Zaman Çarkı dizisi yaklaşırken, biz de evrenin yaratılışından itibaren anlattığımız bir yazı dizisi başladık. Bu yazı dizisinde her ne kadar ayrıntıya girmemeye, evrenle ilgili bilmeniz gereken temel şeylere odaklanmayı istesem de ne yazık ki evrenin kendisi buna elvermiyor. Bir konuyu anlatsam diğerini anlatmak zorunda kalıyorum, öbürünü anlatmazsam beriki eksik kalıyor. Bugün de aslında en baştan yazmayı planlamadığım fakat eğer yazmazsam Hype Treni’mizin eksik kalacağı bir konuya giriyorum ve Aes Sedailer’i yazı dizimize konuk alıyorum.

Zaman Çarkı döner, çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran çağ yeniden geldiğinde, mitler bile unutulur. Bir Çağ’da, kimilerine göre Üçüncü Çağ’da; henüz gelmemiş, çoktan geçip gitmiş bir Çağ’da, Geekyapar’da bir yazı yükseldi. Yazı, başlangıç değildi. Zaman Çarkı dönerken ne başlangıçlar ne de bitişler vardır. Ama yine de bir başlangıçtı.

Bir önceki yazımızda evrenin yaratılışından genel olarak bahsettiğimizde, Tek Güç ve Kaynak gibi konulara değinmiştik. Tek Güç’ün eril yarısının kirlendiğini, bu yüzden evrende sadece Kaynak’ın dişil yarısını kullanan kadın Aes Sedailer’in kaldığını söylemiştik. Dizinin konu alacağı üçüncü çağda artık son erkek Aes Sedai’nin ölmesi ya da yalıtılması üzerinden o kadar uzun zaman geçiyor ki Erkek Aes Sedai kavramı tamamen unutuluyor ve Aes Sedai denilince akla direkt olarak, Kaynak’a dokunabilen kadınlar geliyor. Bu yüzden yazımızın geri kalanında siz de Aes Sedai dediğimde, gözünüzün önüne bir kadın figür getirin. Böylece işimiz daha kolay olur.

Aes Sedailer; Zaman Çarkı evreninde büyüyü, daha doğrusu Tek Güç’ü kullanmaya izni olan tek organizasyon. Genel olarak parmaklarındaki kendi kuyruğunu ısıran yılan yüzükleri ve yaşlarını asla belli etmeyen yüzleri ile, gittikleri her yerde saygı gören Aes Sedailer, Zaman Çarkı evrenindeki belki de en önemli kavramlardan bir tanesi. Zira kendileri dolaylı yoldan da olsa Zaman Çarkı dünyasının kıyametine sebep olsalar da aynı zamanda bu dünyanın en büyük koruyucuları.

Kırılış ve Yeniden Doğuş

Kırılış’tan sonra artık sadece kadınlardan oluşan Aes Sedai topluluğu, Tar Valon’a gelerek dünyaya yeniden düzen getirmenin yollarını ararlar. Tek Güç’ü Topluluklarının başı olan Ejder de dahil olmak üzere, birçok arkadaşlarını kaybeden hatta bizzat kendi elleriyle etkisiz hale getiren Aes Sedailer, kaosun hakim olduğu bu dünyaya yine kendilerinin liderlik etmeleri gerektiğinin bilincinde olarak Beyaz Kule’yi kurarlar.

Aes Sedailer, Teç Güç’ü kullanmak için hiçbir araca ihtiyaç duymazlar. Fakat gücü farklı amaçlar için yönlendirmeye ya da daha da kuvvetlendirmeye yarayan angreal, sa’angreal ve ter’angreal gibi objelerden yardım alırlar. Bu objelerin neredeyse tamamı Efsaneler Çağı’nda yapılır ve Kırılış sırasında birçoğu ya kaybolur ya da tamamen yok olur. Geriye kalan az sayıdaki angreal’den bazılarının ise, Efsaneler Çağı’nın bilgilerine tam olarak vakıf olunmadığı için ne işe yaradığı anlaşılmaz. Yine de bu güç eşyalarının bazılarının Saidin’e, bazılarının Saidar’a, bazılarının ise her ikisine birden tepki verdiği öğrenilir.

Her yaştan kadının çömezlikten başlayarak bir Aes Sedai olana kadar eğitim aldıkları Beyaz Kule, çok geçmeden hem Aes Sedailer’in hem de Üçüncü Çağ’ın en önemli kalesi haline gelir. Birçok kral ve kraliçe, ülkelerinin iyiliği için Aes Sedailer’den tavsiye almak hatta onların yanında yer almak için Tar Valon’a gelir. Fakat Aes Sedailer’e kimse eskisi kadar güvenmez.

Çömezler, Kabul Edilmişler ve Üç Yemin

Zira onlar Efsaneler Çağı’nın bitmesinin ve Kırılış’ın en büyük sorumlularıdır. Her ne kadar yeni çağda düzeni getirmek için insanlar, Aes Sedailer’e muhtaç olsa da kimse kayıtsız şartsız onlara güvenlerini altın tepside sunmaz. Bunun için çaba harcamaları gerektiğinin farkında olan Aes Sedailer; Trolloc Savaşları ve Yüzyıl Savaşı arasında Üç Yemin adını verdikleri bir törenle, kendilerini takip eden insanlara teminat sunarlar.

Beyaz Kule’ye bir çömez olarak giren Aes Sedailer, uzun süre eğitim aldıktan sonra özel bir ter’angreal yardımıyla, korkularıyla yüzleştiği üç aşamalı bir sınava tâbi tutulur. Bu sınavı geçenler, Kabul Edilmiş olarak eğitimlerine devam eder ve Aes Sedailer’in alameti farikası olan, kendi kuyruğunu ısıran yılan yüzüğünü parmaklarına takarlar. Beyaz Kule’de eğitimlerine devam eden Kabul Edilmişler, Aes Sedai olmaya yeterli olduklarını kanıtladıklarında Üç Yemin’i ederler. Aes Sedailer, Üç Yemin’e göre: asla yalan söyleyemezler, bir insanın başka bir insanı öldürmesi için silah yapamazlar ve kendilerinin ya da muhafızlarının can güvenliği olmadığı sürece Tek Güç’ü bir silah olarak kullanamazlar.

Yedi Ajah

Eğitimlerini tamamlayan ve Üç Yemin’i eden Aes Sedailer’in bir sonraki adımı ajah seçimi olur. Beyaz Kule içerisinde Aes Sedailer, her biri bir renkle simgelenen ve farklı alanlarda eğitimini sürdüren yedi ajahtan oluşur. Bunlardan Kızıl Ajah yönlendirme gücünün yanlış ellere geçmesini önler, Gri Ajah diplomasi ve siyaset ile uğraşır, Yeşil Ajah son savaşa hazırlık yapar, Sarı Ajah iyileştirme üzerine eğitim görür, Beyaz Ajah felsefeye kafa yorar, Kahverengi Ajah bilginin peşinde koşar ve son olarak Mavi Ajah her zaman adaleti sağlamaya çalışır. Her bir ajahın Kule Salonu’nda kendisini temsil etmesi için bir temsilcisi bulunur. Bütün ajahların ve Beyaz Kule’nin başındaki kişi olan Amyrlin ise, hem bütün ajahların hem de hiçbir ajahın üyesi olarak kabul görür. Üzerinde yedi ajahın rengini de barındıran bir şal takan Amyrlin, tüm Aes Sedailerin lideri olarak öne çıkar.

Aes Sedailerden bahsederken bir Aes Sedai’nin yanından asla ayrılmayan Muhafızlar‘a değinmeden olmaz. Bir Aes Sedai geleneksel olarak Üç Yemini’ni ettikten sonra, yine geleneksel olarak bir erkek ile bağ kurar. En büyük amaçları bağlı oldukları Aes Sedai’yi, ne pahasına olursa olsun korumak olan Muhafızlar, Aes Sedailer ile kurdukları bağ sayesinde daha güçlü ve daha dayanıklı olurken aynı zamanda karanlık varlıkları çok uzaktan hissedebilirler. Yaralandıklarında ya da yorulduklarında, Aes Sedailer’i ile kurdukları bağ sayesinde çabucak iyileşen Muhafızlar’ın, en büyük alameti farikaları renk değiştirerek kamufle olmalarını sağlayan pelerinleridir. Geleneksel olarak bir Aes Sedai’nin sadece tek Muhafız ile bağ kursa da bu, Aes Sedai’nin bağlı olduğu ajaha göre değişebilir. Örneğin Yeşil Ajah birden fazla Muhafız ile bağ kurmayı normal karşılarken, Kızıl Ajah’a bağlı olan Aes Sedailer hiçbir muhafız ile bağ kurmaz.

Böylece Zaman Çarkı’ndaki en önemli konulardan bir tanesini daha anlatmış olduk. Gelecek hafta Aes Sedailer arasından çok özel bir Aes Sedai’yi, Moiraine Damodred‘i konuşmak için kendisini hype trenimize konuk edeceğiz. O zamana kadar hoşça kalın, her zaman gölge ve su bulun!

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.