Star Trek serisinin toplamda on üçüncü, Abrams’ın 2009’da tekrar başlattığı serinin ise üçüncü filmi Beyond, bu yılın Temmuz ayında vizyona girecek. Abrams, Trek’i Wars ile takas ettiği için, bu sefer sadece yapımcı konumunda. Yönetmenlik koltuğunda ise Fast & Furious serisiyle ünlenen Justin Lin oturuyor. Filmin ikinci fragmanı var karşımızda. Buyurun. Bir oturun karşısına. İzleyin. İyice bir özümseyin. Sağına soluna bir bakın. Şöyle bir alıcı gözüyle süzün yani.
Allah için bana söyler misiniz, bu ne? Bakın, dünyanın en büyük Trekkie’si falan değilim. Ama Star Trek’i Star Trek yapan şeyleri biliyorum. Dahası, bütün bunlara çok büyük bir saygım da var. Gerçekten, Gene Roddenberry’nin orijinal görüsünün, bilim kurgu tarihinin son elli yılda gördüğü en kıymetli şey olduğunu düşünüyorum, geçen de bir başka Star Trek haberinde anlatmıştım. Ve şu fragman, bunun zırnığından nasip alamamış gibime geliyor.
Yani fragmanın ortasında zaten böbürlenerek “Biz bunu helikopterden atlayan arabalar, kaslı çocuklar ve ince belli kızlarla meşhur olan bir serinin yönetmenine çektirdik” diye yazdığı için, çok da üstüne kötü bir şey olarak alır mı film bilmiyorum, ama yani baya Fast & Furious In Space tadı aldım bu fragmandan, geçen seferkinden aldığım gibi. Filmi ilgi çekici kılacak hiçbir detay yok. Klişe klişe laflar, beylik beylik atarlar, bin defa gördüğümüz aksiyon sekansları, CW’dan fırlamış karakter buhranları… Tabii bu arada, kimse YouTube’da 800K dislike basmayacak buna, o ayrı.
Tek ümidimiz şu, filmi gerçek bir Trekkie olan Simon Pegg yazıyor. Tek başına değil, ama en azından senaryoda parmağı var. Pegg yetenekli bir aktör, yetenekli de bir yazar. O yüzden belki de, onun yazdığı güzel kısımlar fragmanın ötesinde kalmıştır. Ümit işte, ancak böyle düşünebiliriz filmi izleyene kadar. Ya da onu da bırakıp, yekten Bryan Fuller‘ın çekeceği Star Trek dizisine odaklanabiliriz. Ya hatta… Şimdiden öyle mi yapsak?
