Çıkartıldı
Chelsea Peretti‘nin oynadığı Gina karakteri, dizinin en kıymetli yönlerinden bir tanesi. Yalnız bu kıymet, Gina gerçekten absürt sınırlara doğru uçar bir şekilde hiçbir şeyi umursamadığında ortaya çıkıyor. Yazarlar onu, bu görevinden azat edip, Holt’un yanına “destek mekanizması” olarak koymaya karar verince, birinci bölümde Gina’yı “yapabilirsin, inanıyorum” gibi hiç de Gina-vari olmayan bir konuşma yaparken gördük. Belli ki bu rolü de daha üstlenmeye devam edecek, ettikçe de biz yadırgamayı sürdüreceğiz.
4. Holt’un Wuntch Kavgası Artık İyice Manasız
Holt ve Wuntch, ara ara birkaç bölüm yan yana gelip, huzursuz huzursuz birbirlerine yaratıcı laflar sokup dağılmaları, diziye hoş bir dinamik katıyordu; Holt’un da çok sık görmediğimiz, ama kesinlikle hoşlandığımız bir ekstra tarafını açıyordu. Şimdi bunu tam zamanlıya çekmek, onun o nadirlikten gelen kıymetini biraz ayaklar altına almış. Dahası, Holt’u daha ilk bölümden inandırıcı olmayan bir pozisyona sokup, “abi koskoca Yüzbaşı?” dedirttirdikleri için, absürtlük mizahı da çiğnedi biraz. Ama şüphesiz bu kararın saçma olduğunu ispatlayan en büyük sebep…
5. Zaten Her Şeyin Statükoya Döneceği Çok Belli
En kanıma dokunan da bu. Bugüne kadar Brooklyn Nine-Nine tipik Amerikan komedilerinden bir tık farklı bir mizah şekline sahip olarak gözümde büyümüştü. Hiçbir zaman kendimi tüm esprileri duymadan önce tahmin edebilecekmişim gibi hissetmedim. Ama ilk defa, burada başımıza gelecekleri yirmi kilometre öteden görebiliyorum. Holt yeni işinde çok iyi olacak, o sırada Vulture ekibe cehennemi yaşatacak, Wuntch hatasını kabul edecek, sonra da Holt 99’a geri dönecek. Arada da tabii türlü türlü tahmin edilebilir “komikli” kahramanlıklar falan…