Braavos
Belki de tüm ASOIAF dünyası içerisindeki en güzel şehirdir Braavos. Devasa bir lagünün (deniz kulağı) içerisinde yer alır ve sayısız küçük adacıktan oluşmaktadır. Bu nedenle hem Saklı Şehir, hem de Yüz Adalı Braavos olarak da anılır. Güzelliği bir yana, hem dokuz özgür şehrin en güçlüsü hem de tüm ASOIAF dünyasının en zengini olma özelliğini taşır. Ticaretin de etkisiyle denizde inanılmaz bir güç elde etmiştir. Bu güç genellikle şehrin savunması için kullanılır.
Braavos’a girebilmek için, lagünün ağzında yer alan Braavos’un Titanı’nın bacaklarının arasından geçmek gereklidir. Bu titan, şehrin savunmasının ilk ayağını oluşturur. Yaklaşan bir gemi görüldüğünde çok yüksek bir sesle höykürerek hem şehri, hem de savunmanın ikinci hattını oluşturan Arsenal’i uyarmaktadır. Bu tersanede tek bir gün içerisinde savaş gemisi üretilebildiği söylenir. İlginç bir bilgi de, tarihin en önemli gezginlerinden olan Lomas Longstrider, Braavos’un Titanı’nı insan eliyle yapılmış harikalardan birisi olarak göstermiştir. (Bkz. bir başka yazının konusu olan Longstrider’ın 7 doğa ve 9 insan eliyle yapılmış harikalar seçkisi).
Braavos sayısız küçük adanın birleşiminden oluştuğu için şehir içinde yolculuk kanallar ve köprüler aracılığı ile gerçekleştirilir. Şehrin bu şekilde deniz üzerinde kurulmuş olması dolayısıyla da, doğal olarak Deniz Lordu tarafından yönetilmektedir. Serinin takipçileri için ise Deniz Lordu’ndan ziyade, lordun koruyucusu konumundaki Braavos’un İlk Kılıcı daha önemlidir. İlk Kılıç, Braavos’un en iyi kılıç ustalarının arasından seçilir ve su dansında ustalaşmıştır. Tanıdığımız bu su dansçısı ve ilk kılıç kim peki? Elbette ki Arya’ya kılıç eğitimi veren Syrio Forel’den başkası değil. Gelin konusu açılmışken biraz Syrio Forel hakkında kafa patlatalım;
Hatırlarsanız Forel, Arya’nın inatçı yapısına daha fazla dayanamayan Ned’in kararıyla hoca olarak görevlendiriliyordu. Kesinlikle inanılmaz bir kılıç ustasıydı ve aynı zamanda seride şimdiye dek gördüğümüz en karizmatik karakterlerden de bir tanesiydi. Ancak Ned’in öldürülmesi ile sonuçlanan olaylar sırasında Arya’yı korumak adına tahta bir kılıçla Lannister askerlerine kafa tutmuş, beş tanesini öldürmüş ancak en sonunda Sir Meryn Trant’a boyun eğmişti. En azından bizim bildiğimiz gerçek bu zira Syrio’nun ölümü hiçbir şekilde gösterilmedi. İşte teori de tam burada devreye giriyor. Syrio’nun pek çok cümlesi Arya’ya kılavuzluk etmiştir yolculuğunda ancak muhtemelen en mühür sözü şuydu;
“Sadece tek bir tanrı vardır ve o tanrının ismi de ölümdür. Ve bizim ölüme söyleyeceğimiz tek bir şey var; bugün değil!”
İnancında ölümü tanrı mertebesinde gören din kim peki? Pek tabii Çok Yüzlü Tanrı inancı. Bu inanıştan tanıdığımız ve Arya’nın yolculuğunda anahtar rol üstlenen kişi kimdi bu arada? Jaqen H’ghar’dan başkası değil. Peki, bu Jaqen ilk olarak ne zaman karşımıza çıkmıştı? Syrio’nun ölümünden hemen sonra, Arya’nın şehirden kaçtığı arabanın içerisinde tutsak olarak. Şimdi siz söyleyin; Syrio Forel = Jaqen H’ghar teorisi kulağa fazlasıyla mümkün gelmiyor mu gerçekten de?
Bu eğlenceli teoriyi köprü olarak kullanıp, Braavos’un inanç sistemine geçiş yapalım. Diğer tüm şehirlerin arasında Braavos’u daha fazla sevmemin bir nedeni de, tüm inançlara kucak açmış bir kültüre sahip olmasıdır. Tanrılar Adası olarak bilinen yerde pek çok inancın mabedi yer alır. Şehrin kurucuları arasında Ay Şarkıcıları bulunduğundan, Ay Şarkıcıları’nın Tapınağı bu adadaki en büyük yapıdır. Bu bölgedeki dikkate değer diğer yapılar Suların Babası’nın tapınağı ve adını bolca duyduğumuz R’hllor’a ait olan Işık Tanrısı Tapınağı’dır. Tüm bunların yanında ise Arya sayesinde sık sık haşır neşir olduğumuz Siyah ve Beyaz’ın Evi bulunur. Yine bir sürü tanrı girdi işin içine, sabredin hepsinin sırası gelecek.
ASOIAF dünyasının en zengin bireyi Lannister Lordu olarak kabul edilse de, Braavos açık ara en zengin şehir sıfatına sahiptir. Bunun sebebi de Demir Bankası’na sahip olmalarıdır. Bu banka o kadar güçlüdür ki, krallara bile borç vermesiyle tanınır. Lakin yalnızca bir banka olmasına rağmen, buradan borç alan herkes karşılarında tir tir titremektedir. Demir Banka, borçlarını ne pahasına olursa olsun geri almakla meşhurdur. Lakin sanmayın ki bunu kılıç gücüyle gerçekleştirmektedir, aksine çok daha zehirli bir yolu tercih eder. Bir taraf borcunu ödemediğinde Demir Banka onun karşısındaki tarafa giderek hem düşmanının, hem de şimdi vereceklerinin toplamını geri alması karşılığında cömert “yardımlarda” bulunur. Demir Banka, kral yaratmasıyla da meşhurdur anlayacağınız…
Son olarak Braavos’u bu kadar sevmeme sebep olan asıl güzelliğinden bahsedelim. Braavoslular geldikleri yeri asla unutmazlar ve en önemli kuralları, Braavos’ta asla ama asla köleliğe izin vermemektir. Öyle ki, Braavos fahişeliğin bile kurallarını değiştirmiştir. Burada Courtesanlar bulunur ve bunlar fahişe değil, “aşkın sanatçıları”dır. Zaten bu durumları nedeniyle de üst tabaka insanların arasında yer alırlar. İşte Braavos böylesine harika bir şehirdir. Ancak hakkında biraz daha konuşursak başka kimseye yer kalmayacak. Bir sonraki bölümde özgür şehirlerin diğer mensuplarından devam edecek ve Essos’un sır perdesini parça parça yırtıp atacağız…
2 Comments
hani 1 sonraki bölüm ?
Ne güzel okuyorduk ya. Neden yarıda kaldı ki? Turgut Bey gayet güzel ve ilgi çekici yazmış