Yazan: Kerem Özdamar

Oscar ödülleri, artık toplumun mevcut durumunda gişe yönünde potansiyel barındıran ne varsa onu beyaz perdeye taşıyan Oscar yemleme filmlerinin hegemonyası altında kalite anlamında büyük bir gerileme yaşıyor olsa da bir zamanlar en iyi film dalında Pulp Fiction ile Forrest Gump’ın yarıştığı, en iyi aktör için Kuzuların Sessizliği’ndeki mühür performansıyla Anthony Hopkins’in yanında Robert de Niro ve Robin Williams’ın aday olduğu; ‘Unforgiven iyi de Scent of A Woman neden aday oldu ya?’’ diyenin taş kesildiği bir yerdi.

Bu zamana kadar 90 kez dağıtılan ve Meryl Streep’in dörtte üçüne şahit olduğu Akademi Ödülleri, bazı yıllar dünya derbisi sayılabilecek karşılaşmalara da sahne oldu, ‘’Kapat, kapat..’’ dedirtecek kararları da izletti. Ben bugün, öyle ya da böyle, ödülü hak ettiği şüpheli 6 Oscar kazananını listeledim:

En İyi Film,1995: Forrest Gump

BZnOcTG

Forrest Gump, aday olduğu tam altı dalda ödül kazandı. Tom Hanks’in muazzam performansı o yıl için en iyi aktör dalına mührünü koysa da en iyi film dalında Pulp Fiction ve The Shawshank Redemption gibi daha kuvvetli adaylar vardı. Ancak ödül popüler olana, Forrest Gump’a gitti.

En İyi Film, 1997: The English Patient

english-patient-the-DI-2

Akademi, bir kandırıldık vakası sonucu lobi baskılarıyla ödülü Harvey Weinstein’ın yapımcısı olduğu The English Patient’a vermişti. Soruyoruz; aklınızda kalan film Fargo mu, yoksa The English Patient mı?

En İyi Film, 1999: Shakespeare in Love

Shakespeare In Love 1

1977’de Annie Hall’dan sonra Akademi, türü komedi olan bir filmi ilk kez en iyi film seçmişti. Shakespeare in Love, komedi anlamında kesinlikle yaratıcı ve eğlenceli bir film olarak aldığı ödülü sonuna kadar hak ediyordu. Tabi karşısında Saving Private Ryan olmasaydı…

En İyi Film, 2002: A Beautiful Mind

a-beautiful-mind

Amerikan Film Enstitisü (AFI) tarafından yılın filmi seçilen, David Lynch ve Naomi Watts’a birçok ödül kazandıran Mulholland Dr. o yıl en iyi film dalından aday dahi gösterilmemişti. Adaylar arasında The Lord of the Rings üçlemesinin ilk filmi olan bir Oscar yılının akıllarda en az kalan filmi birçoğumuz için herhalde A Beautiful Mind olmuştur ama ödülü evine götüren yine de A Beautiful Mind’dı.

En İyi Yönetmen, 2011: Tom Hooper – King’s Speech

TheKingsSpeech_1527048700-KINGSSPEECH_M._V399467353_RI_SX940_

Colin Firth, George IV rolüyle en iyi aktör ödülünü eze eze alsa da o yıl en iyi yönetmen dalı tam bir ölüm grubu idi. David Fincher’ın The Social Network’ü hem en iyi film hem de en iyi yönetmen ödülünü King’s Speech’e kaptırmıştı. Aynı yıl Black Swan ile Darren Aronofsky, True Grit ile Coen Biraderler adaydı. Tom Hooper iyiydi hoştu ama ne bir Aronofsky’di ne de bir Coen’di.

En İyi Film, 2017: Moonlight

https_%2F%2Fblueprint-api-production.s3.amazonaws.com%2Fuploads%2Fstory%2Fthumbnail%2F24702%2FScreen_Shot_2016-10-17_at_2.07.25_PM

Herkes ‘’La La Land gerçekten bu kadar ödülü hak edecek bir film mi?’’ tartışmalarına başlarken daha mantıksız bir şey oldu ve ödülü Moonlight aldı. Hatta ‘’Dedem yanlış okumuş kazananı, ehe’’ seviyesine inen ödül gecesinde Manchester by the Sea ya da Hacksaw Ridge yerine Akademi’nin son yıllarda daha da netleşen herkese yaranayım politikasının bir sonucu olarak ödül Moonlight’a gitmişti.

___________

DEV YAZI ÇAĞRISI 30 Ağustos’a kadar yazılarınızı kabul edecek. Detaylar burada.

Author

Geekyapar okurları Yazı Çağrısı altında toplaşıyor, belirlenen konularda kalem coşturuyor. Sen de parçası olmak istiyorsan, duyuruları takip et!

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.