Indiana Jones. Bir isim, bir de soy isim yazıp, sonuna da nokta koyduğum hâliyle bile eminim ki pek çoğunuzun kafasında bir sürü şey canlanıyor. Sinema tarihinin en ikonik karakterlerinden biri, geekler olarak az çok hepimizin hayallerini, hiç yoksa küçüklüğünde süsleyen arkeologluk düşüncesinin bir numaralı kaynağı ve elbette bir sürü, sürüsüne bereket bu minvaldeki filmin, dizinin, oyunun kalbindeki isim.
Indiana Jones, anlat anlat bitirilemeyecek bir marka ki bu marka, birkaç yıl önce kendisinden ayrı düşünülemeyen Harrison Ford ile birlikte Disney’e geçtiğinde, hepimiz de ismin büyüklüğüyle aynı orantıda yolunacak bir kaz olduğunda hemfikirdik. Bu sebeple tarihler 2018’i gösterdiğinde çekileceği resmileşen ve 2019’da izleyeceğimizi düşündüğümüz; ancak pandemi ve daha birçok sahne arkası sebeple iki yıldır gelişme yaşanmayan beşinci Indiana Jones filminden bir oyuncu seçimi haberi getirdiğimi söylediğimde, kafamda dönenleri az çok anlarsınız diye düşünüyorum.
Evet, kafamda dönenleri anlarsınız diye geniş zamanlı bir düşünce belirttim ancak seçilen ismin kim olduğunu öğrendiğinizde de aynı şeyleri düşünüyor muyuz, emin değilim. Fleabag ile hepimizi, hayali turnamızın tam da gözbebeğinden vuran Phoebe Waller-Bridge, beşincisini talihler izin verirse izleyeceğimiz Indiana Jones filminde, Harrison Ford’a eşlik etmek üzere seçildi. Sizi bilmiyorum ama bu bilgi benim için, filmi bekleme noktasında bir şeyleri değiştiriyor.
İlk olarak bu, Waller-Bridge’in ne kadar göz önünde bulundurulmak istendiğini anlatmak için ilk rolü değil; Crashing ve ardına Fleabag‘i patlatan senarist-oyuncu zaten hem Disney bünyesinde hem de genel yapım dünyasında aranan insan olmayı bayağı bayağı başarmış durumda. Çoğu kısa sürede parlayan ve her yerde görmemiz için ardı ardına kontratlar imzalayan oyuncunun aksine Waller-Bridge’in, bu durumu havada karada hak ettiğine cân-ı gönülden inanıyorum. Kendisinin hâlihazırda işlerini genel olarak belirli bir kalitenin üzerinde tutan Amazon bünyesinde yapım aşamasında olan, muhteşem Donald Glover ile başrolleri paylaşacağı Mr. & Mrs. Smith dizisi yolda, şurada biraz hislerimizden haberdar olabileceğimiz His Dark Materials dizisinde sesiyle bizi mutlu ediyor; son Bond filminin senaryosunda katkısı var, Solo: A Star Wars Story’nin droidi L3-37 de zaten kendisi. On parmağında on marifet diye birisine söyleyeceksek, şu an için Phoebe Waller-Bridge bu insan olurdu sanki. Hâliyle bir şekilde Indiana Jones markasına dâhil olacaksa, kendisiyle birlikte birçok şeyi de getireceğini ummak boş değil diye düşünüyorum.
İkinci olarak Indiana Jones, her ne kadar birkaç jenerasyonun kalbi ve hayal gücünde özel bir yeri kapatmış olsa da Harrison Ford’un yaşı itibarıyla bunun, devamı hepimizi memnun edecek şekilde gelecek bir iş olmayacağı açık. Beşinci filmin yönetmeni Spielberg olacaktı, 2020 itibariyle dünyanın içerisinde olacağı şartlar çok değiştiği için o da yerini devretti. Bir noktada bu film, ya kazın yolunacak son tüyü olacak ya da yeni bir şeyin başlangıcı. İlkinin olma ihtimali daha fazla, bu da insanı biraz korkutuyor çünkü hepimizin, kendi tür zevklerimiz ne olursa olsun, devam ettirilip de bezdirilen en az bir tane zincir filmi bulunuyor. Ama bir noktada bir kendisinden şüphe duymadığımız bir usta, bir de kendini kanıtlamış ve hem ekran önünde hem de arkasında marifetli bir oyuncu birleşirse, sonuç bizi üzmeyecek şekilde çıkabilir.
Waller-Bridge’in rol tanımı henüz açıklanmadı dolayısıyla kendisini Indiana Jones’un yeni macerasına eşlik edecek genç bir arkeolog adayı olarak izleyebileceğimizi düşünmek, en uygunu olabilir. Ford’un tıpkı Han Solo’dakine benzer şekilde, kendisinden sonra Indiana Jones’u kimsenin canlandıramayacağına yönelik fikirleri biliniyor. Bize de hâliyle üzerinden belki de göremeyeceğimiz kadar uzun bir zaman geçmeden önce, vedalaşmak için James Mangold‘un yönetmenliğinde, 2022’de izleyeceğimiz gerçekten iyi bir filmi ümit etmek düşüyor. Devamında gelişmeler de oldukça, yine buralardan paylaşıyor oluruz. Ben biraz iyimserim açıkçası; hem filme eklenen oyuncuyu hem de Indiana Jones’u fazlasıyla sevdiğim için abartı sevinmiş olabilirim elbette, siz ne dersiniz?