Türkiye’nin yetiştirdiği en muhteşem author ve novelistlerimizden belki de en suberp olanı olan sevgili Elif Shafak dün bu saatlerde Türkiye’nin içinde olduğu sıkıntılı döneme dikkat çekmek, belki bir nebze olsun halkı bilinçlendirmek için Yoga’ya karşı başlatılan, adeta ikinci bir Menemen olayı, bir Dersim katliamı, bir Suruç bombalaması etkisindeki Order 66’ya dikkat çekmek için şöyle buyurdular:
Bu ne kadar tuhaf,anlamsız bir karar.Niçin bu yasakçı zihniyet.Bu korku? Yoga merkezlerindeki Buda heykellerinin&müziğin kime ne zararı var?
— Elif Şafak / Shafak (@Elif_Safak) 10 Eylül 2015
Bu aralar, haberiniz yoksa diye belirtelim, Türkiye’nin gündemini “terör” ve “katliam” işgal ediyor, dezenformasyon çığrından çıkmış durumda, siyasi parti merkezi basmalar, linçler başladı, sürüyor… Yanlış zamanda yanlış tweet, çok güzel gol getirdi tabi, buyrun:
HDP heyeti Buda heykellerinin engellenmesi üzerine Cizre’ye gitti Elif hanım. Türkiye’de bir daha bu acılar yaşanmayacak 🙁 @Elif_Safak
— Serhat Demir (@internetvekili) 10 Eylül 2015
elif hanım, sizi gerçek gündeme davet ediyorum! macro center’da organik risotto pirinci kalmamış, siz nelerle uğraşıyorsunuz! @Elif_Safak — ege bamyasi (@ege_bamyasi) 10 Eylül 2015
bunu protesto etmek için akşam 19:00’da Tibet’te büyük buda heykelinin önünde toplanıyoruz mutlaka gel @Elif_Safak
— Siminya (@siminya) 10 Eylül 2015
DUYAR GİBİ DUYAR TEBRİK EDİYORUM. @Elif_Safak pic.twitter.com/L7L4MvsrWe
— pretty hate machine (@novaturiente) 10 Eylül 2015
Cümleye giriş şeklinizden bir an için Cizre’de işlenen insanlık suçundan bahsedeceksiniz sandım @Elif_Safak
— lana banana (@guzelmarmara) 10 Eylül 2015
Benim canımı da Çatı’da saat 4’ten sonra mezelerden sadece kırmızı lahana salatasının kalıyor olması çok sıkıyor ya @Elif_Safak — Metuland Kaymakamı (@parodyrektor) 10 Eylül 2015
Yoga’ya karşı başlatılan Order 66 şöyle: Yoga salonları (böyle bir şey varmış) artık “Türkiye Herkes İçin Spor Federasyonu” isminde, adeta YÖK filan gibi çirkin bir şeye bağlı artık. Bu HİS, “spor salonunda dini obje olmaz” diyerek Buda heykellerine, misyonerliğe dur demiş. Gazetelere şöyle yansıdı, HİS ise sonradan açıklama yapıp “tütsüye müzüğe bişey demedik” dedi, “Buda’ya bir şey demedik” dememişler tabi. Put tabi, sakıncalı. Konu tütsü değil dostum, sen hala anlamadın mı? Şöyle bir sıkıntı var tabi, devlet bakıp da “Sen din misin, spor musun?” dediğinde, belli ki “Spor” demiş yoga yetkilileri… Federasyonu? Devlet de “Spor yerinde ibadet olmaz” çekmiş. Şimdi “yoga dindir” desen, bu sefer diyanet ile uğraş… Sonra Gezi parkında yoga yapanların fotoğrafları düşecek, “Geziciler kafir dinlere ibadet etti” diye… Türkiye’de yoga zor vesselam.
Şimdi biz bununla ilgili bir paylaşım yaptık sayfada. Aşağıya yorum olarak bizim Charlie Hebdo olaylarına binaen söylediğimiz şeyler hatırlatıldı. Biz orada “herkes kendi duyarlılığını kendi belirler, kimse hesabını sormamalı” demiştik. Bizim de Elif Şafak’a bunu yaptığımız sanıldı sayfamızda. Halbuki derdimiz Elif Şafak’a -yazıda söylediğimiz ve bize yöneltilen şekliyle- “Şehit olaylarına sessiz kal, yoga’ya tweet at, ayıp. Ya şehit olaylarını da yaz, ya yoga’yı da yazma” demek değildi.
Elif Şafak’ın ülkemizi hakim alan iğrenç, mide bulandırıcı nefret iklimiyle ilgili bir şeyler söylediğinin farkındaydık. Biz Şafak’a daha ziyade “Elif dur Allah’ını seversen sen de, zaten ortalık karışık…” demek istedik orada. “Azıcık beklemse miydik be sevgili Şafak?” demek istedik. O tweet’i ilk gördüğümüzde de, sayfaya basarken de, şu an itibariyle de aklımızdan geçen cümle buydu. Hâlâ arkasında olduğumuz cümle de bu. Söylediklerimizle çeliştiğini de düşünmüyoruz. Bize Şafak’ın tweet’i dürüst olmak gerekirse hâlâ cenazede selfie çekmeye yakın bir şey gibi geliyor.
Eğer derdimizi netleştirebildiysek, kapatırken, Yeşiller ve Sol Gelecek partisi için hazırlanmış aşağıdaki muhteşem videosunu da sizlerle paylaşmak isteriz…