5. Ned Stark’ın İdam Edilmesi

Ned's_execution
Ned Stark’ın ölümü dünya çapında Kurtlar Vadisi Çakır’ın ölümüne benzer bir infilak yarattı. Yalnızca dizinin kendi içinde bir dönüm noktası olmakla kalmadı, şu son birkaç yıldır yayınlanan diziler için de bir öncü oldu bana kalırsa. O zamana kadar sanki hepsinin bellediği “başrol oyuncumuzu öldüremeyiz, saçmalamayın” yaklaşımı, yerini dramatik ve şoke edici bir etki yaratmak için yapılan karakter ölümlerine bıraktı. Ben hatta The Good Wife’ta benzer bir durum yaşandığında “ya siz Game of Thrones musunuz Allah aşkına?” diye sinirden ekrana bağırdığımı hatırlıyorum. Tarihi bir andır Ned Stark’ın idam edilişi. O noktadan sonra hiçbir şeyin beklediğimiz gibi olmayacağını ve hiçbir karakterin güvende olmadığını anlamıştık. Sean Bean’in ise çeşitli film ve dizilerde öldürülüşü yine bu sahneden sonra iyice taşak unsuru haline gelmişti. Bunun arkasından izlediğim The Missing isimli iptal edilen dizide ilk 5 dakikada öldüğünü hatırlıyorum. Bundan sonra kontrata madde koydurmasını rica ediyorum artık: “olm bak, öldürcekseniz uğraştırmayın gözünüzü seveyim”

 

4. Joffrey’nin Ölümü

joffrey-choke-fb
Bana göre bu dizide kötü olmakla safi kötü olmak arasında gözle görülür bir fark var. Cersei mesela kötü bir karakter olmasına rağmen nefret etmekten keyif aldığımız, kendini izletebilen bir karakter. Şu an ölmesini istemezdim çünkü kendisinin hikayedeki yerini önemli buluyorum. Ancak Joffrey öyle değildi. İzlemeye dayanamayacağımız derecede itici ve başına gelen her şeyi dibine kadar hak eden saf bir kötüydü. Bu tarz safi psikopat olup süzme gerizekalı olan karakterleri izlemeyi asla sevmedim. Hikayeye en büyük katkıyı ölerek yaptığı konusunda hemfikiriz sanırım. Açık konuşayım, o boğulup her yerinden mor sıvılar aktığında aldığım keyif yaptığım birçok seksten iyiydi (evet, hayatım biraz üzücü). Böyle bir şerefsize göre yine bile acısız öldü diyebiliriz. Her hafta ayrı bir parçasını koparıp onla dövmeleri lazımdı. Buna da şükür tabi.

 

3. Viper ve The Mountain Karşılaşması

game-of-thrones-the-mountain-and-the-viper_article_story_large
Bu dövüş hepimiz için sanırım daha ciddi bir dönüm noktası oldu. Çünkü Ned Stark’ın ölümü ve Red Wedding gibi şok üstüne şok yaşatan ölümlerin ardından daha halen favori karakterlerimizin ölmeyeceği gibi salak bir fikre kapılmıştık. Mal gibi canımız ciğerimiz Oberyn Martell’in bu dövüşten galip çıkacağını düşünüyorduk. En azından kendi adıma böyle safça bir naiflikle bölümün başına oturduğumu kabul edeyim. Çok şükür felç geçirmedim hiç de, bu sahneyi izlerken yaşadığım şokun ona yakınca bir şey olduğuna eminim. The Mountain’ın etrafında dolanıp bir türlü son vuruşu yapmayışı bir şeylerin boka saracağına işaretti ama bu kadar da brutal bir ölüm beklemiyorduk. Favori karakterimin öldürülüşüne mi yoksa çıplak elle gözlerinin çıkarılıp beyninin pekmezlerinin akıtılması şeklinde tezahür eden vahşi ölümüne mi üzüleyim bilemedim o an. 1 hafta boyunca “You raped her, You murdered her. You killed her children!” diyerek gezdim sokaklarda.

 

2. Cersei’in Utanç Yürüyüşü

got-finale_0
Şu dizi boyunca çok fazla rahatsız edici sahne izlediğimizin farkındayım. Tecavüzlerden kafa kesmelere, çıplak ellerle beyin patlatmalara varana kadar çok şey gördük geçirdik. Ani ölümlerin yarattığı şoke edici etkiyi bir tarafa bırakıyorum ama bu sezonun son bölümünde Cersei’in King’s Landing’te yaptığı “Utanç Yürüyüşü” kadar beni rahatsız eden pek az şey oldu sanırım. İzlerken bile o kadar utandım ki ara ara kafamı çevirmek istedim. Cersei’in her zaman gerekli bir kötü olduğunu savundum. İzlemekten de son derece keyif alıyorum. Hak ettiğini de son birkaç bölümdür bulduğunu düşünüyordum. Fakat şu muameleyi kimsenin hak etmediği kanısındayım. Her türlü Yobaz kafası ve onların bu inanmışlıkla yapabilecekleri şeylerin sınırsızlığı beni her daim çok geriyor. Bu sebeple High Sparrow’un başı çektiği hikaye örgüsünü sezon başından beri müthiş bir gerginlikle izliyordum. Nitekim beklediğim gibi de korkutucu bir finalle noktalandı. Bu görünürde bir Orta Çağ hikayesi evet, ama “ahlak” kisvesi altında yapılan muamele maalesef halen aynı. Tüm yürüyüşü baştan sona gösterme cesaretinde bulundukları için bunu dizinin en cesur sahnesi olarak nitelendirmekte sakınca görmüyorum.

 

1. Kızıl Düğün

1370230638237.cached
Spoiler yemeden izlemeyi başardığım Red Wedding’in ruhumda açtığı tahribatı halen unutamıyorum. Hayatımızın çok acayip bir dönemindeydik. Tam Gezi’nin kızıştığı, tüm gün işte haber takip edip akşam direnmeye çıktığımız, uyursak ihanet edecekmişiz gibi hissettiğimiz bir döneme denk geldi Red Wedding. Uykusuz kaldığım gecelerden birinde, birkaç gün de gecikmeli olarak “izleyeyim de kafam dağılsın bari” diyerek oturduğum bu bölümün sonunda bir yumruk da HBO’dan yemiştim. Başından sonuna kadar ustalıkla çekilmiş, unutulmaz bir ihanet sahnesi. Joffrey’nin kötülüğü görünürdür, göstere göstere gelir mesela. Lord Bolton’ınki öyle değildi. Sinsi sinsi, beklemediğimiz anda geldi ihanet. Bu sebeple halen dizide en nefret ettiğim karakterdir bu şerefsiz herif. Neye daha çok üzülüp sinirlendiğimi bilemiyorum. Lady Stark’ın onca yakarışına rağmen Robb’un adice öldürülmesine mi, karısının ve doğmamış çocuğunun gözlerinin önünde katledilişine mi, Lord Walder’ın uzun süre kulaklarımda çınlayan “The King in the North rises” cümlesine mi, Lady Stark’ın boğazının kesilmesine mi yoksa Arya’nın tam da ailesine kavuşacakken öldürüldüklerini öğrenmesine mi, gerçekten bilemiyorum. Tarih seni affetmeyecek Lord Bolton.

1 2
Author

Bir reklam ajansında esnek saat olarak çalışıyor. Geekyapar yazarı. Hobi olarak spoiler vermeyi seviyor. Dreamer değil. Vizyonsuz. Şu hayatta hep Hufflepuff'liğindan kaybetti.

11 Comments

  1. Red wedding hakikaten fena bir şeydi. Kitap spoilerı almadan izlediğim için mi bilmiyorum beni en çok etkileyen kesinlikle red wedding sahnesiydi dizi boyunca. Keza Oberyn reisin Mountain ile kapışması da ne kadar sonucunu bilsem de beni en çok etkileyen 2. sahne olmuştur. Jon Snow, Joffrey ve Ned Stark ölümleri de bunların devamıdır benim listemde.

  2. Sadık Dişli Reply

    Listenin tümüne katılmakla beraber 6. sıra biraz daha mı yüksek olsaydı diye düşünmeden edemedim.

  3. Bonus olarak Tyrion’un duruşma sahnesini de buraya iliştireyim. Aklıma yazacak bir şey gelmedi o sahnenin üstüne. Fazlasıyla efsane olduğu için 😀 Yoksa elbette ki reyizin kalbimizde yeri ayrı.

  4. Yunus Emre Orhun Reply

    Tyrion’un duruşma sahnesi ile Jon Snow’un ölümü

  5. Önce baktım Red Wedding bir numara mı diye, eğer aksi bi durum olsaydı hiç okumayacaktım listeyi, hala buz kesiyorum o sahnesyi düşününce nası soktular bıçağı çat çat çat diye :S :S

  6. dizi saçmalıyor ned starkı öldürdün robbu öldürdün janıo öldrüdün cercei adisini öldürsene ne olacka şimdi dizi abuk subuk bir hal oldu stannisde öldü amaç ne amaçsız ilerliyor işde ama sinema filmnde ned starkı görecek olmamız iyi birşey çılgın kral ile 🙂

  7. Oberyn’in ölümünden sonra kitabı 2 hafta açmadığımı hatırlıyorum.

    • Kitaptan girdin diye sana ek yapayım dedim Lordum. Dizide listeye katılıyorum ama kitapta beni Oberyn’in gelip Tyrion’a ben senin şampiyonun olurum dediği sahne vurmuştu. O noktaya kadar “Kesin ana karakterlerden biri ölecek.” rutinine bağlamıştım ve “Tyrion’u buradan hayatta kurtaramazlar, başımız sağolsun.” moduna girmiştim. Tam o sırada Oberyn oyunu değiştirmişti. Gecenin bir yarısı diğer bölümleri de okuyup hikayenin sonunu öğreneceğim diye sabahlamak zorunda kalmıştım.

  8. Alkın Yılmaz Akter Reply

    Ben Stannis’in kızını yaktığı sahneden de çok etkilendim ama en beklemediğim şey Ned Stark’ın idamıydı. O zamanlar spoilerlar havada uçuşmuyordu. Hiçbir fikrim yoktu. Videoyu durdurup durdurup tekrar oynattım. Gerçek olmadığına dair delil aradım.

  9. Kuzey Batı Reply

    Beni en çok şaşırtan şeylerden biri Lysa’nın kocasını zehirlediğini öğrendiğimiz sahneydi. Lysa zaten deli bir karakterdi ama öyle bişey yapacağını düşünmemiştim. Littlefinger keranecisi favori karakterim oldu ondan sonra.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.