2012’de çıkmış olan Snow White and the Huntsman‘in devam filmi olan The Huntsman: Winter’s War yarın ülkemizde vizyona girecek. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim, film baya düz. Efsane iyi de değil, sizi sinemaya gittiğiniz için sanatın kendisinden soğutacak denli kötü de değil. Bilet parası mühim değilse, fantastik dünyalara da yükseliyorsanız; gidip göz atabilirsiniz. Ama bugün burada bunu konuşmayacağız. Bugün, The Huntsman’ın başka bir yönünü konuşacağız: Umarsızca kullandığı fantastik film klişeleri.

Film dediysek, illa ki 120 dakika uzunluğunda ve sinema salonlarında gösterilen şeyle sınırlamayalım kendimizi. İşin içine dizileri, hatta bir takım web dizilerini bile katmakta bir beis yok. Görsel fantastik dünya uyarlamalarının, hatta Orta Çağ temalı işlerin de 10’da 9’unda olan şeyleri, The Huntsman göğsünü gere gere kullanıyor. İspatlayalım.

 

Orijin Hikayesi Montajı

Huntsman

Esas karakterin çocukluğunu görmek, onu kılıç talimi yaparken izlemek; niyeyse fantastik dünyaları anlatan işlerin temeline yerleşmiş vaziyette. The Huntsman da bu konuda istisna değil. Chris Hemsworth‘ün Eric karakteri ve onun bu filmdeki ekürisi Sara’nın (Jessica Chastain) çocukluktan gençliğe, gençlikten erginliğe olan geçişlerini kalıp bir montajla izliyoruz. Bu sekanslarda Cedric Nicolas-Trayon biraz maharet de konuşturmuş bu arada, onu da söylemeden geçmeyelim. Bazı geçişleri izlemesi bir hayli keyifli.

 

Kuşlar Yoluyla İletişim

THe Huntsman Winter's war 3

Harry Potter’ından Yüzüklerin Efendisi’ne, Game of Thrones’a kadar pek çok fantastik dünyada olduğu gibi; burada da kuşlar PTT muamelesi görüyorlar. The Huntsman işin daha ziyade görüntülü telefon kısmında. Bu noktada tabii söylemek gerek, bu klişenin kendisini fantastik filmler kitaplardan, fantastik kitaplar da masallardan alıyorlar. Yani aslında The Huntsman, işin kaynağından dört kolla çekiyor klişeyi.

 

İz Sürme Sahnesi

winter_s_war_ii

Olmazsa olmaz. Bir karakter illa ki yere bir el atar, sonra attığı eli bir koklar, iki toprak dürter, ufka manalı bakar, sonra da şıp diye aranan şeyi bulur. Artık o aranan şey kaçırılan ekip arkadaşları mıdır, MacGuffin midir, krallık sarayı mıdır; fark etmez. The Huntsman bu klişenin farkında, hatta bir ara şöyle bir dalga geçer gibi oluyor; ama sonra cümlenin ortasında lafını geri alıp öyle şebelek gibi de kalakalıyor. Ha bir de bu klişenin bir de ikinci göbek kuzeni var, zorlu dağa tırmanma sahnesi, ki Huntsman onu da es geçmemiş.

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.