19 Mart 2025 Çarşamba sabahına favori süper kahraman dizisi Daredevil’ın yeni bir bölümünü izlemek isteyen biri olarak uyanmıştım. İlk 2 bölümünün incelemesini yazdığım Daredevil: Born Again’in yeni bölümlerini yine bu sayfalar için kaleme alacaktım. Ama burası Türkiye, hayat her zaman istediğimiz gibi ilerlemiyor. Bilmiyordum ki sokaklardaki adaletsizliği, adalet mücadelesini, yetkililer arasındaki yozlaşmayı ve istediğini elde edene kadar orantısız güç kullanabilecek Kingpin’leri izlemek için Daredevil’a ihtiyacım yok; zaten her şey ulusal kanallarda yayınlanıyor.

Evet sevgili geekler, dediğim gibi ben de sizinle Daredevil: Born Again’in acayip etkileyici, ülke gündemi üzerine izlendiğinde daha da etkileyici olan Sic Semper Systema bölümünü konuşmak isterdim. Ama aralarında Cumhurbaşkanı adayı olacağı duyurulan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu birçok insan için 19 Mart hayal ettikleri gibi gitmedi, ülke yine adaletsiz bir güne uyandı ve bunu konuşmadan geçmek istemedim. Yani eğer bugün bir geek yazı okuyacak idiyseniz, o yazı bu olsun istedim.

daredevil ve adalet

Bu arada Amerika’da 18 Mart akşamı, bizde 19 Mart sabahı yayınlanan Daredevil bölümünün ismi dikkatinizi çekti mi? Sic Semper Systema, adını şüphesiz ki Latin deyişi Sic semper tyrannis‘ten alıyor. İngilizce çevirisi “thus always to tyrants” olan bu sözün çeşitli çevirileri var, özünde anlatmak istediği şey ise tiranların sonunun geleceği ve hak ettiklerini bulacakları. Eh, dolayısıyla sic semper systema ne demek istiyor; gün gelir devran döner, bu sistem bir şekilde çöker diyor.

Yani bir çizgi roman dizisinin anlatmaya çalıştığı şeye bakar mısınız? Tamam, Daredevil bir çizgi roman dizisinden fazlası oldu hep, Daredevil karakteri başlı başına diğer çizgi roman kahramanlarından ayrılabilecek niteliklere sahip. Ama şu bölüm ismi ve yayınlandığı güne bakınca zamanlamanın manidarlığı karşısında şaşırmamı engelleyemiyorum. Hâl böyle olunca, Daredevil’a ve anlatmak istediği şeye bir kez daha hayran oluyorum.

Madem gerçek bir dünyada işlemiyordu hukuk, belki çizgilerin evreninde onu var edebilirdik.

Abdurrahman Saygılı’nın “Bir Başlangıç: Süper-Kahramanlar Evreni ve Adaletin Gözleri Bağlı Kahramanı Daredevil” isimli makalesinin başında yer alıyor bu cümle. Ve bu cümle boşuna kurulmamış. Adaletin gözleri bağlı sembolüne nazire yaparcasına yaratılmış kör kahraman Daredevil’ın hak arayışı bu yüzden ilgimizi çok çekiyor. Batman gibi zengin olmayan, olduğu yere sıfırdan tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş kör bir avukatın gerçek dünyada işlemeyen hukuku işletmesini istiyoruz. Görmeyince adaletin daha doğru tayin edilebileceğini, görme dışındaki duyuların gerçek dünyadaki adalet tayininde ne kadar az kullanıldığını fark ediyoruz.

daredevil adalet

Ve günün sonunda adaletin er ya da geç tayin edileceğine inanıyoruz. Daredevil hep umut ediyor, adaletten hiç şaşmıyor, iyi – kötü fark etmeksizin bir gün herkesin adaletin terazisine ihtiyaç duyacağını çok iyi biliyor. En önemlisi de işte çizgilerin -veya dizilerin evreninde olsun fark etmez- evreninden gerçek dünyadakilere hayal kurduruyor. Zaten hayal gücü kuvvetli olan biz geekler, kahramanın gerçeklikle ettiği temas bu kadar kuvvetli olunca tahmin ettiğimizden de fazla anlam yüklüyoruz Daredevil’a.

Ama işte süper kahramanlar, çizgi romanlar veya hayali evrenler tam da bu yüzden var. Umudumuzu nasıl koruyacağımızı öğretmek, haksızlığın karşısında durmamız gerektiğini anlatmak, büyük gücün büyük sorumluluk getirdiğini fark ettirmek için var. Eğer ki buraya kadar okuyup geek sitesinde bu yazının ne işi var diyorsan, tam olarak da geeklikten yazılıyor bu yazı. Büyük güç sorumsuzca kullanıldığında belki de ilk biz geekler farkına varıyoruz. Geekler Gezi’yi de anabiliyor, adaletin işleyişini de tartışabiliyor. Ve kelimelerin kifayetsiz kaldığı günlerde yine geek bir içerikten destek bulabiliyor, onunla hayata bağlanabiliyoruz.

Yazının bir “Daredevil ve geeklik övgüsü” şeklinde görülmesini istemiyorum elbette. Böyle bir gündemde bir şeyleri övmek, rol çalmak değil amacım. Naçizane bir geek olarak bu dünyanın gerçeklerinden kaçmak için başka evrenlere yol alışımızı, yine de gerçekte görmek istediğimiz şeyleri o evrenlerde arayışımızı anlatmak, çizgi karakterlerin neler ifade edebileceğini göstermek ve bir nebze de olsun varsa benim gibi düşünenlere ses olmak istedim. Adaletin yolundan ayrılmamak ve herkes için adaletin bir gün gelmesi dileğiyle…

Author

Genellikle popüler kültür evrenlerinde yaşıyorum çünkü Thanos'un da dediği gibi "Reality is often disappointing."

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.