Şu an berbere dahi gitseniz, muhtemelen bir noktada muhabbet dönüp dolaşıp kıyısından uluslararası ilişkiler ve yabancı politikaya değinirse, Çin’in yükselişine gelecektir. Artık okula yeni başlayan beş yaşındaki çocuklar bile Çin’in ekonomik olarak, hem üretim, hem finans hem de hizmet sektörlerinde dünyanın sayılı güçleri arasında yer aldığını ve yükselişinin de durmadığını size söyleyebilecek konumdalar. Mesele bu kadar ayyuka çıkmış vaziyette.
Bu elbette sinemayı da kapsıyor. Daha önce bu konuyla ilgili yazmıştık, Çin’in sineması giderek ciddi gişe gelirleri ve bununla paralel olarak büyüyen bütçelerle Hollywood’a inceden rakip olabilecek bir konuma doğru gidiyor. Üstüne üstlük, yabancı filmlerin de Çin gişeleri arttıkça –mesela Ant-Man’i Çin kurtarmıştı-, ülkenin yabancı sinemaya teşhiri de genişlediğinden, ortada ileride büyümeye çok müsait bir sinema sektörü için tüm gerekli bileşenler bir araya gelmiş oluyor.
Yalnız, her şey güllük gülistanlık da değil. The Hollywood Reporter’ın yaptığı habere göre, Çin bir süredir gişe rakamlarında sahtekarlık ile boğuşuyor. Burada bir mola verelim. Size bunu dediğimde, aklınıza ilk ne geliyor? Ben açıkçası Hollywood’da yıllardır olağan bir pratik olan “geliri düşürme” niyetli bir şey zannettim ilk okuduğumda. Birleşik Devletler’de sinema şirketleri gelirlerini genelde olduğundan düşük gösterirler ki, çok fazla vergi vermek zorunda kalmasınlar. Ama hayır, Çin’de bu olmuyor. Çinli film stüdyoları, gişe rakamlarını sahte belirterek¸filmlerine ilgi çekmeyi amaçlıyorlar.
Bu konuyla ilgili Çin’in Devlet Basın, Yayın, Radyo, Film ve Televizyon Yönetimi ciddi bir soruşturma açtığını ve konuyla ilgili ileride daha sert regülasyonlar getireceğini resmen duyurdu. Bu kurumun yöneticilerinden Li Dong, dağıtımcıların filmlerine ilgi çekmek için hasılat beyanlarını şişirdiğini, bunun da 200 kişilik bir salonda 300 bilet satılması gibi sıradışı durumlarla ortaya çıktığını açıkladı. Anlaşılan o ki, dağıtımcılar sinema salonlarına rüşvet vermek ve kendi filmleri için salon kapatmak gibi taktiklerle, “bakın bizim filmimiz ne kadar popüler” mesajı veriyorlarmış. Valla ne yalan söyleyeyim, bu haberi okuyunca benim içime bir kurt düşüverdi. Hollywood da yapıyor mudur acaba? Siz ne diyorsunuz?