5. B-17 Flying Fortress: The Mighthy 8th
Microprose’u özleyen var mı? Varsa eminim, artık şu sıralar evlilik yaşındadır. Bir zamanların “simülasyon” dendi mi akla gelen tek firmasıydı Microprose. Hatta başka hiçbir stüdyonun, belirli bir janra böylesine bir damga vurduğunu pek anımsamıyorum. İşte onların belki de son büyük hitlerinden biriydi B-17 Flying Fortress’ın özenle inşa edilmiş devam oyunu B-17 Flying Fortress: The Mighty 8th. Bugün Steam’de bulunuyor, ama gerçekten gönül rahatlığıyla “gidip alın” diyemiyorum; her ne kadar tarihi detaylara verilen önem gerçekten akıl almaz olsa da. Diyemiyorum, çünkü B-17 Flying Fortress inanılmaz zor bir oyun be! Simülasyonun hakkını veren oyunlardan yani!
4. Steel Battalion
Siz tutup Japonlara “simülasyon?” derseniz, onlar da size mecha derler. Çift ayaklı, inanılmaz yoğun silahlarla döşenmiş bir “Vertical Tank” yaptık diye oyun yapar, “Al bununla kontrol edeceksin” diye de önünüze bir panel yerleştirirler. 2002’de Xbox’a özel olarak çıkan Capcom oyunu Steel Battalion tam olarak bunu yaptı işte. Yaklaşık 40 butonu olan özel kontrol -bakın kelime seçmimim kastidir- sehpası ile kısıtlı sayıda piyasaya sürülen Steel Battalion, biraz bu sebeple,biraz da gerçekten inanılmaz detaylı ve ince işlenmiş bir oyun olmasından ötürü tam bir kült klasiği artık.
3. Flight Simulator X
Bu oyun piyasaya çıktığında sene 2006’ydı. Çok net hatırlıyorum. Sene 2006’ydı, yeni nesil diye kast ettiğimiz şey PlayStation 3 ve Xbox 360’dı, Microsoft iki yıllık aradan sonra seriye geri dönmüş, ve önümüze Flight Simulator X‘i koymuştu. Ve samimiyetle söylüyorum, Flight Simulator X hayatımda gördüğüm en güzel oyundu zaman. Bugüne bugün hâlâ devamı gelmedi, ama en azından geçtiğimiz sene Steam için özel bir sürümü yayınlandı ve multiplayer’ı tekrar hayatımıza girdi. Bana soracak olursanız, hâlâ muazzam gözüküyor oyun. Ve emin olun, muazzamlar muazzamı bir şekilde de oynanıyor…
2. Silent Hunter III
Ubisoft’un 2005’te piyasaya sürdüğü Silent Hunter III‘ü eğer simülasyon oyunlarını sevmiyorsanız da oynayabilirsiniz. Zorlanacaksınız, ter dökeceksiniz, ama oynayabilirsiniz. Hatta oynamalısınız da. Çünkü Silent Hunter III, benim hayatımda gördüğüm en gergin oyunlardan biri. Hızı, nabzı mükemmel ayarlanmış; halihazırda gergin bir mesele olan “denizaltı savaşları” konseptini inanılmaz isabetli uyarlamış ve ciddi anlamda sürükleyici bir atmosfere sahip olan bir oyun bu. Sırf bu sebeplerden de listemizdeki ikinci sırayı rahatça hak ediyor.
1. IL-2 Sturmovik
Bazı oyunlar vardır. Eğer içlerinde bulundukları janrlarla hiçbir ilişkiniz yoksa dahi isimlerini duymuşsunuzdur. Ne anlam taşıdıklarını bilirsiniz. Birileri, illa ki sizin hayatınız dahilinde size görgüsüzce övmüştür kendisini. Ve sonradan aynı şeyleri bir internet sitesinde okumuşsunuzdur. Başka bir muhabbette övüldüğüne kulak misafiri olmuşsunuzdur. Bir forumda görmüşsünüzdür. Tweet’te denk gelmişsinizdir. Çünkü bu oyunlar, kolay kolay silinemeyecek izler bırakırlar. İşte IL-2 Sturmovik o oyunlardan biri. Nokta atışı ve kusursuza yakın oynanışı, detaya gösterdiği özen ve inanılmaz multiplayer’ı öyle bir hissiyat bıraktı ki insanlarda, bugün hâlâ övülür ve bizim gibiler tarafından, böyle listelerde, birinci sıraya rahatlıkla yerleştirilir…
