Hans Zimmer’ın bundan uzun yıllar sonra adını John Williams ve Ennio Morricone gibi efsane film bestekarlarının arasına yazdıracağından herhangi birinin şüphesi var mı? 1957’de Frankfurt‘ta dünyaya gelen Alman müzisyen 80’lerde başladığı kariyerinde bugüne kadar yüz elliden fazla filmin müziklerini yaptı, Aslan Kral ile Oscar kazandı, The Dark Knight üçlemesi ve Pirates of the Caribbean filmleriyle ölümsüz film müzikleri sözlüğüne girdi.
Ve fakat bu kadar muazzam bir kariyere sahip olsanız da illa ki hayran olduğunuz bir başkaları oluyor belli ki. Zimmer’ın da böylesi hayranlık duyduğu biri var. Geçtiğimiz günlerde üstadın CBC Radio‘ya verdiği bir röportajda, Alman müzisyene sormuşlar: Favori film bestekarınız kim? Elbette burada birkaç usta var akla gelebilecek. Williams ve Morricone başlıcaları. Belki daha gençlerden Danny Elfman, Clint Mansell? Howard Shore olabilir mi? Hayır. Zimmer’ın favori film bestekarı Jonny Greenwood.
Eğer isim tanıdık gelmiyorsa, ya son on yılda hiçbir Paul Thomas Anderson filmi izlemediniz; ya da çok daha yüksek ihtimalle Radiohead grubuna pek aşina değilsiniz. Jonny Greenwood ünlü İngiliz müzik grubu Radiohead’in gitaristi ve ikincil şarkı yazarı. 2003 senesinde Bodysong belgeseline bir soundtrack yaparak o dünyaya adım attı, sonra 2007’de yolları Paul Thomas Anderson’la kesişti. Greenwood Amerikalı yönetmenin başyapıtı There Will Be Blood‘ın müziklerini kaleme aldıktan sonra bu alanda giderek nam salmaya başladı. Anderson ile iki kez daha çalışmanın yanı sıra Norwegian Wood ve We Need to Talk About Kevin‘ın müzikleri de kendisinden geldi. Şu sıralar da PTA ile dördüncü raunda hazırlanıyor. Daniel Day-Lewis’in de son filmi olacak Phantom Thread’de yine Greenwood notaları duyacağız.
Zimmer’ın böylesi bir iltifat etmiş olması tesadüf değil. Alman usta Blue Planet II‘nin müzikleri için yakın zamanda Radiohead ile birlikte çalışmıştı. Fakat anladığımız kadarıyla hayranlığı bundan öncesine dayanıyormuş, çünkü Zimmer “Ay itiraf edeyim, biraz hayranlıktan dilim tutuldu” diyor tanışmalarına dair. Valla Hans Zimmer’ın hayranlıktan dilini tuttursak herhalde emekliliğimizi alırdık en yakın devlet dairesinden, bundan büyük onur mu olur be?
