Biz video oyunları severlerin her yıl dört gözle beklediği birkaç tane özel etkinlik var. Mesela Steam indirimleri veya yılın en iyi oyunu ödülleri bunlara örnek sayılabilir. Ama bunca organizasyon arasında öyle bir etkinlik var ki onun için gün sayıyor, uyku düzenimizi günler öncesinden ayarlıyor, yazılar yazıyor, videolar izliyor ve coştukça coşuyoruz. Bu etkinlik tabii ki şu an içinde bulunduğumuz ve ilk gününü tamamladığımız E3’ten başkası değil.

E3’ü sevmemek pek elde değil maalesef. Sonuçta yılda bir kere gerçekleşen bu büyük etkinlikte gözümüz kulağımız oyun firmalarına çevriliyor ve sonraki bir sene için zamanımızı hangi oyunlarla geçireceğimizi öğrenmek istiyoruz. Bazen dedikoduları kovalayıp acaba diyoruz; bazen ise sadece istediğimiz oyun çıksın artık diye sadece dua ediyoruz. Bu sözüm sana Ubisoft hala senden ahım şahım bir Prince of Persia oyunu bekliyorum, duy sesimi artık…

keanu-630x427

Tabi bizim E3 için kurduğumuz hayaller bir yana maalesef bir de hayatlar” kısmı var bu işin. O kadar beklememize rağmen bana kalırsa E3 bu sene biraz soluk geçiyor. Bunu henüz birinci günün sonundan yazdığım için erken konuşuyor olabilirim ve umarım gerçekten de öyle olur. Çünkü bir sene sonunda beklediğim bu etkinliğin bu kadar soluk geçmesi bende inanılmaz büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Fazla duygusallaşıyorsam affedin dostlarım ama bizim de bir E3’ümüz var be! Peki, neyi aradım da neyi bulamadım? Ne bekliyordum? Anlatayım.

Öncelikle size şunu söylemekte bir sakınca görmüyorum: E3’ün ilk gününde, daha önce duyurulmayan ve sansasyon yaratacak büyüklükte bir oyun görmedik. Bakın düşünün E3’ün ilk günü bittiğinde herkesin aklında kalan tek şey Keanu Reeves’in Cyberpunk 2077 oyununun fragmanında görünmesi oldu. Şundan yüzde yüz eminim ki eğer Keanu Reeves son saniyede çıkıp “We have a city to burn” demeseydi, insanlar Cyberpunk 2077 fragmanına bile yeni bir oynanış videosu sunulmadığı için tepki gösterecekti. Ama Keanu Reeves bir kez daha son dakikada bütün karizmasıyla ortaya çıktı ve hem günü kurtardı hem de interneti yıktı.

Bunun haricinde tanıtılan büyük oyunların neredeyse tamamını geçen seneden görmüştük ve bu sene üzerine biraz daha tanıtım biraz oynanış eklenerek tekrar önümüze konulmuştu. Açıkçası ilk gün benim için oldukça hayal kırıklığı ve üzüntüyle geçti. İsterseniz şöyle konferans konferans konuşalım.

X-BOX Konferansı

Xbox-Project-Scarlett-E3-2019-1200x606

Sony bu sene E3’e katılmayacağını duyurduğundan beri bütün gözler Microsoft ve X-Box’ın üzerine dikilmişti. En büyük rakibi oyundan çekilmişti, kale artık bomboştu. Herkes gol üstüne gol bekliyordu. Buna aranızda katılmayanlarınız mutlaka olacaktır ama maalesef Microsoft bu şansı kullanamadı ve bütün topları auta attı.

Google Stadia’nın tanıtılması üzerine herkes Microsoft’un beşinci nesil konsol rekabetine mi gireceğini, yoksa kendi bulut sistemini mi kuracağını tartışıyordu. Ama bu konu üzerine, akıllarda fazla soru işareti kalmasına izin vermeden Microsoft çıktı ve en yeni oyun konsolu olan Project Scarlett’ı duyurdu. Microsoft’un açıklamasına göre 2020’nin yaz aylarında çıkması planlanan bu konsol şimdiye kadarki en güçlü oyun deneyimini yaşatacak konsol olacak. Açıkçası ne kadar doğru olur bilmiyorum, şu anda söyleyeceklerim benim ağzımdan değil bizzat Microsoft’un ağzından çıkıyor; yeni konsol 8K görüntü kalitesi ve 120 FPS performansıyla piyasaya sürülecek diyorlar.

Bunun haricinde en büyük rakibinin yokluğunda bize bir sürü yeni oyun sunacağını düşündüğümüz X-Box maalesef bizlere bunu veremedi. Geçen sene duyurduğu Halo: Infinite’ten ve Cyberpunk 2077′den Keanu Reeves’li yeni fragman veren X-Box cephesi, benim beklentilerimin biraz -hatta bayağı- altında kaldı.

Bu iki büyük oyunun haricinde The Outer Worlds, Ori and Will of the Wisps, Borderlands 3, Dying Light 2 gibi oyunlardan da az buz yenilikler gösterilse de çok büyük heyecan yaratamadı şirket. Yani yanlış anlamayın, bu oyunların bazılarına heyecanlanıyorum, birçoğunuzun ise hepsine heyecanlandığını biliyorum ama hak verirsiniz ki bu oyunlar zaten geçen seneden çıkacağını bildiğimiz oyunlardı.

Yine de konferansta iki oyun vardı -ki bence birazcık insanların gözlerinden kaçtı. Bir tanesi Dark Souls, Bloodborne ve Sekiro gibi oyuncuların yapımcısı ile George R.R. Martin’in beraber çalıştığı Elden Ring oyunu. Bu iki mükemmel dünyanın yaratıcılarının ortak bir oyunun paydasında buluşması beni inanılmaz derecede heyecanlandırıyor. İkinci oyun ise Microsoft’un en son çıkan Flight Simulator oyunu. Grafikleriyle ve bütün dünyanın modellemesiyle eminim şu an simülatör oyun severler ağzının suyu aka aka bu oyunu bekliyorlar.

Bethesda Konferansı

144785-games-feature-bethesda-e3-2018-showcase-all-the-games-from-be3-and-how-to-watch-it-again-image1-gkfrrbizvn

Ben artık Bethesda’nın bizi ne kadar daha hayal kırıklığına uğratabileceğini düşünemiyorum, düşünmek istemiyorum. Her sene bir öncekinden daha kötü bir konferans yaparak bizi şaşırtmayı başarması inanılmaz büyük bir şey gibi geliyor gözüme. Yani bir Bethesda konferansında The Elder Scrolls ve Fallout kelimelerini yasaklasak, konferansın süresinin yarı yarıya düşecek olması inanılmaz üzücü geliyor bana. Siz söylemeden ben söyleyeyim; evet, bu sene de The Elder Scrolls ve Fallout evreninden bir sürü haber var ama ne yazık ki yine güzel haberler değil.

Fallout 76’nın geçen seneki başarısızlığından sonra ortalığı toparlamaya çalışan Bethesda mükemmel fikirle çıkageliyor ve Fallout 76’ya Nuclear Winter adlı bir DLC çıkaracağını duyuruyor. Peki bu yeni DLC’de ne olacak biliyor musunuz? Tabii ki de battle royale” modu! Bir oyun firmasının kendi kitlesini ancak bu kadar yanlış tanıması… İnsan üzülüyor gerçekten de. Meşhur bir söz vardır, bildiniz mi: “Eğer bir yerlerde büyük oyun firmaları oyunlarına battle royale modu getiriyorsa orada güneş batıyor demektir.”

Peki Bethesda bununla yetinir mi? Tabii ki hayır. Her yere Elder Scrolls oyunu çıkartma misyonuna aralıksız devam eden Bethesda, Skyrim’in Nintendo Switch’te olmasıyla yetinmeyip bir de The Elder Scrolls Blades’i getirerek iyice pekiştiriyorlar kendi oyunlarını. Valla artık ben ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Şu an bu haberin tek artısını Blades’in ücretsiz olması olarak görüyorum.

Bunlar haricinde hiç mi iyi bir şey yoktu, e tabii ki de vardı. Dishonored oyununun yapımcıların yeni duyurduğu Deathloop ve Tango Gameworks firmasının yapımcılığını üstlendiği Ghostwire Tokyo, oldukça ilgi çekici gözüküyor. Henüz haklarında çok bir bilgimiz olmasa da bu iki oyuna da küçük küçük heyecanlandığımı itiraf etmem gerekiyor. Ama ne yazık ki bir diğer yeni duyurulan ve benim çok sevdiğim bir oyun olan Wolfenstein: Youngblood oyunu ile ilgili aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.

Bethesda son olarak bu seneki en büyük kozu olarak Doom: Eternal oyunundan bize yeni bir oynanış videosu göstererek bu seneki konferansını da böylece sonlandırdı. Geriye bende bıraktığı hayal kırıklıkları kaldı.

Devolver Digital Konferansı

maxresdefault

Devolver, her sene belki de en az oyun tanıtan ama en çok beklediğim konferanslar arasındadır. Konferansı sırasında diğer oyun firmalarıyla, oyuncularıyla ve hatta kendi firmasıyla dalga geçen inanılmaz eğlenceli konferansların her zaman sahibi olmuştur bu şirket. Öyle ki konferanslarının bir hikaye çizgisi var ve her sene bu hikaye daha fazlası eklenerek devam ediyor. Bu yüzden ne kadar kötü oyun gösterirse göstersin Devolver bana kendini affettiriyor her sene. Sonuçta eğlendiriyor, öyle değil mi?

Yine de bu sene Devolver bile beni hayal kırıklığına uğratmayı başardı. Kalan son kişi olma temasındaki oyunlarıyla kendi bakış açılarıyla yaklaşan Devolver, 2020 yılında Fall Guys adlı bir oyun çıkaracağını duyurdu. Buna ek olarak bir canavarı oynayarak insanlara korku salacağımız Carrion‘ı, The Messenger oyunu için çıkarttıkları bedava ek içeriğini ve bu ayın 20’sinde çıkacak olan My Friend Pedro‘dan  eski bir oynanış videosunu tanıttılar.

Ah ah, oysa bu sene E3’den ne kadar da ümitliydim. Triple-A oyunların kıtlığı bir yana listeme aldığım indie oyun sayısı 10’u geçmiyor maalesef. Hem de bu oyunların birçoğu geçen seneden duyurulan oyunlar. E3’ün ilk gününü böyle sessizce geride bırakırken ikinci gün için daha iyi şeyler ummaktan başka bir şey gelmiyor elimden. Siz ne düşünüyorsunuz? Keanu Reeves haricinde var mı heyecanlandığınız şeyler?

Author

Kalabalıkta sesini kaybetmemek için içerik üreten biri. Her ateşin iyi bir hikâyeye ihtiyacı olduğunu düşünür. Film, kitap, dizi, karikatür oyun ve müziğin her türlüsüne ilgisi vardır ama parası yoktur. Onu her yerde "Tavşan" diye çağırabilirsiniz.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.