5. Radiant Silvergun
Bir itirafta bulunalım. Radiant Silvergun 1998’de atari salonlarına, aynı senenin Temmuz ayında Sega Saturn’e geldiğinde biz evimizde mutlu mutlu FIFA 97 oynuyor, dünyadan bihaber bir şekilde hayatımıza devam ediyorduk. Yine Treasure’un geliştirdiği bu oyundan, 2011 senesinde XBLA’ya gelene kadar hiç haberimiz olmadı. Sonra açtık, oynadık ve resmen hayran olurken bulduk kendimizi. Bu oyunda power-up yoktu, ama inanılmaz bir silah sistemi vardı. Toplamda yedi ateş etme yöntemi, üç de tuş vardı. Bu tuşlara farklı kombinasyonlarla basıp, farklı şekillerde düşmanlara saldırabiliyordunuz. Ve her durum için, illa ki doğru bir silah kombinasyonu vardı. Bu oyuna inanılmaz bir stratejik derinlik katıyordu ki, zaten kısa süre içinde power-up eksikliğini unutuveriyordunuz.
4. Gradius V
Bayanlar baylar, karşımızda yine bir Treasure oyunu var. Ama bu sefer, Sega ya da Nintendo platformlarında değiliz. Bu sefer sene 2004, biz PlayStation 2’nin başındayız. Gradius serisi, yıllardır shoot ’em up serisinde bir markaydı zaten. Treasure bu işi biliyordu ve gayet ince bir şekilde işleyerek karşımıza sunmuştu. Gradius V’e geldiklerinde baya ustaydılar anlayacağınız. O yüzden, önceki oyunların üzerine net bir yenilik ya da değişiklik koymamasına rağmen, sadece cilasıyla favori oyunlarımızdan biri oldu Gradius V. Power-up’ları, grafikleri, boss dövüşleri, hatta hitbox’ın boyutuna kadar her şey çok zarif bir şekilde kalibre edilmişti, size sadece bu kaymak gibi oyunu oynamak kalıyordu!
3. Metal Slug X
Başlığa Metal Slug X yazdık, ama aslen bu oyun, 1998 senesinde herkesin çok kıskandığı ama hiçbir zaman memlekete gelmeyen Neo-Geo’ya çıktığında adı Metal Slug 2‘ydi. Sonradan X adını aldı, 2001 senesinde PS1’e geldi. Ve arkadaş, dönemin çocukları hatırlarlar, resmen bir gıybet sebebiydi. PS1’i olanlar, kendini Metal Slug’a gömüyorlar, tanklara biniyorlar, inanılmaz güzel grafiklerle millete ateş ede ede gariban rehineleri kurtarıp keyif yaşıyorlardı. Olmayanlar da haset ediyordu işte kenarda. Artık bunun üzerinden seneler geçti. Oyun 2013’te iOS ve Android’e, 2014’te ise PC’ye çıktı. Oynamamak için tek bir bahane dahi yok. Samimi söylüyoruz, biz ne kadar anlatsak boş. Metal Slug X’in o harika “vura vura yıkıyorum aga!” hissi, yaşanmak için yaratılmış. Yaşayın!
2. Ikaruga
Metal Slug X için “yaşayın” dedim, ama Ikaruga öyle değil. Önce bir anlatıp, sizi hazırlamam gerek. 2003 senesinde GameCube‘a çıkıp popüler olan, ondan 5 sene sonra XBLA’ya, ondan da 5 sene sonra Android’e gelen Ikaruga, dünyanın en nev-i şahsına münhasır konseptlerinden birine sahip. Elbette yine Treasure’ın imzasını taşıyan oyunda geminiz iki renge bürünebiliyor. Kurşunlar da iki renkte geliyorlar. Siyah, ve beyaz. Sizin gelen kurşunlara göre renk değiştirmeniz gerekiyor. Siz siyahken beyaz kurşun yerseniz, yanıyorsunuz. Ama beyazken beyaz kurşun yerseniz, güçleniyorsunuz. Konsept basit değil mi? Üzerinize dört milyar siyah ve beyaz kurşun yağarken, bir daha konuşalım ne kadar basit olduğunu! Ikaruga gelmiş geçmiş en zor oyunlardan biri. Ama aynı zamanda, bizce, gelmiş geçmiş en iyi shoot ’em up’ların da ikincisi. Bir numara ise, Treasure kusura bakmasın ama, şu klasiğe ait…
1. Contra
Contra dedin mi akan sular durur. Durmalıdır. O meşhur Konami kodunu meşhur eden oyun budur. Kendisinden sonra gelmiş tüm shoot ’em up’ların babası budur. Ve çıkışından neredeyse tam otuz sene sonra, hâlâ inanılmaz eğlenceli olan nadir oyunlardan birisi de budur. Contra’nın neyi doğru yaptığını tespit etmek çok kolay. Spreader gibi ikonik silahları, inanılmaz iyi bölüm tasarımları, –Konami Code ile birlikte– tam ayarında zorluğu, dorukta aksiyon hissi… Gerçekten, samimi söylüyorum, 1987’den beri bu kadar net kalibre edilmiş bir shoot ’em up geldiğini düşünmüyorum. Oyun an itibariyle PC, PS2, Xbox Live Arcade ve Virtual Console üzerinden Wii ve Wii U’da oynanabiliyor. Eğer fırsatınız varsa, hiç düşünmeyin. Contra’nın sahip olduğu değerler gerçekten de zaman tanımıyorlar çünkü…