Kimin Başının Altından Çıkıyor?
Her şey aslında Superman’in kötüsü olan Brainiac soytarısının bok yemesi. Future’s End serisinin sonunda The New 52 Booster Gold, The New 52 öncesi Booster Gold ile aynı zaman ve mekanda bir araya geliyorlardı. İkisini de kontrol edip Vanishing Point isminde tüm zamandan ve evrenden bağımsız bir yerin varlığını keşfeden Brainiac, bildiğiniz gibi koleksiyoncu bir arkadaşımız ve şimdiye kadar tüm DC evrenlerinden, zamanlarından ve dünyalarından örnekler toplamış. Tüm bu farklı zaman ve mekanlardan aldığı alternatif 40 şehri, Booster Gold’tan öğrendiği Vanishing Point’te, Stephen King’in Under the Dome’undaki gibi bir kubbenin altına koyarak bir araya toplamış. Bir araya gelen karakterler arasında Earth 2 evreninden bildiğimiz Batman (Thomas Wayne), Superman (Val-Zod), Green Lantern (Alan Scott), the Flash (Jay Garrick), Dick Grayson gibi isimlerin yanı sıra Flashpoint öncesinden gelen Red Arrow, Batgirl (Stephanie Brown), Donna Troy ve diğer The Flash olan Wally West de var. Ortalık biraz karışık anlayacağınız.
Esas Kötü Brainiac Mi?
Pek sayılmaz. Evet, her şey onun bu koleksiyon takıntısı yüzünden oluyor ama kahramanlarımızın başını yiyen kötü adamımız Brainiac değil. Future’s End’in sonunda Brainiac yeniliyordu bildiğiniz gibi. Ancak bundan önce tüm bu örnekleri toplayıp Future’s End’te Blood Moon olarak geçen, şimdiki adıyla Telos isimli bir gezegene yerleştirmiş zaten. Telos, bir çeşit yapay zekaya sahip bir gezegen. Habitatında yaşayan canlılara dünyayı dar edebiliyor. Hatta gerekirse insan formu da alıyor. Brainiac ortalarda gözükmeyince bu arkadaşımız ipleri eline almaya kara vermiş. Amacı da birbirinden farklı kahramanları, kötü adamları, şehirleri ve takımları birbirine düşürüp savaşmalarını sağlamak. Özünde bir The Hunger Games öyküsü kısacası.
Eski Serileri Okumam Gerekir Mi?
Okuyabilirsiniz ama bence çok da şart değil. Okumasanız daha iyi bile olabilir. Kafanız karışmaz hiç yoktan. The New 52 ve öncesine hakim olun olmayın, siz en iyisi yeni bir serinin başına oturuyormuş gibi okuyun Convergence’ı. İsterseniz konuya çok Fransız kalmamak adına Earth 2: World’s End serilerini ya da The New 52: Futures End‘in hiç olmazsa Booster Gold’lu bölümünü okuyup konuyu yakalayabilirsiniz. Ancak eğer konsepti kavradıysanız ve Telos’un bizim süper kahramanları birbirine düşürmeye çalıştığını anladıysanız, genel fikri kapmışsınız demektir.
Okumaya Değer Mi?
Bu bir Convergence incelemesi olmadığı ve henüz tamamını okumamış olduğum için hikayeyi tüm detaylarıyla açık etmek istemiyorum. İlk başta onlarca farklı karakter ve şehirden beynimin bulandığı bir gerçek. Benim gibi Multiverse ve Crossover sevenler biraz olsun beğenebilirler sanırım. En azından genel olarak arkasındaki fikri sevdim diyebilirim ancak, ki bu koca bir ancak, işleniş kısmında çok ciddi sıkıntılar var. Başta yaptığım aşure benzetmesi hikayelerin işlenişi açısından da cuk oturuyor. Akıllarına orijinal bir fikir gelmiş ve ne buldularsa doldurmuşlar. Sonucunda ortaya çıkan tatlının tadı güzel olmuş mu, orası biraz tartışılır. Bu seride yapılmak istenen nedir, hikayede varmaya çalıştıkları nokta nedir ve neden böyle bir çabaya girişildi, hep muallakta kalmış. Böyle bir seri gerekli miydi ve okumamız şart mı diye soracak olursanız, onlara da verecek çok olumlu bir cevabım yok maalesef.
Bu serinin yayınlanmasındaki sebepleri anlamak için perdenin diğer tarafını da görmek gerekiyor. Olayın özü şu: DC, yeni bir yapılanma içinde. Warner Bros.’a yakın olmak adına ofislerini bile New York’tan Los Angeles’a taşıdılar. Yeni bir vizyonları var: “Herkes için DC”. Convergence, tüm bunların arasına sıkıştırılmış, “biz şirket içi sıkıntıları çözerken okuyucular da oyalansınlar” mantığıyla yapılmış, ne yazık ki boş bir hamle. Geekyapar’ın DC’den sorumlu bakanı olarak Convergence’tan umduğumu bulamadım ve gözümü Haziran itibariyle çıkacak yeni serilere çevirdim.
11 Comments
Şunca yıldır çizgi roman okuyorum, Convergence kadar rezalet bir event hatırlamaya çalışıyorum, ama başarısızım.
ya sadık, gel buraya, valla öpücem. bunları ben söyleyince “vay marvel’cı köpek” oluyorum.
insanlara izah edemiyorum, DC Comics son seksen yılın en kurak, en çorak, en yavan dönemlerinden birini yaşıyor. yıllardır sopayla dürterek uzaklaştırdığımız Marvel’a ise tövbe bismil bir şeyler oldu, adamlar canlandılar. convergence vs. secret wars bunun en büyük nişanesidir bence. e hal durum böyle olunca da, bizim lafımız da böyle oluyor. site olarak ömrümüz tam DC’nin dört koldan kokuttuğu döneme denk gelince de, marvel’cı oluyoruz.
sadık valla sen söyledin, senden güç buldum, rahatladım yemin ediyorum yahu…
Açık konuşayım, ”Marvel fanboy” olarak anıldığın ve eleştirildiğin dönemlerde hiçbir zaman fanboy olduğunu düşünmedim. Gerçekten olanları tarafsızca söylemeye çalışıyordun ve olanlar gerçekten bunlardı, biricik evladım DC uçurumdan atlarmışçasına düşüyordu, öyle bir düşüştü ki bu, herşeyi tarafsız yansıtmaya çalışanlar bir anda ”fanboy” ilan edilip geliyordu önümüze. Bir ara üstünde inanılmaz bir baskı vardı diye hatırlıyorum, aşılması güç bir baskıydı. Gerçekten her yiğidin harcı değildi.
Demek istediğim şu, sen yeniden herşeyi tarafsızca yansıt, insanların eleştirilerini yeniden gözden geçir, ama bildiğin yolda devam et. Türkiye’de pek yapılmayan bir şey yapıyorsun ve seni takdir ediyorum. Sadece bildiğin yolda devam etmeye bak ve arkana bakma 😀
Saygılarımla
bende galiba event sevmiyorum açıkcası bendisin yazdıgı tüm eventlerde bana karakterlerin kişiliklerini yıkan geçen hepsi embesile dönüştürülmüş kahraman sürüsünün anlamsız kavgaları olarak geliyor. blackest night-flashpoint ten aldıgım tadı alabilecegimi düşündüğünüz bir seri önerirseniz sevinirim. hickmanın avengersına ise hiç başlamadım dürüst olmak gerekirse galiba iyi bişe yapıyor duydugum kadarıyla ama bendis beni o kadar soğuttu ki hickman bitirince başlıcam galiba tüm seriye en son biri sonunda o da batırdı demezse tabi
hickman’a bulaşma bence de, bulaşan çıkamıyor. ama bendis’in house of M’i ÇOK iyidir mesela.
Her Yiğidin harcı değil..:)
Ben hala ikisine başarısız bulup Pre52’yu özleyenlerdenim. ”Superior Spider-Man” dışında ne Marvel’dan Ne de DC’den son 2 yılda adam gibi issue okumadım(Şahsi görüşüm). Image’in başarısını da görmezden gelmek çok yanlış. Zaten rota başarılı olanlara kayar. Doğanın kanunu böyledir. Rota ise şuan Image ile Marvel arasında.
aa bok dedi…
Seriyi tamamen Earth 2 hikayesinin devamı niyetiyle okuyorum diyebilirim ki o da çok uzak noktalara bağlandı.
DC, New 52 ile attığı hamleye çok ters bir hamle attı bu Convergence ile birlikte. Yeni okurlar DC’yi takip etmeye başlamışken bir çoğu DC evreninden resmen soğudu.
Convergence sonrasında iyi bir toparlama bekliyoruz.
Ya her seri 1-2-3-4 diye gitse ve şu karmakarışık işler bitse n’olur!? Sırf bu yüzden ancak ”The Amazing Spider-Man”, ”Batman the New 52”, ”Civil War” filan diye başı sonu belli şeyleri okuyorum sadece. Yok o bunu etkiledi; bunu sonucunda şurda şu oldu vs. takip etmeye acayip üşeniyorum açıkçası.
Secret Wars’a hazırlık olsun diye Avengers, New Avengers, Avengers World’e bakayım dedim, serileri anlamam ve indirmem 2 gün sürdü