Birbirini takip eden panellerin resimlendirilmesiyle hikâye anlatımı sağlayan mecraya çizgi roman diyoruz. Çizgi romanlara mesafeli olanlar, onu edebi değerden yoksun veya çocuksu olarak görebiliyor. Çizgi romanın ana vatanı olan Amerika’da da böyle bir durum var ki gel zaman git zaman bu mecra; comic ve graphic novel olarak iki ayrı konsepte ayrılıyor. Graphic novel’lar; bildiğimiz romanların çizimlerle oluşan modeline deniyor, comic’lerden daha uzun, edebi değeri daha fazla ve yetişkinler için yazılan eserler olarak kabul görüyor. Genellikle de bir seriye bağlanmıyor. Kısa Kısa’da bu hafta konuğumuz, comic’lerin graphic novel’lara evrilmesinde rol oynayan ilk yazarlardan ve Sandman serisinin yaratıcısı Neil Gaiman.
1960, İngiltere doğumlu olan Neil Gaiman okumayı erken yaşta sökmüş ve çevresi tarafından hep kitap kurdu olarak tanınmış. Yüzüklerin Efendisi, Narnia Günlükleri, Frankenstein, Alice Harikalar Diyarında derken tam bir fantastik edebiyat geek’i olmuş. Bundan sebep de eserlerini oluştururken sıklıkla şiirden, mitolojiden ve fantastik unsurlardan beslenmiş.
Gaiman, çizgi romanın yanında roman, öykü, tiyatro, senaryo ve makaleler yazmış ve her seferinde de kalburüstü eserlere imza atmıştır. Çizgi romanda Eisner Ödülü; fantastik/bilim-kurgu/korku dallarında Hugo, Nebula ve Bram Stoker ödülleri; çocuk edebiyatında da Newbery ve Carnegie madalyalarına layık görülmüştür. Hatta 1991’de Sandman’in A Midsummer Night’s Dream sayısıyla, “Kısa Kurgu Dalında Fantastik Edebiyat Ödülü” alan Gaiman; sonradan ödülün kuralları değiştirilince, bir çizgi romanla bu ödülü alan tek yazar olmuştur.
Gaiman’ın eserlerinin neredeyse hepsi Türkçe’ye çevrilmiş, çoğu da televizyon ve sinemaya uyarlanmıştır. Bunların arasında; Coraline, American Gods, Stardust, Good Omens ve onun Sandman’de yarattığı bir karakter olan Lucifer da bulunuyor. Gaiman’ın ekrana uyarlanmasını beklediğimiz eserlerinin arasında başta Sandman olmak üzere Graveyard Book ve Dead Boy Detectives ve Anansi Boys sırada bekliyor.
İnsanlığın hikâye anlatımıyla kendini var ettiğinin altını çizen Gaiman, hiç şüphesiz müthiş bir hikâye anlatıcısı. Ekranların ve sayfaların yok olduğu bir kıyamet senaryosunda, ateş başında anlatacağı hikâyelerle insanlığın hayal gücünü canlı tutabilecek biri. Kitapları yetmez onu daha yakından tanımak isteriz derseniz de onun kişisel bloğuna buradan ulaşabilirsiniz.