Bölümü izlememiş olanlar için bir miktar spoiler içermektedir.

Ben bu diziye devam edemeyenlerdenim. Siz de bendensiniz biliyorum. “Abi ben 1 sezondur izliyorum, Joker gelince kıymete bindi ya” yapmayalım. Elimizi vicdanımıza koyalım. Başlarda hepimizin bu diziyle ilgili şüpheleri vardı, evet. Batman’siz bir Batman dizisi fikriyle nereye gidecekler diye hayıflanıyorduk. Ancak karşımıza nefis bir Penguen portresi çıkınca ilk birkaç bölüm epey heveslenmiştik. Sonra ne oldu ne yanlış gitti, pek bilemiyorum. Hani gidiyor gibiydi de böyle, gitmiyordu. İte kaka devam etmeye çalıştıysam da sezonun yarısını göremedim. Sadece ben mi göremedim? Hayır. Siz de göremediniz. 2. sezon onayını kaptı kapmasına ancak reytingler de giderek düştü. Dizinin yaratıcısı Bruno Heller’ı da bunun endişesi sarmış olacaktı ki, sadece Penguen ve Jada Pinkett Smith’in abartılıktan ölen Fish Mooney portresiyle nereye kadar gidebiliriz diyerek, taze bir kan buldu kendine: Jerome Valeska

gotham-season-2-ep-3-promo-and-clip-the-last-laugh_zpspxondlgg
Jerome, diziye geri dönüşüm oldu. Sizin de öyle olmadıysa neyim. Bu sebepten bu kadar çabuk harcanması evlat acısı gibi oturdu. “Ya oğlum bi dk, onun için geldiydik ya biz?” diye ekran başında kala kaldım. Jerome başarılı bir manyaktı, ancak şunu da kabul etmek gerekirse çok da ucuz bir Joker olurdu. Dediğim gibi üzülmesine çok üzüldüm. Birkaç bölüm daha bizi eğlendirebilirdi şüphesiz. Yine de Cameron Monaghan’ın çerçeveletip duvara asabileceğim güzellikteki son sahnesi, Bruno Heller’ın verdiği kararın ne kadar doğru olduğuna inandırdı beni. Theo Galavan’ın Barbara’ya söylediği şey çok doğru bir tespit ve karakterin neden harcandığına, hatta harcanması gerektiğine güzel bir açıklama getiriyor: “Çok etkileyici bir karakter ama yetenekleri sınırlıydı. Asla uzun sürmezdi zaten.”

Nitekim Jerome, fazla ‘kaçık’ bir karakterdi. Zeki ‘kaçık’ değil. Bu yüzden gram beyin sahibi olmayan Maniax tayfasının diğer üyeleri çatır çutur ölmüşken deliliğinin arkasında herhangi bir felsefe olmayan Jerome’un yaşaması fazla lüks olurdu. Görünen deliliğinden fazlası yoktu ortada çünkü. Oysa Joker’in geçmişi nedir, ne değildir bilmiyor olmamıza rağmen, belki de en mükemmel hikayesi olan The Killing Joke‘taki orijin hikayesi hep içimize en sineniydi. Detayları bilmiyoruz ama Joker’de “tek bir kötü gün yeterli” argümanını doğrulayacak çok fazla ipucu vardı.

En azından ben bir yere kadar ‘normal’ yaşamayı bir şekilde başarabilmiş ama öyle bir an gelmiş, öyle bir şey yaşamış ki çareyi delilikte bulmuş bir adam olarak okumayı seçtim hep. Dolayısıyla sanki deli doğmuş gibi duran Jerome’un Joker çıkması, sırf bu yüzden bile hoşuma gitmeyebilirdi. Kendi adıma hepimizin delilikten bir adım uzakta olma fikrini çok olası ve bu fikri karşıma çıkan hikayelerde görmeyi çok cezbedici buluyorum.

Çizgi romanlardan aşağı yukarı şu sonuca vardık ve Jerome’u Joker yapmak bu çıkarıma tamamen ters düşerdi herhalde: Toplum Joker’i yaratmadı. Evet bir noktada yaratabilirdi ama onu yaratıcı yapacak asıl itici gücü sağlayamazdı. Toplum Batman’i yarattı. Joker’i ise Batman yarattı. Ya da şöyle ifade edelim: sıradan bir ‘deli’ olabilecek bir adamı bir suç dehasına, hatt bir ikona dönüştürdü. Batman, Joker olmadan da var olabilir. Ama Joker öyle değil. O var, çünkü Batman var.


Bu arada, söyleyelim, ilk sezonun başlarında hikaye anlamında Jim Gordon’ın biseksüel sevgilisinden öteye götüremedikleri Barbara Kean rolünde Erin Richards gayet lezzetli bir performans çıkarmaya başlamış görmeyeli. Sezonun muhtemelen bize yeni bir yükseliş hikayesi sunacak olan kötü adamı Theo Galavan rolünde James Frain’i başarılı buluyor olsam da bu dizinin hesapçı, planlı bir kötü adamdan ziyade, kaosu bizzat yaratacak bir deliye ihtiyacı var. Seyirci olarak biz bu aklıselim adamı izlemek istemiyoruz. Bize çok açık ki bir ‘kaçık’ lazım. Peki bu noktada, Heller’ın “evet, bir kadın Joker düşündük, düşünmedik değil” açıklamasının da ardından şunu soralım: Barbara Kean’den bir Joker çıkma ihtimali var mı?

Çıkarsa lafımı yerim ama çok net bir biçimde böyle bir ihtimal yok. Bu aktrisin yeteneksizliğinden kaynaklanan bir durum ya da Joker’in bir kadın olması ihtimaline karşı olmam gibi bir şey değil. En nihayetinde The Flashpoint Paradox’tan biliyoruz ki farklı bir zaman çizgisinde Joker’in kadın olmuşluğu da var. Ancak sadece kadın bir Joker göreceğimize değil, Joker’i görebileceğimize de inancım yok. Joker şu anda karakter olarak bu dizinin elindeki en iyi şey. Spesifik olarak dizide olmadığı için en iyi şey. Bruce’un Batman olmasına daha uzun uzun yıllar olduğunu düşünürsek şu anda ellerine alıp evire çevire oynayabilecekleri, büküp, söküp dikebilecekleri en iyi fikir Joker.


Geçen sezon hatırladığım kadarıyla karşımıza ara ara bazı tipleri çıkarıp Joker olup olmayacağı ihtimali üzerine internette epey bir tartışma yaratıyorlardı. Jerome ilk gözüktüğünde Joker olabileceğini ciddi ciddi düşünmüştüm ama sonra fark ettim ki bu bir pazarlama taktiğinden başka bir şey değildi. Dizide gözükecek herhangi bir karakterin Joker olma olasılığıyla oynamayı seviyorlar. Bu her şeyden önce seyirci kitlesi yarattığı için bile başarılı bir taktik. En basitinden ben, sırf Cameron Monaghan’ın performansını görebilmek için geri döndüm. Kısa vadede şahane bir çözüm.

Hiç olmazsa Jerome’un Gotham’daki delileri ortaya çıkarmak veya henüz aklını kaybetmemişleri delirtmek için öncülük edeceğini ve gördüklerimizin yalnızca bir başlangıç olduğunu gösteren bir bölüm finali önümüze bıraktılar ki ben sezonun geri kalanı için yeterince merak yarattıklarını düşünüyorum. Ancak uzun soluklu düşününce kendilerine şunu da sormaları lazım: bunun ekmeğini nereye kadar yiyebiliriz? Hikayenin güzel bir yere gideceğini umduğum için şimdilik izlemeye devam etmeyi düşünüyorum. Yine de Bruno Heller, dizinin kendi ayakları üstünde durmasını istiyorsa sırtını da Joker’e yaslamaktan vazgeçmeli sanki. Ona bağlı kalmadan anlatamıyorsa zaten elinde anlatmaya değecek fazla hikayesi yok demektir. Yanlış mıyım Alfred?

Author

Bir reklam ajansında esnek saat olarak çalışıyor. Geekyapar yazarı. Hobi olarak spoiler vermeyi seviyor. Dreamer değil. Vizyonsuz. Şu hayatta hep Hufflepuff'liğindan kaybetti.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.