Netlix yapımı 1899 yıl sonu dizilerinden biri olarak, uzun zamanlı gizem favorisi “Dark’ın yapımcılarından” ibaresini taşıması ve yine Andreas Pietschmann gibi Dark dizisinin oyuncularını paylaşması hasebiyle -bu sefer dizinin atmosferine uygun biçimde- canavarımıza rast geldi. İlk Bölüm Canavarı da böyle bir şey işte, ağına takılan yapımlara bakmadan yoluna devam edemiyor. Tabii ki oltadır, yemektir önemli değil; her şeyden önce, sizin için soruyor: 1899 nasıl dizi?
İlk Bölüm Canavarı, üstümüze yağan yüzlerce dizi arasından hangisi kime gider, izlemeye değer mi değmez mi diye bakmaya karar vermiş bir canavardır. İlk bölüme bakar, azıcık wiki kurcalar, tavsiyelerini verir ve kaçar! Dizilerle ilgili yorumlar kesinlikle objektif değildir, geek izleyicinin keyfine göre ayarlanmıştır! Bu yazılarda sadece ilk bölüm ile ilgili olmak üzere spoilerlar olabilir.
Özet Geç!
Dizinin isminden de anlaşılabileceği gibi 1899 bir dönem dizisi olma özelliği taşıyor. 1899’da New York’a gitmek üzere yola çıkan bir göçmen gemisi, gizemli olaylar neticesinde rotasını değiştiriyor; her biri kendi geçmişinin yükünden kaçmaya çalıştığı için şaşkına dönen yolcular da henüz çözümüne hazır olmadıkları bir bilmeceyle karşılaşıyorlar.
Ne Kadar Uzun?
Tamamı 17 Kasım 2022 tarihinde yayınlanan dizinin ilk sezonu 8 bölümden oluşuyor. Bölümler ise 50 dakika uzunluğunda.
Neyi Seven Bunu Da Sever?
Lost, Under the Dome
Ne Beklemeyin?
Supernatural, Stranger Things
Biraz Daha Detay ve Yorum?
1899, özellikle Dark’ı izleyip beğendiyseniz, bir gizem dizisinin sahip olması gereken her şeyi içerisinde barındıracak şekilde iyi bir başlangıç yapıyor. Açılış sahnesinde bir sürü birbirinden bağımsız ama sizi bir şeylerin yanlış gittiğine yönlendirecek görüntü yer alıyor, gizemli bir sesin “Uyan!” fısıldamasıyla serüveninize başlıyorsunuz. Bölüm ilerledikçe tanıştığınız karakterin hepsi, sizin henüz bilmediğiniz ancak haklarında daha fazla şey öğrendikçe açıklığa kavuşturacağınızdan emin olduğunuz gizli geçmişlerin yükünü taşıyorlar, bazı karakterler diğerlerinden daha fazla şey biliyor gibiler ve bu sizi rahatsız ediyor. Yetmediyse kimsenin birbirinden kaçamadığı bir gemidesiniz; kaçak yolcuların çeşitliliği ile dâhil olduğunuz, çok dilli bir beynelmilelliğin desteklediği bazı sınıf çatışmalarının içerisindesiniz ve üzerine bu, kıyafetlerinden diyaloglarına kadar bağıran bir dönem dizisi!
Emily Beecham’ın canlandırdığı Maura Franklin’e ilk saniyeden bağlanmamanız mümkün değil, kaptan ‘yalnız kurt’ Eyk Larsen zaten duruşuyla ilginizi çekiyor. Yardımcı oyuncuların performansı ve canlandırdıkları karakterlerin ilk izlenimleri de en az onlar kadar kıymetli; İspanyol bir rahipten mutsuz bir geyşaya kadar geniş bir karakter yelpazeniz mevcut. Kültürel olarak birini merak etmeseniz, diğerine kaptıracaksınız. Bütün bunlar, bölüm boyunca devam eden gerilimli hava ve bölümün sonunda çalan White Rabbit birleşince, size çözülmesi gereken gizemleri barındıracağına söz veren herhangi bir dizinin pilot bölümü için eksik kalan herhangi bir şey göremiyorsunuz.
Yine de gedikli bir dizi izleyicisiyseniz ve gizem vaat eden her şey, sizin için bir mahcup zevk hâline gelmediyse iş değişiyor. Tüm varlığını şaibeli olayların açıklanmasına bağlayan bir yapımdan bahsediyoruz ve nesnenin tabiatı gereği, ilk bölüm için bile olsa, spoiler vermemek önemli. Bu yüzden canavarınız size 1899’un, her bir adımda önünüze yeni bir gizem çıkartan ancak her şey bittikten sonra, ortaya saldığı gizemlerin sayısı boyunu aştığı için hepsini tutarlı bir zeminde çözümlemekten aciz kalan dizilere benzediğini söylemekle yetinecek. Bakınız “Neyi seven bunu da sever?” başlığı.
Devamı Nasıl Olur?
Prometheus’ta bulduğumuz çocuğun, onun Maura’ya verdiği piramit şeklindeki dekorun, elinde tuttuğu yeşil böceğin filan ne anlama geldiğini anlamaya çalışırız. Sonuca her yaklaştığımızda önümüzde yeni sorular belirir; bu esnada gemideki diğer karakterlerin neleri sakladıklarını, nelerden kaçtıklarını anlayıp, onlarla empati kurmaya başlarız. Ayrıca Maura ve kaptan Eyk’in ortak olarak bulundurdukları o mektupları kimin yollandığını, şirketin neden Prometheus’u batırmak istediğini; kısacası büyük oyunda kimlerin nelerin peşinde olduğunu çözmemiz gerekir.
Ve Sonuç! İzler Miyim?
Gideri var. Bu cevabı vermemin tek sebebi, içerisinde çözülmesi gereken gizemler barındıran yapımların sunduğu çözüm yollarının sizi tatmin edip etmeyeceğini anlamak açısından zamana ihtiyaç olması. 1899 özelinde pilot bölüm seyirciyi ekrana bağlamak ve en azından bir sonraki bölümü açtırmak için gereken her şeye sahipti, sonrası için ise illaki devam etmek gerekiyor. Fakat bir anda seyircinin önüne sürülen ve her on dakikada bir üzerine yenisi eklenen ‘gizemler’ de önceki tecrübeler sebebiyle canavarı şüpheye düşürüyor. Dönem estetiği hoşunuza gittiyse ve bol bol vaktiniz varsa izleyin. Aksi bir durum söz konusuysa birkaç sezon salın, insanlar “Yuh artık!” demeye başlarsa bakarsınız. Canavarınız sizi, ortacı cevaplar verecek kadar seviyor.
Diğer İlk Bölüm Canavarı Yazıları:
Interview With The Vampire, Nasıl Dizi?
