2. sezonun ilk kısmının finalini Invincible ve Omni-Man’in yenildiği bir sahne ile yapan dizi, ikinci kısmı başlatan bölüme de şoke edici bir final kurgulamıştı. Guardians of the Globe’u hem havada hem karada yenilmeye yakınken bırakmıştık. Invincible 2. sezon 6. bölümü de öncekinin tam olarak bittiği yerden başlıyor ve Rex’in kafasına dayanan silahın patladığını görüyoruz. 5. bölüm incelemesinde belirttiğim gibi aklım havadaki değil karadaki ekipteydi zaten. Neyse ki sonrasında Rex yarı ölü diyebileceğimiz bir vaziyette ayaklanıp King Lizard’a hakkını bildiriyor. Shrinking Rae de devasa Lizard’ın boğazından çıkmayı başarıyor ama maalesef Dupli-Kate için olumlu bir şey söyleyemiyorum.


invincible 2. sezon 6. bölüm

Mars’taki Guardians of the Globe ekibi de beklendiği gibi Sequidleri yeniyor. Burada Shapesmith’in yardımı ve Invincible’ın sorumluluk alması dikkat çekiciydi. Immortal’a “Senden daha hızlı ve güçlü olduğumu biliyorsun” şeklinde ani bir çıkış yaptı Invincible ve dövüşün liderliğini aldı. Sonra ilk sezonda da yaptığı gibi hızlıca Mars’tan tüydüler. Peşlerindeki Marslıları tek başına alt eden Invincible’ın Atom Eve’den bir teşekkür sarılması kazanması gözlerden kaçmadı tabii. Bölümün özet sahnelerinde de Invincible’la Eve’in sarıldığı bir kısmı görmüştük. Özetleri atlamayın derim valla, kritik hatırlatmalar ve bölüme dair ipuçları veriyorlar.

Shapesmith’in ve astronotun canını kurtararak Dünya’ya dönen Mars ekibi, hiç de iyi bir manzara ile karşılaşmıyor. Ekip, Kate’in ölümü ve Rex’le Rae’in hastanelik oluşu ile yüzleşirken çalan Aidan Knight’ın Dream Team şarkısı ile duygu yoğunluğu tavan yapıyor. Yeri gelmişken söyleyeyim, Invincible’ın müzik seçimleri bir harika ya. Tüm soundtrack’e Spotify’dan ulaşabilirsiniz, sanıyorum ki güncel tutmaya da çalışıyorlar.


invincible 2. sezon 6. bölüm

Daha sonrasında Kate’in cenazesini, Immortal’ın Kate’in ardından normalde yaşayacağından daha fazla üzüldüğünü (aralarında “Kimse yüzlerce kez ölmek ne demek bilemez” cümlesi üzerinden kurdukları bağ eşsizdi gerçekten) ve Atom Eve’in iyileşme sürecindeki Rex’e destek çabalarını gördük. Ve tabii ki yine Invincible olarak uzay yolculuğuna çıkan Mark’ın süper kahramanlık dışındaki hayatına odaklanması gerekiyordu, o da sevgilisinin yanına koştu.

Amber’la Mark’ın diyalogundan keyif aldım açıkçası. Günün sonunda neredeyse uzun mesafe ilişkisi yaşıyorlar, Mark her seferinde yurt odasının yolunu bulabilse de bir anda başka bir şehre, ülkeye, hatta gezegene gitmesi gerekebiliyor. Invincible dizisinin ait olduğu kategorilerden biri de “gençlik dizisi” olduğu için Amber’ın gençliğini yaşaması gerektiğini, yalanlarını sürdürmekte zorlandığını ve Mark bu hâldeyken işlerin zorlaştığını fark etmeleri gerekiyordu; tüm bunlar bu diyalogla yaşanmış oldu.

Artık buradan Mark’la Atom Eve arasında bir şeyler kıvılcımlanacak gibi görünüyor, aralarında bir yakınlaşma var ve bu bölümde “süper kahramanla birlikte olmayı anlayabilecek biri” hususuna da değinildi. Amber’ın Eve’le, Mark’ın da terzi Art’la ilişkiler üzerine dertleştiği sahnenin kurgusu çok hoştu bu arada. Şu noktada Omni-Man’le yıllarca birlikte olan Debbie’ye tebriklerimi sunmak istiyorum, onun da süper gücü süper kahramanlarla yaşamayı bilmekmiş valla.

Atom Eve özel bölümü Prime Video'da yayınlandı.

Önceki bölümün aksine aksiyon meselesini ilk dakikalarında halleden 6. bölüm, dram dozundan sonra ise Allen the Alien’ın geldiği ve komedinin arttığı bir parça sunuyor bizlere. Cecil’i Friends Ross’un “I’m Fine” repliğiyle geçiştiren Immortal’ın gazabına uğramaktan son anda kurtulan Allen, Invincible’ı uzaya davet ediyor. Uzay davetlerini reddetmek konusunda sorun yaşayan Mark neyse ki bu sefer hayır demeyi başarıyor ve Allen’ı Omni-Man’in bilim kurgu kitaplarının bir kopyası ile Talescria’ya uğurluyor. Viltrumlular ile savaşta önemli yere sahip olacak bu kitaplarla ilgili aklımdaki tek soru şu: Omni-Man Dünya’yı kurtarmak ve babalık yapmakla uğraşırken bu kadar kitabı nasıl yazabilmiş?

Finalde de beklendiği üzere Omni-Man’i Viltrum hapishanesinde görüyoruz. Thraxa sonrası halkına tamamen sırt çevirmiş görünen Omni-Man’i sezonun son iki bölümünde daha çok izleyeceğimizi düşünüyorum. Bu noktada kendisini hemencecik “iyi adama” çevireceklerini sanmıyorum ama Mark’ın babasına karşı daha tepkili olmasını bekliyorum açıkçası. Guardians of the Globe’u öldürmesini geçtim, 1. sezonun finalinde Mark’ı kullanarak yaptığı kitle katliamını biz unutmadıysak Mark hiç unutmamalı.

Sonuç olarak gümbür gümbür diyebileceğimiz 5. bölümün ardından Invincible frene basmış ve karakterlerin ilişkilerine ve gelişimlerine odaklanmış görünüyor. Gençlik dizisi sevenler Mark – Amber dramasından keyif alacaktır. Başlarda “Neden bunu ekipten kovmuyorlar” dedirten Rex’in arkadaş grubunuzun sinir bozucu ama dışlayamadığınız üyesi konumuna yükselişi iyi gidiyor. Donald ve Rick gibilerinin dirilme muhabbeti bir süreliğine rafa kalkabilir gibi, sonuçta finalde hem Angstrom’un hem Sequidlerin geri döndüğünü gördük. Angstrom ve çoklu evren mevzusunun eli kulağındaydı elbette ama yapış yapış Sequidlere tekrar ihtiyacımız var mıydı bilemiyorum. Bence ileriye dair en ilgi çekici karakterlerden biri de Immortal oldu şu bölüm itibariyle, psikolojisi bozukken kesinlikle elinden bir kaza çıkacaktır.

Siz ne dersiniz sevgili geekler, Invincible 2. sezonun aylarca bekleten 2. kısmında frene basmaya gerek var mıydı, bol bol diyalog dinlemek sıkıcı hâle geldi mi? Görüşlerinizi yorum kısmına bekliyorum!

Author

Genellikle popüler kültür evrenlerinde yaşıyorum çünkü Thanos'un da dediği gibi "Reality is often disappointing."

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.