James Gunn draması hızından hiçbir şey kaybetmeden, ’18 yazının bir numaralı geek magazin konusu olma konusundaki iddiasını sürdürmeye devam ediyor sevgili arkadaşlar. Gunn’ın provokatif mizahının politik kaygılar güden bir araştırmacı tarafından derlenip ortaya atılması ve bunun akabinde çalıştığı şirket Disney tarafından kovulması her yerinden tutulup tartışıldı. Bir grup insan sessiz kalmıştı konuya dair sadece. Onlar da ana kadroyu oluşturan oyunculardı.

Bugün şöyle ortak bir açıklamada bulundular.

Metin ana kadroda olarak sayabileceğimiz Chris Pratt, Zoe Saldana, Dave Bautista, Karen Gillan, Pom Klementieff, Michael Rooker ve Sean Gunn‘ın imzaları haricinde ekiple sıkı fıkı olmamasına ve hatta sette dahi bulunmamasına rağmen desteğini esirgememiş seslendirme ekibi Bradley Cooper ve Vin Diesel‘ın imzalarını barındırıyor. İfade etmeye çalıştığı şey ise kısaca özetlenmesi gerekirse James Gunn’a destek vermeye yönelik, Disney’nin kararını sert bir biçimde eleştirmeyen ancak Gunn’ın halk mahkemesi nezdinde yaşadığı yargılanmayı tasvip etmediğini de açıkça belirtip; “biz kendisiyle tekrar çalışmak isteriz” cümlesiyle de James Gunn’ın en azından bu dokuz Hollywood aktörü nezdinde kara listeye alınmadığının altını çizen bir çizgide.

En sonunda da “Umarım bundan ders çıkartır, dijital dünyaya bir şey yazmadan önce detaylıca düşünürüz ve hatalarımızdan ders alıp kelimelerimizi iyileştirmek için kullanırız” deniyor. Orta yol, orta karar, dostluk dozu yüksek ve sempatik bir metin bu. Olayın varabileceği “biz de sete çıkmıyoruz” ucuna da gitmiyor, “zaten sevmezdik hergeleyi” ucuna da gitmiyor. Öte yandan ilginç bir hassasiyete de işaret ediyor. “Silahlandırılmış öfkeli kalabalık” korkusu.

Bu korku nedir?

Bakın, swatting ya da doxxing gibi; ya da gerçekten hacking vesilesiyle gerçekleştirilen hırsızlıklar gibi dijital dünyada olup biten ancak etkileri fiziksel dünyada çok ağır hissedilen saldırıları ayrı bir kategoriye kaldırıyorum. Silahlandırılmış öfkeli kalabalık dediğimiz kötü yorum… değil mi? Ne olabilir başka? Yani bağıran insanlar, James Gunn’la ilgili Twitter’da tatsız konuşanlar, Gunn’a Instagram’dan seviyesiz mesaj atanlar? Bunların oluşturduğu negatif durum son üç yıldır ısrarlı bir biçimde insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biriymiş gibi anlatılıyor. Bunu endüstriyel seviyede silahlandırmak çok yaygın ve çok berbat kabul ediliyor ve yanında da pek çok beri terim getiriyor. Burada kullanılan karakter suikasti ya da Türkiye’nin yakın tarihindeki favori kelimesi algı operasyonu gibi.

Bunları abarttığımıza yönelik bir endişem var. James Gunn’ın belli ki kariyeri falan bitmedi, alın burada sekiz tane kapı gibi Hollywood yıldızı (ve adamın kendi küçük kardeşi) “biz onunla her şeye varız” diyor. İmza topladılar geçen gün, üç yüz bin kişi görevine geri dönsün dedi. Her biri onar dolar atsa zaten çıktı mütevazı bir film bütçesi. Günün sonunda da adamın başına gelen en kötü şey başladığı üçlemeyi bitirememek olarak kaldı, öyle gözüküyor. Kimsenin hayatı kararmadı. Kimse hapiste değil. Kimseye gerçek bir suikast girişimi düzenlenmedi.

Ama işte James Gunn bir şey uğruna şehit olmuş gibi gözüküyor, nedir bilmiyorum ama öyle anlatıyor herkes. Burada da kafam biraz karışık. Topu yorumlara bırakıyorum. Siz ne diyorsunuz, bu hassasiyet artık fazla mı? James Gunn bir fikir şehidi midir? Guardians ekibinin tutumunu nasıl buldunuz? Bu mesele nereye gider? Buyurun yardırın.

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.