Merhaba dostlar! Silmarillion Antolojisi’nin her yeni bölümünde gözlerimden yaşlar eksik olmuyor, farkında mısınız? Bugün de farklı değilim, gözlerimde yaşlarla sekizinci bölümden selamlıyorum sizleri. Her ay Silmarillion’un bir bölümünü konuşup tartıştığımız, inekliğini yaptığımız, yer yer kitabın dışından bilgiler verdiğimiz, yer yer de kitabı öpüp başımıza koyduğumuz serimize yeniden hoş geldiniz!
Geçen ayki yazımda Elflerin Uyanışı’ndan bahsetmiştim, eğer okumadıysanız ama ilginizi çektiyse tam olarak şuraya tıklayarak yazıya bir göz atabilirsiniz. Bugünkü yazıda genel anlamda Thingol ve Melian’dan bahsedeceğiz. Bunun yanında bir de önceki yazıda değindiğim Sindar elflerini biraz daha açacağız. Genel anlamda bir aşk hikâyesi bizi bekliyor. Mendilleri hazırlayın, sevgilinizin elini tutun veya peluş ayıcığınıza sarılın derim. Arkadan da hafif bir müzik açtık mı, süper ortam!
Melian kimdir, onu bir açıklayarak başlayalım. Dördüncü bölümde bir Maia olarak bahsetmiştim ondan. Gwendeling olarak da bilinen, Estë ve Vána’nın hizmetini yapan bir Maia olan Melian, Lórien’in Bahçeleri’nde yaşar. Lórien’in Bahçeleri’nde söylediği şarkılar o kadar büyülü, o kadar güzeldir ki o şarkı söylerken Valinor’un kuşları bile ötmeyi kesip onu dinlerler.
Bir önceki bölümde elflerin yolculuğundan bahsetmiştim, hatırladınız mı? İşte o yolculuk esnasında Teleri ve Ñoldor’un yolu ayrıldığı vakit Teleri, yolculuğunu Doğu Beleriand’da sona erdirip orda konaklamaya başlar. Fakat liderleri Elwë, dostu Finwë’yi ziyaret etmek için pek çok kez ormanlara girer. Bir gün de bu şekilde gezerken bülbüllerin ötüşünü duyar. Duyduğu müzikten o kadar etkilenir ki her şeyi unutur, buraya neden geldiğini, kimi aradığını, ne yaptığını, her şeyi! Böylece Nan Elmoth Ormanı’na sapar.
Uçup gidiverdi halkı da, amaçları da aklından ve ağaçların gölgelerinde cıvıldaşan kuşların sesine takılıp ilerledi Nan Elmoth’un derinliklerine ve kayboldu. Sonunda yıldızların ışığı ile aydınlanmış bir açıklığa geldi; Melian orada duruyordu. Elwë karanlığın içinde baktı ona, yüzünde Aman’ın ışığı duruyordu.
J.R.R. Tolkien, Silmarillion, İthaki Yayınları, Çev:Berna Akkıyal
Sonrasında olanları tahmin edebildiniz mi? Elwë, Melian’a öylesine aşık olur ki oracıkta kalakalır. Melian’ın elini tutar. Bir büyü, onları birbirine kenetler. Böylece yıllar boyu birlikte kalırlar. Bu süre boyunca da Elwë’nin gözü halkını da en başta aramaya çıktığı Finwë’yi de görmez; hepsini unutur. Bir daha da Valinor’a dönmez. Birbirlerine bu denli tutulan Thingol ile Melian’ın aşkları o kadar güzeldir ki kızları Lúthien de Ilúvatar’ın Çocukları arasındaki en güzel elf olarak bilinir.
Melian ve Elwë böylece Beleriand’da yaşayan Eldar’ın hükümdarı olurlar. Bundan böyle, Doriath’ın kral ve kraliçesi olarak bilinirler. Eglador olarak da bilinen Doriath, Nan Elmoth ormanını da içine alan bölgeye verilen isimdir. Doriath’tan ilerde de bahsedeceğim fakat şimdiden birkaç bilgi çıtlatmakta bir problem görmüyorum. Doriath, Melian’ın yaptığı bir büyü ile baştan aşağı korunmaktadır fakat bu korumayı hükümdarların bilgisi dahilinde olmadan aşabilen bir tek kişi vardır: O da Melian ve Elwë’nin kızları olan Lúthien’in aşkı, Beren olacaktır. Doriath kralı Elwë ise sonraki yıllarda Elu Thingol ismiyle bilinmeye başlar. Bu, Beleriand halkının dilinde “Gri Pelerin” anlamına gelir.
Onların halkına Gri Elfler manasına gelen Sindar ismi verilir. Hani Valar’ın İki Ağacı’nın ışığını görebilen elflere “Işığın elfleri” (Calaquendi), görmeyenlere de “Karanlığın elfleri” (Moriquendi) diyorduk ya, Sindar’ın Gri Elfler olarak adlandırılmasının sebebi de içlerinde Valar’ın İki Ağacı’nın ışığını yalnızca Elwë’nin görmüş olması.
İlginçtir ki Hobbit’in eski taslaklarında Thingol, Gri elflerin değil, Karanlık elflerin lideri olarak resmedilmiş. Hatta kendisine “Dark Elf” denmiş, Karanlık Elf manasında. Silmarillion’da hala ona Dark Elf olarak hitap edildiğini görmek mümkün. Hadi bir gerçek daha söyleyelim; Aranrúth isminde, çok sevdiği bir kılıca sahip Elu Thingol. Bu kılıç, sonradan Númenor hükümdarlarının eline geçse de Ar-Pharazon’un döneminde Númenor’un Düşüşü ile kayboluyor. Aran, kral demek; rúth ise öfke. Kralın öfkesi. Çok havalı.
Tamamdır, Silmarillion’un dördüncü bölümünde anlatılan Thingol ve Melian ile ilgili söyleyeceklerim burada sona eriyor. Eee, bir aşk hikâyesinden beklediğinizi alabildiniz mi? Thingol ve Melian’ın aşkından doğan Lúthien’in de dillere destan bir aşk öyküsü olması, beni garip bir şekilde mutlu ediyor. Hoş bir paralellik bence. Ay, neyse, Beren ve Lúthien’e gelince konuşuruz bunları da.
Eksik gördüğünüz, keşke bahsetseydin dediğiniz bilgiler veya kitabın içinde özellikle bahsetmemi istediğiniz bir kısım varsa lütfen yorumlar kısmında belirtmeyi unutmayın. Önümüzdeki ay görüşmek üzere!