15 Şubat Cuma günü ilk sezonuyla birlikte Netflix’e yepyeni bir dizi daha katıldı: The Umbrella Academy. Gerard Way’in aynı isimli çizgi roman serisinden uyarlanan dizi, toplam on bölümü ile şu anda tüm Netflix kullanıcılarına erişilebilir vaziyette. Ancak herkesin olduğu gibi naçizane dizi izleyicilerimizin de vakti değerli; haliyle böyle bir diziyi izlemek zaman kaybı mıdır, yoksa gerçekten harika bir zaman geçirme aracı mıdır diye sizlere üç-beş kelam etmeye geldim.
Twitter’da kişisel hesabımdan The Umbrella Academy ile ilgili merak ettiğiniz soruları yöneltmenizi rica ettim. O tweetimin altına gelip de güzel ve mantıklı sorularıyla yazımızın esasın oluşturan herkese kucak dolusu sevgiler. Bu yazının çoğu sizin emeğiniz bile sayılır.
Hatırlarsanız Defenders için de buna benzer bir interaktif yazı yazmış ve sizden gelen sorular doğrultusunda izlenir ya da izlenmez yargısına varmıştım vakti zamanında. The Umbrella Academy için de aynısını yapmak ve kısa dönütlerle sizi tatmin edip edemeyeceği konusundaki şüphelerinize son vermek istiyorum.
Hazırsanız başlayalım!
Soran: Orkhan @sebagio12
“Hiçbir fikrim yok. Genel konusu ne kısaca?”
Hepsi aynı günde doğan ama bir o kadar da birbirinden farklı sıra dışı güçlere sahip olan bir grup çocuğun önlenemez nihai kıyameti durdurma girişimleri diyebilirim. Zaman yolculukları, beyin yamulmaları falan da var.
Soran: Murat Gökoğlu @muratgokoglu
“Çizgi roman serisinin tamamını okudun mu?”
Hayır. No. Nein. Hiç okumadım. Sıfır. Zero. Null. Ama itiraf etmeliyim ki hep ismini duyup da merak ettiğim bir seriydi. Bu diziden sonra başlamayı fazlasıyla düşünüyorum.
Soran: bekirleon @weaintcoo_
“Talihsiz Serüvenler’e benzemiyor mu evreni?”
Karakterler ve hikaye açısından zerre alakaları yok maalesef. Talihsiz Serüvenler, The Umbrella Academy‘ye göre fazla satirik bile üstelik.
Soran: Hoba @hobastar
“Senaryoda 2737737473 mantık hatası var. Final tatmin etti mi?”
Gözüme çok fazla batan mantık hatası olmadı, ne yalan söyleyeyim. Finale kadar da sürekli merak unsurunu dinç tutan bir tempoda gittiği için ve bir çizgi roman sayısının bitişine benzediğinden ötürü ben gayet tatmin oldum. Tüm tahmin edilebilirliğine rağmen bu durumu saçma sapan bile bulmadım. İlginç bir deneyimdi.
Soran: Olcay @olcify
“Müzikle bu kadar iç içe olan bu serinin dizisinin müzik seçimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?”
Bu diziyi en iyi yapan yönlerden biri de müzik tercihleri. Spotify’da, çalan her bir şarkı için oluşturulmuş listeyi indireceğim hemen. Üstelik dizinin kendine ait, orijinal, soundtrackleri de her sahnede o kadar uygun kullanılmıştı ki… Bence müzik olayını kapmış yapımcılar.
Soran: Ekvator’daki Penguen @SikorskiA35
“Bu dizi için Netflix kiralanır mı, yoksa zaten hesabı olanların ‘Acaba şöyle bir baksam mı?’ diyeceği kıvamda bir dizi mi?”
Marvel ve Netflix’in dizi anlaşmalarını iptal etmesinden sonra eğer bir Netflix sahibi olarak sıradan olmayan insanların hikayelerini izlemek istiyorsanız evet. Kahraman olmasa da süper insan janrının yeni Netflix ayağı The Umbrella Academy bana kalırsa. Şimdilik ilk izlenimlerden çoğu kişi ateş püskürüyor gibi gözükse de emin olun ilerleyen vakitlerde ‘keşke ilk izleyenlere yetişseydim de doya doya konuşsaydım’ diyeceksiniz.
Soran: Abdürrahim Öz @Abdurrahimz8
“En kıl kaptığın karakter kim?”
Luther. Bu konuda çok netim. Bir tarafımın doğrucu Davut’u.
Soran: İmran Yalçın @imranyalcinn
“O çocuklar nasıl oldu onu merak ediyorum, nereden geldiler?”
Sanıyorum ki dizinin zayıf halkalarından biri de bu olsa gerek. Aslında bilmemiz gereken her şeyi çok güzel veriyor, ama daha fazlasını merak edenler için ya ikinci sezonu beklemek ya da çizgi roman serisine başlamak gibi seçenekler kalıyor. Ha, bana sorarsanız ben memnunum. Dizi bende merak uyandırdı, serisine başlama isteği oluşturdu ve bazı şeyleri de açıklanmamış halde bıraktı. Bu da tükettiğim ürünün tamamını hap şekilde alıp doymaktansa, lokmalar halinde çiğneyip tokluk hissine ulaştığımdaki mutluluğu anımsattı.
Soran: Furkan @dr_emmethbrown
“Koca koca adamlar neden çocuk gibi davranıyor çocukluklarını yaşayamadıkları için mi dizi kötü olduğu için mi?”
Diziyi çok yanlış anlamışsın dostum. Görünüş olarak en küçüklerinin en mantıklı davranan olması, otomatik olarak diğerlerini çocuk davranışlı kılmıyor bence. Üstelik “çocuksu” tarafı olmakla “çocuk gibi davranmak” arasındaki uçurumu bilmek lazım. Bunların hepsi, çocukluklarından beri travmatik bir süreç ve güç yükü ile büyümüş çocuklar. Birinin hapçı olması, diğerinin kendini hepsinden soyutlaması gibi uç şeyler de aşırı normal. Abi bir kere evde maymun var uşak olarak. Ben olsam kesin tımarhaneye kapatırlardı beni.
Soran: Mert x Günhan @mertgunhan
“Çizgi romanda tamamı beyaz ekibin temel fıkrası gibi bir zenci, bir Çinli, bir Latin kıvamına getirilmesi doğru bir şey mi?”
Ben yedim, yine olsa yine yerim. Normal şartlarda karakterin asıl benliğine ya da hikayesine çok büyük ölçüde etki ediyorsa, bu duruma fazlasıyla karşıyım. (Runaways dizisinde Molly Hayes’i Molly Hernandez‘e dönüştürmeleri gibi) Ancak tüm dünyada aynı gün doğan birbirinden farklı çocukların varlığını düşündüğümde, yelpaze olarak bu kadar farklı telden çalınmış olması hiç mi hiç dokunmadı bana. Çünkü ırkının ya da etnik kökeninin değişik olması seyir keyfimden gram bir şey götürmedi.
Soran: Ardacan Çelen @aradott
“Robert Sheehan hakkındaki düşüncelerin neler?”
Ben de bu soruyu bekliyordum be, oh! Diziye başlama iki sebebimden biri Robert Sheehan. Diğeri de Ellen Page. Sırf bu yüzden başladığım için gram da pişman değilim, hayli hayli tatmin oldum. Şerefsizim Robert Sheehan ve Ellen Page’in oyunculukları önünde eğilmek, bizzat bu oyunculuk yeteneklerinin ayaklarını yıkamak falan istiyorum. Asla pişman olmuyorum bu ikisinin yer aldığı projelerde ya.
Soran: Negative-Exescen @CelikEnes_
“Hangi dizileri seven bunu da sever?”
Dozunda ciddi, dozunda laubali; yeri gelince merak uyandıran, kimi zaman da öngörülebilirliğine rağmen sizi bağlayan bir dizi. Sanırım bu ölçüde pek fazla seçenek yok. Bir grup süper güçleri olan gencin (ki bunlar artık genç de değil ya, neyse) hikayesi basitliğinde bakacaksanız Runaways demek isterdim ama o dizi o kadar kötü bir uyarlamaydı ki, çizgi roman serisine aşık biri olarak kan kusmuştum. O yüzden Runaways demeyeceğim. İzlemediğim için de Titans ya da Doom Patrol da demiyorum. Çünkü izlemedim. The Umbrella Academy şimdilik muadilsiz demek istiyorum.
Soran: hailandkl @tinyrickdance
“Çok dizi izleyen birine önerir misin?”
Şahsen benim dizi listem çok kısıtlı, birçok da sebebi var: Sıkılma oranım, düşük tempo, kötü uyarlama, berbat hikaye… Ancak az ve öz dizi izlediğim için güvenip başlarsan pişman olmazsın bence. İzleyin efendim. Kolay kolay bir saatlik bölümlü dizilerden sıkılmadığım olmaz çünkü. Telefonuma bakmadan o altmış dakikanın su gibi akıp gittiğine inanın ben de çok şaşırdım. Halbuki “Kesin sıkıcı olur, yirminci dakikada bayarım.” düşüncesiyle başlamıştım diziye. Güzel günlerdi, gençtim, ahmaktım…
Soran: Güngezgini @lectertodd
“Aşırı leş yorumlara rağmen izleme listesine almalı mıyız?”
Almazsanız darılırım. Ama şöyle de bir şey var ki bu dizi hakkında gelen yorumların arasında uçurum olması aşırı beklendik bir şey olsun sizin için. Çünkü gerçekten hitap ettiği kesime, neyi ne kadar sevdiğine göre çok değişken bir keyif verme yeteneği var. Ben ciddiyetsiz dizilerle sıkıntı yaşamam mesela, ama ev arkadaşım aksine ciddi ve sağlam temelli bir yapı bekler. Ama hiç ummadığım bir şekilde, dizideki en ciddiyetsiz karaktere bayılmış. Halbuki ben korka korka “Klaus hakkında ne düşünüyorsun? Ehe mehe, bak şöyle komi-“ demeye kalmadan bayıldığını söyledi. Ha ama sorsan ikinci bölümden fazla ileriye gitmedi kendisi. Yani her noktası çok öznel kalıyor izleyici için. İzleyip kendiniz karar vermek zorundasınız. Ama, bencesini sorduğunuz için, ki tüm ponçikliğimi kullanarak sizi buna zorlamak istiyorum: İZLEYİN.
Soran: Mehdi Burak DURUK @MBurakduruk
“İzlenir mi? 10 üzerinden kaç puan verirsiniz?”
Bu diziyi başka Netflix işleri ile karşılaştırıp bir noktaya koymak istemiyorum, çünkü süper güçlü insanlar bıdı bıdısına rağmen hem ciddi hem de ciddiyetsiz tonuyla kendini güzel ayırıyor. Müzikler deseniz en kuvvetli yanı. Karakter travmaları ve geçmiş hikayeleri çok güzel anlatılmış. Benim gibi dikkati çabuk dağılan biri bile sürekli merak duygusu en tepe noktasında izledi. O yüzden 8/10 olsun.