Sizi içimizden biriyle tanıştırayım:
Resimdeki amcanın adı Kazuo Umezu ve kendisi muhtemelen çoğumuzun gelecek için hayalini kurduğu, ancak sadece ufak bir kısmımızın sahip olabileceği aykırı yaşlılığı yaşıyor. Askerlik, KPSS, konut kredisi gibi dertlerden sonra hala anime, marvel gibi konulara enerjiniz kalırsa ne mutlu size, siz de 70 yaşına geldiğinizde böyle zıpır zıpır gezebilirsiniz demektir.
Peki kimdir bu Umezu-san ve önemi nedir? Çok bilen muhtemelen yok ama 1936 doğumlu Umezu korku mangasının en kıdemli isimlerinden. İlk manga çalışmalarını lise yıllarında çıkaran Umezu, 1974 yılındaki The Drifting Classroom isimli işiyle 20. Shogakukan Manga ödülünü kazanıyor. Okuduğum en dehşet verici işlerden biri olan The Drifting Classroom Umezu’ya yetiyor mu peki? Tabii ki hayır, Umezu çizdikçe çiziyor, kan kusuyor, Reptilia ile, Scary Book ile sinirlerimizi hep gergin tutmayı itinayla başarıyor.
Umezu’nun çizimlerine göz gezdirdiğinizde ilk farkedeceğiniz şey günümüz standartlarından bakıldığında çok da etkileyici sayılmayacak çizimlerinin olması. Çocuklar hep benzer yüz ifadelerine sahip, hareketler ve özellikle yetişkin çizimleri çok robotsu, mekanik… Buna rağmen sayfalarında dehşeti Umezu’nunki kadar güçlü yansıtan çok çizer yok. Çünkü çok az çizer şöyle bir şey yapacak cesarete sahip:
Bu yukarıdaki kare Rusty Scissors adlı hikayeden ve neler döndüğünü anlatma gereği duymuyorum. Tek diyeceğim bu dehşetin en az üç sayfa sürdüğü. Umezu kadın, erkek, yaşlı, çocuk demiyor tüm karakterlerine en dehşet dolu işkenceleri kareler hatta sayfalar boyunca uyguluyor. Olay bir şiddet pornografisi mi? Kısmen… Ancak bu yaptığını çok iyi ve zekice yapıyor, hakkını vermek gerek…
Bu haftaki manga önerilerimi Umezu’nun Left Hand of God, Right Hand of the Devil adlı işinden yapıyorum. Sou isimli küçük (ve doğaüstü güçlere sahip) bir çocuğun başından geçen olayları anlatan bu kitaptan üç hikaye sunacağım. Güzel akşamlarınızı karabasana boğmak için birebir olacaktır. Keyifli okumalar…
Kasabadaki nehrin taşması eski bir kulübeyi sulara gömer, Sau ve ablası da yıkılan kulübeyi görmeye giderler. Çamurlar arasında bulunan paslı bir makas eski bir laneti açığa çıkaracaktır.
Sau ve arkadaşları, sınıf öğretmenlerini çok sevmektedirler. Ancak öğrencilerden biri bir insanın gerçek yüzünün ancak ölüm anında görüleceğini iddiasındadır. O gün öğrenciler tarafından dehşet verici bir plan uygulamaya sokulacaktır…
Kişisel favorim… Bacakları felçli küçük bir kız, onu çok seven babası, şehirde işlenen dehşet verici cinayetler ve bolca resimli masal kitabı… Sau gene kendini nasıl bir belanın içine atıyor? Gerilimi en tatlı hikayelerden diyebilirim.
1 Comment
ne hızlı okuyon be kardeşim biraz yavaş git pls 🙂 en son attığına daha bakamadım bile.