3. Büyük Üçlü vs. Büyük Üçlü

Cleveland Big Three

Bu sene Draymond Green, belli ki artık kendi takımının büyük üçlüsünün bir parçası değil, öyle de görülmüyor. Sahip olunabilecek en iyi dördüncü adam kendisi, ancak çift hanelere bile ulaşamadığı için, bir istatistik kapıştırırken diğer üç arkadaşını not etmek istiyoruz: Durant, Curry ve Thompson. Sene başında bu üçlünün hücum bitiriş dağılımları nasıl olacak merak konusuydu, ama git gide her gün top Durant’in elinde daha çok bitmeye devam ediyor. Bu da istatistiklere yansımış vaziyette, KD 25.9 sayı ortalaması ile iki takımın da en skorer oyuncusu. Üstelik saha atış yüzdesi de %54.1 gibi inanılması güç bir seviyede. Curry ona 24.4 sayı ortalaması ile eşlik ediyor, Thompson’ın da 21.3 sayısı var.

Cleveland cephesinde ise sıralama beklendiği gibi. LeBron 25.3 sayı ortalaması ile, %51.2 yüzde ile atıyor. Durant’in aksine, LeBron aynı zamanda Cavaliers’ın oyun kurucusu olduğundan, vitesin kendisinde olduğunu ve çoğu maçta kendisi devreye girmektense Kyrie, Love veya Smith’i devreye sokmayı tercih ettiğini ise unutmamak gerek. Kral’ı 23.8 sayı ortalaması ve %48 yüzde ile Kyrie takip ediyor. Onların arkasında ise bu sene istatistiklere yansımayan bir özgüven ve oturmuşluk ile top oynayan, en sonunda Minnesota’da ışığını gördüğümüz o mükemmel uzak 4 rolünü savunmasıyla / postuyla / üçlüğüyle benimsemişe benzeyen Love var. 21.9 sayı ortalaması, %48 atış yüzdesi var. Love’ın bu sene eteklerinde dolaştığı zirveyi anlatacak herhalde en bomba istatistik şu: Bu altı oyuncu içerisinde en yüksek üçlük yüzdesine sahip oyuncu Kevin Love.

NBA’in an itibariyle iki Big Three’si var. Geçen sene olsa, buraya “Biri üç MVP kalibresinde oyuncu, biri bir efsane ve onun yanındaki iki çırak” yazardık. Ancak şu an öyle bir tarafı da kalmadı işin. Yarın sahada altı tane roket olacak. Yalnız söylemek gerek, J.R. Smith’in sakatlığı sonrası, şu gerçek de var: Roketlerden biri durursa, Warriors da hazır kıta bekleyen Green, Iguoadala, Zaza, McGee gibi oyuncular var. Cavs tarafında ise üçlü tekleyince, gözler Smith’e dönüyordu. Smith olmayınca da insan bir Richard Jefferson’a bakabiliyor. Yani üçe üçü iyi, ama Warriors üçlüsü mahalleyi toplarsa sıkıntı büyük.

Ki, demişken…

 

4. Warriors Hâlâ Öğreniyor
Golden State Team

Golden State, Kerr tarafından görev devralındığında ivmesi yukarıya dönük bir takımdı. Birbiriyle oynamayı öğrenmeye ve bundan keyif almaya çalışan bir grup genç oyuncu vardı takımda. Herkes birbirini seviyor gibi gözüküyordu. Amerikalılar çok şaşırmıştı elbette, ama bizim buralarda bir tabirimiz bile vardı bunun için: Kolej Takımı. Yıllardır Beşiktaş başkanlarının Metin – Ali – Feyyaz’lı dönemi referans göstererek “Tekrar öyle bir şey yapacağız” diye hedef belirlediği bu soyut tabir, Warriors’a çok yakışıyordu.

Bu istatistiklere de yansıyordu, Warriors’ın asist rakamlarını görünce alkışlayasınız geliyordu içinizden. Bu sene bir gariplik var. Ve bu da istatistiklere yansıyor. Warriors, top kayıpları konusunda ligin en kötü 9. takımı. Daha da fenası, zaten savunmaları çok müthiş değil, topu kaybettiklerinde sayıyı da yiyorlar. Maç başına top kayıplarından rakibe verdikleri sayı konusunda da ligin en kötü 9.su konumundalar. Bunun sebebi de açık: Daha birbirlerini o kadar iyi tanımıyorlar. Ha daha bu hâlleri lig lideri, orası ayrı!

Durant geldiği zaman, çarkın çok ciddi bir anlamda değişmesi gerektiği aşikardı. Çünkü Durant gibi bir oyuncu, Curry’nin sırf kendini iyi hissetti diye üst üste üç hücum yarım saha üçlük çekmesini bir yere kadar kabul eder. Durant imzayı atarken, Curry de bunun bilincindeydi, Steve Kerr de. Durant’e o yeri açana kadar, bu denli az bocalamaları bile takdir edilesi bir şey aslında. O yüzden, bu maçı izlemek, ekstra keyifli. Çünkü motivasyonlar yüksek, herkesin odaklanma yüzde yüz. Bu maç takım yapan, bu maç takım bozan bir maç. Warriors ekip sinerjisi az buçuk tökezlemiş, Cavs ise “Balına kazanmadık biz geçen sene” hırsında. Takımlardan biri bu maçın sonunda biraz daha kırılgan, ötekisi ise daha sağlam ayrılacak salondan. Ve biz hangisinin hangisi olduğunu görmek için sabırsızlanıyoruz.

 

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.