Hepinizin bildiği gibi her hafta Westworld’ün yeni bölümünü spoilerlı olarak inceliyoruz. Biz bunu yaparken Westworld seyircisi de günden güne eriyor ama olsun, biz kalanlar ile devam ediyoruz. Bu hafta Westworld yine ilk iki sezonda yaptıklarından farklı bir yol çizdi ve belki de dizinin sevenlerini ilk defa ikiye ayırdı. Bir tarafımız her bölüme gittikçe coşarken diğer tarafımız bir türlü eski Westworld tadını alamıyor. Yine de ne olursa olsun hepimiz Westworld’ün hala şu anda izlenebilecek en iyi dizi olduğu konusunda hem fikiriz sanırım. Bu yüzden daha fazla konuşmayı uzatmadan Westworld üçüncü sezon dördüncü bölüm spoilerlı incelemesine geçelim.

Bölümün hemen başında William’ın kendi dünyasındaki histeri krizlerini görüyoruz. Her ne kadar ilk başlarda William’ın bu krizlerini Dolores tarafından yaratılmış bir simülasyonda hapsolarak yaşadığını düşünsek de daha sonra anladık ki bunlar William’ın kendi kızını öldürdükten sonra yaşadığı trajedilermiş. Bu trajediler, sinematografik olarak bizlere çok iyi yansıtılsa da bana göre duygusal anlamda çok zayıf kaldı. Hani kendi evladını öldürdü diye duvardan su geldiğini görüp boğulan adam iki dakika sonra Charlotte’un “Kurduğun şirket elden gidiyor” sözleriyle bir anda “Atımı getirin. Vakit küffarın üstüne gitme vaktidir” moduna büründü, takımları çekti.

İkinci bölümde Serac’ın Maeve’i, Dolores’e karşı kışkırtma eylemlerinin bu bölümde devam ettiğini gördük. Ama diğer konuşmalarından farklı olarak bu konuşmada Westworld’ün içinde bulunduğu dünyaya dair bir diğer önemli bilgi elde ettik. İçinde yaşadıkları dünyada Paris’in gözlerinin önünde yok olduğunu gören Serac, bunun tekrar yaşanmaması için Rehoboam’ı icat ettiğini söylüyor. Bu kısımlarda kendisini tamamen insan ırkının kurtulmasına adayan Serac’ın, insanoğlunun başındaki en büyük tehlikenin yine insanoğlunun olduğunu düşündüğünü görüyoruz. Adam aslında Dolores ile Maeve’i bir tehdit olarak görmüyor anlayacağınız. Dolores ile Maeve’in ırkının insanlara olan etkisinden korkuyor.

Maeve’in ikinci sezonun sonlara doğru kazandığı tanrı modunun bu bölümde biraz ayarının kaçtığını gördük. Öyle ki kadının geçtiği yerlerde teknolojik aletler kalkıp selam durmaya başladı. Bir Çin mahallesinden Yakuza’nın başına kadar gittiği macerası Maeve’i sonunda hostların yapımında kullanılan beyaz sıvılarla dolu bir depoda yine ikinci sezonun en güzel karakterlerinden biri olan Musashi ile karşılaşmasıyla son buluyor. Bu noktada ise dizinin bu sezondaki en büyük twistlerinden bir tanesi açıklanıyor ve geçen bölümde konuştuğumuz çoğu şey çöpe gitmiş oluyor.

Dolores’in Westworld’den kaçırdığı beş incinin Clementine, Teddy, Peter gibi isimlerin olduğunu düşünüyorduk ama bu bölüm anlaşıldı ki Dolores “Bir işi yapacaksan kendin yapacaksın” diyerek kendini kopyalatmış ve hem Charlotte’un hem Musashi’nin hem de Conells’ın bedenlerine bu kopyalarını koymuş. Böylece bizim konuştuğumuz “Ay acaba Charlotte’un içindeki host kim?” gibi konuşmalar da boşa çıkmış oldu. Dizinin bu twisti açıklamasının yine Westworld dizisine yakışır bir şekilde olduğunu söylemeliyim. Charlotte’un William’ın sakalını tıraş ettiği sahne ile geçtiğimiz sezonlardaki Dolores’in William’ın sakalını tıraş ettiği sahnenin birebir benzerlik göstermesi aslında gelecek olan açıklamanın ayak sesleriydi. Tabii biz bunu sonra anladık. Ama bir yandan da ilk defa ben bir Westworld bölümünde “O zaman neden?” sorusunu sorma ihtiyacı duydum.

Arkadaşlar madem Charlotte baya bildiğiniz Dolores’in bir kopyası o zaman neden geçtiğimiz bölüm inanılmaz kırılgan bir hava sergiledi? Bu noktada iki açıklama var; birincisi Dolores’in tam olarak şimdiki halini değil de tam anlamıyla uyanmadığı halini Charlotte’un bedenine yerleştirdiği, ikincisi ise tam olarak kendi kopyasını değil de başka bir yapay zekânın üzerine kendi bilincini yerleştirdiği. Bu iki açıklamanın da kendine göre getirileri ve götürüleri olacaktır ama şimdilik hangisi olduğunu söylememiz imkânsız. Tabii ikisinden bir tanesinin kesin olacağını da…

Bu noktada hemen birazcık geriye döneceğim ve bir konudan bahsedeceğim. Westworld’ün bu sene acelesi var, bu zannediyorum ki çok bariz. İlk sezon izlediğimiz üç farklı zaman dilimini sezonun sonunda açıklayan Westworld değil artık bu. Üçüncü bölümde insanların önüne teori oluşturması için birkaç sahne atıp dördüncü bölümde bu sahnelerin açıklamasını yapan bir dizi izliyoruz artık. Belki bu size çok geçersiz bir argüman gibi gelecek ama bana öyle geliyor ki senaristler geçtiğimiz sezon yaktıkları beyin sayısı yüzünden diziyi bırakan insanların farkındalar ve bu sezon bu kadar büyük hikaye anlatıcılığına girmiyorlar. Her şey o kadar hızlı sonuçlanıyor ki artık teori üretmemizin bir mantığı yokmuş gibi hissetmeye başlıyorum.

Bir kez daha örnek vermem gerekirse Warworld eğer ilk iki sezonda olsaydı Maeve’in bir simülasyonun içinde olduğunu anlaması ya da bu simülasyondan kurtulması en az iki üç bölüm sürerdi. Ama bu sezon bu kadar büyük bir zamana sahip olmayan senaristlerimiz onu hemen oradan çıkarttılar ve Dolores’in peşine düşmesini sağladılar. Temelde buna bir itirazım yok ama genelde böyle bir bölüm süren ve diğer bölümü pek ilgilendirmeyen maceralar benim karakterlerle olan duygusal bağlantımı inanılmaz zayıflatıyor.

Bu sezonun belki de en büyük eksiği benim için bu yani duygusal olarak karakterlere karşı bir şey hissedemiyorum. Örneğin bu bölümdeki William’ın trajedisinin benim için hiçbir değeri yok çünkü bir bölümde çözdüler. Öte yandan geçtiğimiz bölümde Charlotte’un kendi bedenine zarar vermesinin de bir değeri kalmadı gözümde. Bernard’ın ilk bölümde övdüğüm kendi kendini her gün kontrol etme mevzusu da bitti ve bu yüzden artık Bernard da dümdüz bir karaktere bağladı. Yani bütün karakterler bir yere yetişmeye çalışıyor ve duyguları hiç alışık olmadığımız şekilde hızlı veriliyor. Ama alamıyoruz be biz o duyguları valla bak.

Şimdi bu kadar konuşmanın üzerine teoriler kurmamız biraz ayıp olacak ama Westworld’ün şanındandır öyle değil mi? İlk teorimiz aslında bir teori olmamakla beraber bölümde gözümüze sokulan bir şey üzerine; Musashi’nin mekanındaki beyaz sıvıdan bahsediyorum. Öyle gözüküyor ki Dolores sadece beş beden ile sınırlı kalmamış ve yeni hostlar yapmak için kolları sıvamış. Çok yakında yeni hostlar görebiliriz. İkinci teorimiz ise aslında ilk bölüm incelememizdeki jenerik teorimiz üzerine. Bu bölümde Dolores’in kendisini kopyaladığını açık etmesinin ardından jenerikte kendi yansımasına dokunan robotun Dolores olduğuna olan inancım iyiden iyiye arttı. Bahsettiğimiz bu robot kendi yansımasına dokunduktan sonra yükselmesini bırakıp dibe çekilmeye, maskesinin ise açıldığına şahit oluyorduk. Belki de bu ilerleyen zamanlarda Dolores’in kendi kopyalarından bir tanesi yüzünden yenilgiye uğratılmasına şahit olacağımızın bir göstergesi olabilir.

Westworld’ün üçüncü sezonun dördüncü bölüm incelemesini geride bıraktık. Valla dizinin bölümlerini severek izliyorum ama daha sonra bu dizinin Westworld olduğu aklıma gelince bir hayal kırıklığı yaşamıyor değilim. İlk iki sezonda çıta o kadar yukarıdaydı ki bu sezon çok basitmiş gibime geliyor. Siz ne diyorsunuz? Dördüncü bölümü siz nasıl buldunuz?

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

3 Comments

  1. Evet ilk iki sezonun beyin yakmasi yuzunden insanlarin diziyi biraktigi fikrinize katiliyorum. Gerçekten biraz basitleşti fakat hala inanılmaz keyif alıyorum. Izlemeyenler çok şey kaçırıyor. En çok canımı sıkan nokta ise Meave’e yerleştirilen off switch. Bu tanrı moduna hiç uymadı.

  2. çok güzel yorumlar yapıyorsunuz. İlk 2 sezonda da keşke sitenizi keşfetseydim. Emeğinize sağlık

ps için bir cevap yazın Cevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.