Şimdi yavaş yavaş Star Wars gazının bitmeye yaklaştığı günlere doğru ilerlediğimize göre –dikkat edin, yaklaştığı dedim; henüz hâlâ bitmiş değil– gözümüzü yirmi birinci yüzyılın yeni Star Wars’ı olmaya aday bilim kurgu hanedanına çevirebiliriz: Guardians of the Galaxy. Bildiğiniz gibi, Marvel 2014’te sürpriz bir şekilde hit olan filminin devamı için çok uzun süre önce 5 Mayıs 2017 tarihini rezerve etmiş, ilk filmin yazar ve yönetmeni James Gunn’a da yeni senaryo üzerinde çalışmaya başlama direktifini vermişti.
Gunn o senaryoyu aşağı yukarı bitirdi, bunu metnin esas kadroya gitmiş olmasından biliyoruz. Kostüm ayarlamaları, ön prodüksiyn çalışmaları ince ince başlamış vaziyette. Geriye sadece bir kilit eylem kalıyor ki, zaten biz de az çok onunla ilgileniyoruz aslında: Oyuncu seçimi. Gunn’ın bir dahaki sefer kadroya kimleri katacağına dair çoğunlukla net bir fikrimiz yok –ama bazı varsayımlarımız ve temennilerimiz var. Net bildiğimiz tek şey ise, bir şekilde filmde Star-Lord’un babasını göreceğiz.
Gunn Peter Quill’in babasının çizgi romanlarda olduğu şekliyle karşımıza çıkmayacağını zaten söylemişti. Yani peder Quill her kimse, çizgi romanlardaki gibi Spartax imparatorluğunun lideri J’Son olmayacak. Ama bir şekilde, filmde olacağı da kesin. Bunun için de ilk temaslar başlamış. Bunu da, standart Hollywood aktörlerinin ketumluğunun aksine inanılmaz bir ferahlıkla konuşan reisler reisi Kurt Russell vesilesiyle öğrendik.
Şu sıralar yeni filmi The Hateful Eight için promosyon yapmakta olan Kurt Russell, MTV’ye verdiği bir röportajda –daha doğrusu, Happy Sad Confused podcast’ine iştiraki esnasında– şu cümlelerle cevapladı “Guardians of the Galaxy 2’de Peter’ın babasını oynayacakmışsınız?” sorusunu:
“Kelimenin tam anlamıyla iki gün önce bununla ilgili bir telefon aldım. Guardians of the Galaxy’yi hiç izlememiştim, o yüzden hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Hakkında ‘Çok eğlenceli bir film, harika karakterlere sahip’ dendiğini çok duydum, ama ben bilmiyorum ki! O yüzden Gunn’ın onu yazıp yönettiğini de bilmiyordum. Ama telefonda konuştuk. Ve ben dürüstçe ona ‘Beni düşündüğün için çok teşekkür ederim, ama senaryoyu okumam lazım, ilk filmi izlemem lazım, yoksa sana bir şey katamam’ dedim.”
Valla helal olsun be, bilmiş bilmiş konuşmak yok, imalı imalı dokundurmak yok, dobra dobra konuşmuş Kurt Russell. Yani şu an durum şu vaziyette: Marvel’dan Kurt Russell’a peder Quill için teklif gitti, Russell “e ben filmi izlemedim ki?” dedi, izleyip karar verecek. Bizce baya doğru da bir tercih bu arada, inşallah filmi beğenir o yüzden. Beğenebilir de ha, sonuçta bilim kurguya uzak bir adamdan söz etmiyoruz! Siz ne diyorsunuz?
