Hayatınızda Hiç Çizgi Roman Okumadıysanız İlk Adımınız Olması Gereken 12 Eser

Scott Pilgrim

Yazar & Çizer: Bryan Lee O’Malley
Yayın Tarihi: 2004-2010

Edgar Wright’ın elinde bir film olduğundan beri Scott Pilgrim sadece çizgi roman hastalarının bildiği bir şey değil. Ama öyleyken de, o muhteşem film geldikten sonra da pek fazla bir şey değişmedi Scott Pilgrim’e dair kanı konusunda. O’Malley’nin hikayesi hâlâ şaşırtıcı derecede tanıdık, büyüleyici derecede fantastik ve tüyler ürpertici derecede sürükleyici. Çizgi romanların sadece uçuk şeyler olmadığını, komedinin, mizahın ve hissiyatın da dibinin bu mecrada yaşanabildiğini en güzel gösteren şeylerden biri.

The Boys

Yazar: Garth Ennis
Çizer: Darick Robertson
Yayın Tarihi: 2006-2012

Hayatına Wildstorm ile başlayan, sonradan da Dynamite’a geçen The Boys’un 72 sayısını birden koyduk buraya. Evet, “kısıtlı serilere” geçelim, onlardan konuşalım demiştik, biliyoruz. Ama The Boys’u koymayacak mıydık yani? Garth Ennis’in “Preacher’dan daha Preacher olacak” diyerek bizi baştan çıkardığı The Boys’un konu sinopsisi bile insanı gerçekten çizgi roman hastası yapmaya yetiyor. Bir dünya düşünün ki süper kahramanlar var. Ama bunlar ideal ikonlar değiller, aksine şan ve şöhretten başları dönmüş, günümüzdeki ünlüler gibi kendilerini uyuşturucuya, paranın baştan çıkarmalarına vermişler. Öylesine karanlık, şiddetli ama öylesine de büyüleyici ki The Boys… Bitmesinin üzerinden 6 sene ancak geçmesine rağmen şimdiden efsaneler arasında sayılıyor.

Transmetropolitan: Back on the Street

Yazar: Warren Ellis
Çizer: Darick Robertson
Yayın Tarihi: 1997

Fear and Loathing in Las Vegas’ı sevmiş miydiniz? Ya da direkt damara girelim, Hunter S. Thompson ismi sizde hoş şeyler uyandırır mı? Eğer cevabınız iki soruya da evetse, Transmetropolitan’ı okuyun. Yok hayır, cevabınız “ne ilişkim olur” civarındaysa da hiç ikiletmeyin, Transmetropolitan’ı yine de okuyun. Cyberpunk bir dünyada geçen ve Spider Jerusalem’in maceralarını anlatan Transmetropolitan çıktığı ilk günden beri büyük bir övgüyle anılıyor. Okuyun, boşa olmadığını göreceksiniz.

V for Vendetta

Yazar: Alan Moore
Çizer: David Lloyd
Yayın Tarihi: 1982 – 1989

Eğer V for Vendetta’nın filmin izleyip, karakterin protest yapısı ve ilham vericiliğinden etkilendiyseniz, size bir sürprizimiz var. Burnu havadalık yapıp, “hıh, filmi de nedir ki!” demeyeceğiz meraklanmayın. Wachowksi biraderler ve Hugo Weaving’in aslında iyi bir iş çıkarttığını biliyoruz. Ama Alan Moore’un orijinal kelimeleri çok daha ağır, çok daha derin ve çok daha dürüst filminkilere göre. Anarşizm ve faşizm arasındaki skalayı anlatan, bunu da muazzam imgelemlerle yapan V for Vendetta, boşu boşuna tüm dünyada devrim ve özgürlüğün bir simgesi olmadı.

Watchmen

Yazar: Alan Moore
Çizer: Dave Gibbons
Yayın Tarihi: 1986 – 1987

Watchmen o kadar ikonik ki, aldığı ödüller ve üzerine yazılıp çizilen şeylerle o kadar efsanevi bir konumda ki, burada naçizane harcayacağım on nefesin biri bile bugüne kadar oluşturulmuş külliyatın üzerine bir ayıptan başka bir şey olarak konamaz. Alan Moore’un işi, her çizgi roman dünyasına girmek isteyen beşerin ilk okuduğu iş olmalıdır kanımca. Rorschach’ı anlamak, Dr. Manhattan’ı çözümlemek, çizgi roman dünyasının geneline bambaşka bakmanızı sağlayacaktır.

Y The Last Man: Unmanned

Yazar: Brian K. Vaughan
Çizer: Pia Guerra
Yayın Tarihi: 2003

Biri size “dünyadaki bütün erkekler ölür, son kalan ise Yorick ismindeki bir gençtir” deyince kafanızda hemen pornografik bir senaryo canlanıyor değil mi? Evet, bize de biri ilk anlattığında öyle sanmıştık. Gelin görün ki Y the Last Man’in o taraklarda bezi yok. Vaughan’ın hikayesi çok daha derin bir hikaye damarına girme niyetiyle çıkıyor yola. Sadece erkek / kadın ilişkileri üzerinden çıkarttıkları bile yeterken, bir de üstüne üstlük okuyup okuyabileceğiniz; görüp görebileceğiniz en özgün distopyalardan biri olduğunu fark ediyorsunuz. Ve bir şey de çok netleşiyor gözünüzde… Böyle hikayeler, sadece çizgi romanlarda mümkünler…