Vampirler tekrar sinemayı ele geçiriyor! Sinemanın ilk yıllarından beri beyaz perdede çeşitli aralıklarla süregelen vampir furyası, 2022-2023 içinde tekrar yükselişe geçiyor. En son Twilight serisiyle şafağını yaşayan vampir konsepti, yeniden alt kültürden çıkıp popüler kültüre malzeme olacak gibi görünüyor. Biz Jared Leto’lu Morbius’u beklerken birçok janrda, bir sürü yeni vampir filmi de çekim hazırlıklarına başlıyor. Önümüzdeki iki yıl içinde gelecek filmlerin arasında Blade’in yeniden yapımı, André Øvredal’ın Last Voyage of the Demeter‘i, Gary Douberman’ın Salem’s Lot’u ve Chloé Zhao’nun western-korku türündeki Dracula’sı, dört gözle beklediğimiz filmler arasında. 

Önümüzde bizi bekleyen türlü türlü vampir filmi varken ben de dosya konumun bu yazısında kenarda köşede kalmış veya en azından göz ardı edilmiş olduğunu düşündüğüm filmleri yazacağım. Yanlış anlaşılmak istemem, bu yazı, kimsenin bilmediği beş vampir filmi tadında bir yazı olmayacak. Muhtemelen bilinen ama yerine ve zamanına göre vampir konsepti içinde değerlendirme dışında kaldığını gördüğüm filmlerden oluşacak. Bu yüzden ne kadar istesem de Wesley Snipes’lı Blade serisi, Bram Stoker’ın evreninde geçen herhangi bir Dracula filmi ve hatta Hotel Transilvanya bile bu listede olmayacak. Listenin içinde birçok janrdan film olmakla birlikte bir kısa film bile var. 

Yalnız belirtmeden geçemeyeceğim, bu filmlerin hepsi de izlemek için tavsiye değildir. Ön bilgilendirmeyi yaptığıma göre kısa listeme geçiyorum. Vampir konseptine ilgi duyuyorsanız ve vampir olduktan sonra kanmış, çamurmuş beni bağlamaz, diyorsanız buyurun, başlıyoruz. 

VAMPİR JUDAS 

Pactrick Lussier’in ilk uzun metrajı olan Dracula 2000, bir grup nitelikli hırsızın, 21. yüzyıla kadar hayatta kalmayı başaran Van Helsing’in sakladığı tabutu yanlışlıkla açıp, Dracula’yı uyandırmalarıyla başlıyor. Vampir, modern dünyada uyanıyor ve Van Helsing’in kızının peşine düşüyor. Film boyunca Gerard Butler’ın canlandırdığı Dracula’dan köşe bucak kaçan karakterler, aynı zamanda onu ortadan kaldırmanın yollarını arıyor.

Çerezlik bir gerilim olan Dracula 2000’in özel yanı, Dracula’nın kökeninin Kazıklı Voyvodo’ya değil de Havari Judas’a dayandırılması. Bu, vampir anlatılarında yeri olan bir inanış olsa da diğerlerinin yanında sönük kalmış bir teori. 

DRACULA UZAYDA 

21. yüzyıldan sonra direkt 30. yüzyıla atlıyor ve Dracula 3000’e geçiyorum. Dracula 3000 bir devam filmi değil, bir TV filmi. “Demeter” uzay gemisinden gelen ve “Mother III” gemisinin mürettebatına musallat olan bir Dracula var bu filmde. Van Helsing de hâliyle uzay gemisi kaptanı. 

Başta tipik bir B filmi olma potansiyeli olsa da bu film kesinlikle vasatın altında bir film. Bu filmin listede olmasının sebebi; uzay gemisinde alien yerine vampirden kaçan bir mürettebatın gerçekten ilginç olduğunu belirtmek istemem. 

KOMŞUM BİR VAMPİR Mİ? 

Vampir severlerin hevesini kaçırmamak için bu sefer çıtayı yükseltiyorum ve Amerikan Rüyası’nın bir anda ters gitmeye başladığı bir filme geçiyorum. Colin Farrel’lı yeniden çekimi yergilere konu olsa da 1985 yapımı Tom Holland (Spider-Man değil, yönetmen olan) filmi Fright Night, gerçekten harika bir film. 

Hikâye, korku kültürüne ve TV’de gördüğü korku programlarına bayılan liseli bir gencin, komşusunun vampir olduğu paranoyasına kapılmasını anlatıyor ve tabii ki komşusu vampir çıkıyor. Kahramanımız, kendisini ve kasabayı korumak için TV’de vampir avlama programları yapan sunucuya gidiyor ve olaylar gelişirken gerçeklerin, televizyondaki gibi olmadığını anlıyor. Başrollerin yaş aralığından mı, Amerikan kasaba kültüründen mi bilmem ama bu filmle Gremlins ve Small Soldiers gibi filmler arasında benzerlik kuruyorum. Ayrıca bu film; komşum bir katil/casus/uzaylı filmlerinin klişelerine tamamen sadık kalıp yine de kendince özgün olmayı başarıyor.  

BRUTAL BİR VAMPİR AVI 

Güzel bir filmden sonra yine farklı bir yapıma geçiyorum. Tarantino’nun yazıp Robert Rodrigez’in yönettiği From Dusk Till Down, gerçekten çok enteresan bir film. George Cooloney ve Tarantino, iki kanun kaçağı psikopat kardeşi canlandırıyor. Filmin ilk yarısı tamamen soyguncuların polisten kaçışına ve etrafa verdikleri zarara odaklanırken, Meksika sınırının geçilmesiyle filmin ikinci yarısı, bir gece kulübünde vampirlerle insanların çatışmasına odaklanıyor. Bu film bir Tarantino ve Rodrigez ortak yapımı olduğu için de insanlar, barın deposunda buldukları eşyaları silah hâline getirince kan gövdeyi götürüyor. 

Böylece From Dusk Till Down da övgü mahiyetinde olmasa bile listede kendine yer buluyor. Salma Hayek’in yılan dansı unutulmuyor ama bunun bir vampir filmi olduğu unutuluyor. 

PARİS SOKAKLARINDA VAMPİRLER 

Biraz soluklanmak için listeye bir kısa film ekliyorum. Aslında, on sekiz tane kısa filmin toplamından oluşan ve her filmin, adını Paris’in farklı sokaklarından aldığı Paris Je T’aime’in içinden bir film bu: Quartier de la Madeleine. Gerçekten birbirinden meşhur oyuncu ve yönetmenlerin ortaya çıkardığı, güzide Paris’in reklam filmi niteliğindeki bu filmin her bir parçası, kentin dramalarını içeriyor. Fakat aralarından bir tanesi bunu, fantastik türde yapıyor.

Vincenzo Natali’nin çektiği film, gece sokakta dolaşan Elijah Wood’un bir vampirle karşılaşmasını ve kısa sürede ona karşı gelişen aşkını anlatıyor. Beş dakikalık bu film, yönetmenlik başarısıyla ve içindeki karanlık atmosferle tekrar tekrar izlenmeye layık bir eser. Ayrıca filmin renk filtresi Sin City’yi andırıyor. Ben de bu kısacık film hakkında lafı daha fazla uzatmadan sonraki filme geçiyorum. 

EDDİE MURPHY BİR VAMPİR 

Eddie Murphy’nin gemiyle Amerika’ya gelip hayatının aşkını arayan Karayipli bir vampiri oynadığı Vampire in Brooklyn, bir Wes Craven filmi. Muhtemelen de Eddie Murphy’nin villain olarak karşımıza çıktığı tek film. 

Bu filmi çocukken televizyonda izleyip, korkudan gece ışığı açık bırakmışlığım olsa da yıllar sonra aslında aslında bir komedi filmi olduğunu öğrendim. Mizah kalitesini yere göğe sığdıramayacağım bir film olmasa da çocukluktan kalma bir saygıyla bu filmi herkese tavsiye edip sıradaki filme geçiyorum.

ENTELEKTÜEL VAMPİRLER 

Amerikalı bağımsız yönetmen Jim Jarmush’u bilenler bilir. Kendisinin takipçisi de çok, filmlerinin hayran kitlesi de. Jarmush, oldukça tanınmış oyuncularla çalışsa da ana akım sinema seyircisi tarafından pek fazla takip edilmeyen bir yönetmen. Only Lovers Left Alive da bu sebepten pek esamesi okunmayan bir vampir filmi. 

Filmde, başrollerimizin hepsi vampir. Tom Hiddleston, yüzyılların getirdiği yorgunlukla bunalan depresif ve entelektüel bir müzisyeni canlandırıyor. Tilda Swinton onun eşini ve John Hurt de eski dostları Christopher Marlowe’u canlandırıyor. Marlowe’un da Shakespeare olduğu iddia ediliyor. Filmde taze kana ulaşmak için sıkıntı çeken vampirler, kana ulaştıklarında uyuşturucu etkisine girmiş gibi yaşamdan soyutlanıyorlar ve film boyunca varoluşsal sorgulamalara girişiyorlar. 

BONUS: BİR DEHŞET SENFONİSİ 

1922 yapımı bir Murnau filmi olan Nosferatu, ilk vampir filmlerinden ve Kont Dracula’nın tasvir edildiği ilk film olması nedeniyle hem oldukça bilinen bir film hem de Bram Stoker’ın romanının neredeyse neredeyse birebir uyarlaması. Nosferatu’yu listeye bonus kontenjanından almamım sebebi ise, onun hem sinemada vampir konseptinin önünü açması hem de Alman ekspresyonizminin ilk örneklerinden biri olması. Birinci Dünya Savaşı sonrası gelişen bir sinema ekolü olan ekspresyonizmin içerdiği karanlık havayla Nosferatu, gerçekten korkutucu ve insanın içini karartan bir film olarak içtenlikle tavsiye ettiğim bir film oluyor. 

Listeye dönüp bakınca vampirler, her janrdan filme konu olmuş gibi görünüyor. Korkudan bilim kurguya, komediden aksiyona her yönetmen, vampir konseptini kendi anlatısına göre şekillendirmiş. Nosferatu dışındaki bütün filmler, Bram Stroker’ın Dracula’sının uyarlaması olmasa da vampir karakterler, bu romandan beslenmişlerdir.  Listeyi bitirdim ama burada yer alabilecek daha bir sürü yapım saymaktan kendimi alamıyorum: Joss Whedon’ın Buffy the Vampire Slayer‘ı, Leslie Nielsen’ın oynadığı  Dracula: Dead and Loving It’i ve hele de Blade’i. 

Belki de Blade, başlı başına bir yazı konusu olur diyorum ve bu yazıyı, burada noktalıyorum.  Sizin en sevdiğiniz vampir filmi hangisi?

Author

Sabah kuşağı çizgi filmleri müdavimi.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.