5. Kastafiore’nin Mücevherleri

Kastafiore'nin Mücevherleri

Herge’nin ırkçı alt tonlarla yazdığı Tenten Sovyetler Diyarında, Kongo’da ve Amerika’da hikayelerini “yazık” dönem olarak niteler, sonrasında gelen Firavun’un Puroları – Ottokar’ın Asası dönemini de önceki tutumundan pişman olup, her hakkında yazdığı yeri detaylıca araştırarak kaleme aldığı çıraklık dönemi kabul edebiliriz. Şüphesiz Hadok’un dahil olmasıyla birlikte Altın Kıskaçlı Yengeç – Kara Altın Diyarında net bir oturmuşluk dönemidir. Eğer bundan sonra gelen Hedef Ay – Ambardaki Kömür dönemine de ustalık dönemi dersek, Tenten Tibet’te ile başlayan ve yazarın ölümüne kadar süren döneme de Herge’nin deneysel dönemi demek gerekir. İşte Kastafiore’nin Mücevherleri, Herge’nin “içinde hiçbir şeyin olmadığı bir hikaye yazabilir miyim” sorusunun cevabıdır. Hikaye boyunca tek bir şey bile olmaz. Ama siz devamlı merak eder, sayfaları çevirirsiniz. Zira o sayfaları yazan adam, ustalığını da aşmış bir yazardır artık.

 

4. Ambardaki Kömür

Ambardaki Kömür

Dedik ya, Ambardaki Kömür, Herge’nin ustalık işlerinden biridir. Hikaye kusursuz örülmüştür. Sonraları tekrar karşımıza çıkacak olan Piotr Suss, Hadok ve Tenten’in bu macerasına harika bir eklenti olur. Tenten’in en azılı düşmanlarından Rastapapoulos yine sağlam bir roldedir ve en önemlisi hikayenin merkezindeki konudur: Kölelik. 1956-58 yılları arasında yazılan ve 1958’de kitaplaştırılan Ambardaki Kömür, Afrika’dan çıkıp, Mekke’ye Hac’ca götürülme bahanesiyle köleleştirilen siyahi Müslümanları konu alır. Konusu ağırdır, ama Herge’nin eli yine her zamanki gibi hafiftir. Soluk almadan okursunuz. Mizah dozu da inanılmaz yüksektir bu arada, özellikle Suss ve Hadok’un etkileşimleri iki büklüm eder adamı.

 

3. Kızıl Korsan’ın Hazinesi

Kızıl Korsan'ın Hazinesi

Tenten’in belki de en bilindik maceralarından biri budur, ne de olsa Peter Jackson ve Steven Spielberg ölümsüz Belçika’lıyı filme uyarlama kararı aldıklarında işe bu hikayeden başladılar. Öncesinde gelen Tekboynuz’un Esrarı daha ziyade bir dedektiflik öyküsüdür, fakat 1943’te yayınlanıp, 44’te kitaplaştırılan Kızıl Korsan’ın Hikayesi tam anlamıyla bir serüvendir. Hadok, Tenten ve Turnösol’un muhteşem macerası ıssız adalar, deniz altı yolculukları ve fırtınalar içerir, sizi bir saniye bile sıkmaz. O yüzden de Tenten’in en erişilebilir hikayelerinden biri olduğu muhakkaktır.

 

2. Tenten Tibet’te

Tenten Tibet'te

Dedik ya, Tenten Tibet’te üstadın deneysel işlerinin başlangıç noktasıdır. 1958-59 tarihleri arasında yazılan ve 1960’da kitaplaştırılan Tenten Tibet’te diğer tüm maceraların aksine daha koyu, daha düşük bir perdeden seslenir okuyucuya. Çok fazla komik şey olmaz, öyle büyük patlamalar, aksiyonlar göremezsiniz. Bu kitabın varoluş sebebi Herge’nin günlerce, haftalarca gördüğü bir rüyadır. Usta yazar üst üste defalarca rüyasında bembeyaz bir boşluk görür. Bunun üzerine Tibet’te geçen hikayeyi yazmaya koyulur. Yazarın o sırada yaşadığı depresyon, Tibet’te ye ciddi anlamda yansır. Zira Tenten Tibet’te, Tenten’in yaşadığı ve tam olarak mutlu bir sonla bitmeyen nadir maceralardandır…

 

1. Hedef Ay / Ay’a Ayak Basıldı

Ay'a Ayak Basıldı

Biraz hile yaptığımın farkındayım. Evet, Tenten’in bu iki macerası birbirini bağlar, ama sonuçta Tekboynuz veya 7 Krisal Küre’yi koymadım. Ama burada bir fark var. Hem Tekboynuz, hem de Krisal Küre bir önceki hikayelerin girizgahını oluşturur, fakat dürüst olmak gerekirse Kızıl Korsan’ın Hazinesi ve Güneş Mabedi hikayelerini onları pas geçerek okursanız haznenizde büyük boşluklar oluşmaz. Fakat Hedef Ay ve Ay’a Ayak Basıldı, birbiriyle inanılmaz derecede bağlantılı işlerdir. Ve öylesine muhteşem bir ay yolculuğu hikayesi anlatırlar ki… En şaşırtıcı olan nedir biliyor musunuz? Tüm o kusursuz entrika, muhteşem mizah dozu ve harika hikaye örgüsünün ortasında inanılmaz derecede isabetli yapılmış bir ay tasviri vardır. Yer çekiminin etkileri, atmosfere girerken ve çıkarken kapsülün içinde yaşanacak olanlar, ayın yüzeyinde yapılan araştırmaların sonuçları… Bunların hepsinden etkilenmeniz, gerçekten etkilenmeniz için tek bir şeyi bilmeniz yeterlidir. Ay’a Ayak Basıldı, 1952-53 seneleri arasında yazılmıştır. Ay’a gerçekten ayak basılmadan 16 sene önce…

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.