Çok affedersiniz ama NE İZLEDİK BİZ?
Bunca senemizi feda ettiğimiz, uğruna kafa patlatıp teoriler üreterek geek damarlarımızdaki kanı hareketlendirdiğimiz ve ne olursa olsun televizyon tarihindeki en büyük dizilerden birini zamanında izleyebiliyor olma şansına eriştiğimiz Game of Thrones‘un finali miydi bu gerçekten de? Tekrar soruyorum: Neydi bu?
Ciddi anlamda koskoca bir devrin kapandığı yerdeyiz fakat koskoca sekiz senenin ardından geldiğimiz nokta tam anlamıyla içler acısı. Şu ana kadar birçok dizi izledik, son sezon ve bölümlerini yerdik ama böylesini de tatmadık sanki, ne dersiniz? Tüketici kitlesini kelimenin tam anlamıyla “gerizekalı” yerine koyan bir yapımın, önceki şahane sezonlarına rağmen ardında bıraktığı tat gerçekten de kötü. Yazık, çok yazık.
Game of Thrones, uzun yıllar boyunca herkesin en çok konuştuğu ve bu yüzden de spoiler yemeden internette dolaşabilmenin çok havalı sayıldığı bir diziydi. Kitaplarla paralel gittiği dönemlerde, kontrol etmekte zorlandığı öğrencilerine kitaptan spoiler vermekle tehdit eden profesörlere kadar geniş bir kitleye hitap ediyor, etkisini gösteriyordu. Çünkü içinde gerçekten de her şey vardı. Kan ve vahşetten tutun da tatlı duygularımızı okşayan konulara kadar çok geniş bir yelpazeye sahipti içerik anlamında. Çok uzun bir süre de böyle devam etti üstelik.
Sezonlar ilerledi, hype ortamları yaratıldı, teoriler patlatıldı, üzerine kafalar yoruldu, hayranlar kendilerini bu evrende konumlandırmak için hayallere daldı, bilinmezliklere tırnak kemirildi, ölümlere şok olundu… Her bir duyguyu tek tek yaşadığımız koskoca sekiz sezon sonunda geldiğimiz nokta budur arkadaşlar: Kokuşmuş sıvı bir dışkı yığını.
Final bölümünü izledikten sonra sinirden çenemin titrediğini ve şimdiye dek senaryo anlamında sayıp sövdüğüm tüm içerikleri mumla aradığımı fark ettim. Evet, daha önceden de leş gibi şeyler izlemiş, tüketmiştik. Birden fazla yapımı yerin dibine sokmuş, kürekle toprak atmıştık üzerilerine. Ama el insaf gerçekten; ben daha önce hiç bu kadar salak yerine konulmuş gibi hissetmemiştim.
Nereden başlasam ki? Bütün bir sezon boyunca tatminsizlikten çıldırdığım onca bölüm yine de iyiymiş diyecek vaziyette kalacağımı ve “Daha ne kadar kötü olabilir ki?” sorumun cevabını okkalı bir tokat gibi alacağımı hiç düşünmemiştim doğrusu. Benioff ve Weiss, gerçekten de HBO’nun başındaki isim değiştikten sonra yaşanan anlaşmazlıklar sebebiyle böyle bir rezalete imza attıysa ben daha da bir şey demek istemiyorum. (Wolverine filminde gördüğümüz ağzı dikili Deadpool vardı ya hani, onun da sorumlusu bu abilermiş. Yani sabıkalılarmış bir bakıma.) Kitaplara veya dizi konseptine hakim olmayan en uzak insan bile şu son sezonu çok daha iyi bir şekilde yazabilirdi. En azından “Daha önce neler olmuş acaba, ona göre gidelim, arıza çıkmasın.” mantığını benimseyip kendi evren sınırlarına sadık kalırdı o kişi. Mantıklı olan da bu değil midir zira?
Her bir karakterinin gelişimini tek tek çöpe atan, dönemine uygun olmayan detaylarla senaryoyu izleyiciye kakalamaya çalışan, şaka gibi sahneler ve kurgularla hitap kitlesinin aklıyla dalga geçen bir son sezondu Game of Thrones için. Bir önceki sezonlarda dahi isyan edip “bozdu” diye hevesini yitiren çoğu kişinin -ben de dahil- artık o dönemleri mumla arayacağına eminim.
En saçma strateji oyunundan bile öğrenebileceğiniz savaş stratejisini katiyen anlamadan uygulayan bölümler mi? Beş dakika önce savunduğu bir şeyi, hemen sonrasında parça pinçik eden hikayeler mi? Kullanabilecekleri onlarca potansiyel karakter ve güzel kurguyu tek seferde kokuşmuş bir çöp yığınına çevirmeleri mi? Özellikle son bölüm nezdinde, oluşturduğu soru işaretlerini katiyen yanıtlamamak ve sürekli bir şey olacak diye beklememize rağmen asla hiçbir şey olmaması mı? İnanın çok üzgünüm. Bu dizi bunları hak etmiyordu gerçekten de.
O halde cevapsız kalmış, mantık bulamadığım, sinir küpü olduğum için katiyen üzerine daha fazla düşünmek dahi istemediğim sorularımı sormaya başlıyorum, sıkı durun: Cersei ve Jamie’nin tepesine çöken onca taş sonrası zerre hiçbir yerlerinin ezilmemiş olması neydi? Birkaç adım ötede dursalar kurtulacaklar mıydı sahiden? Jon’un, Dany’yi öldürdüğünü kim gördü de bu adam tahtın gerçek varisi olmasına rağmen tutsak? Kendi söylese bile ortada ceset yokken neye dayanılıyor? Ya da o kadar “delirdi bu kadın, manyadı” diye karakter gelişimini hiçe saydıkları için gömdüğümüz koskoca Dany nasıl bir anda pamuk gibi oldu? Şehri alınca otomatik olarak minnoşlaşmaya mı programlandı? Drogon anasını da aldı gitti ama nereye? Onca bütçeniz varken Drogon’un erittiği tahtın CGI’ının bu kadar göz kanatmasına içiniz hiç mi gitmedi? Greyworm neden son bir-iki bölümde dünyanın en şirret insanına dönüştü? Hadi Lekesizler’in Naath’a gittiğini anladık -ki inanılmaz saçma oluşunu tartışmak bile istemiyorum- ama Dothrak’lar nereye gitti?
Madem Dany’nin tüm adamları diyar-ı terk eyledi, bu manyak Stark Kardeşler niye Jon’u yine de Duvar’a yolladılar? O değil de Duvar neden hala var? Var oluşunu kabul ettik diyelim, niye en sonunda Yabanıllar ile Duvar’ın ötesine geçtiler? Arya’nın “Faceless Men” hikayesini niye bu kadar unuttular? E bu sırada, önceki bölümde bindiği beyaz at ne halta yaradı? King’s Landing’in dışına çıkmayı bırakın, iki adım ileriye gitmemiş bu hanım kız; bomboş sembolizm mi kastılar? Bran’in “Ben kral olmak istemiyorum.” dedikten sonra ilk seçilmiş yönetici olarak “Eee bunca yolu boşuna gelmedik reis, kıps.” lafı neydi? Bu çocuğun Three-Eyed-Raven olduğunu unutup da katiyen potansiyelini kullanmamaları neden peki? Podrick onu almaya gelirken “Ben bir Drogon neredeymiş bakayım hehe.” dedikten sonra en azından warglamasını beklememiz çok mu masum bir istekti mesela? Onca bölümdür adı bile anılmayan karakterlerin “Lordlar Konseyi”nde bir anda sapasağlam karşımızda olması ve hiçbir şey yokmuşçasına olaya dahil olmalarından da bahsedelim mi biraz da? Veyahut Sam’in demokrasi önerisine herkesin mabadıyla gülüp oligarşiyle yollarına devam etmek istemelerini mi sorsam?
Hatta, hazır Sam demişken; “Aha bakın bu kitap var, adı da A Song of Ice and Fire eheh, ama sen yoksun Tyrion ehe.” ucuzluğunu da konuşalım mı? Daario Naharis ve Jaqen H’gar gibi karakterler ne oldu bu arada? Neden dizinin sonu Game of Starks tadında bitti? Gelecek beş spin-off planı için bir de Arya Crusoe ve Amansız Denizler, Sansa ile Kuzey’i Yönetiyoruz veya Jon ve Tormund: Yaban Hayatı tarzında projeler mi düşünüyorlar yoksa? Sezonlardır bahsedilen kehanetler falan neydi? Azor Ahai zaten hak getire… Eh, son olarak da; madem Night King de Cersei de gerçek düşman değildi, o zaman o bahsettikleri “büyük plan” ne içindi?
En mühim sorumu yineliyorum: Biz ne izledik gerçekten de?
İçimi dilediğimce döktüm, buraya kadar da o hevessizliğime rağmen birkaç kelam yazabildim. O sebeple de artık ağzımı açıp gözümü yumacağımı belirtmek isterim. Hassas okurlarımızın kendilerine hakim olmalarını ve kötü etkilenmemelerini temenni eder, son sezondan dolayı Benioff ve Weiss ikilisine hak ettikleri küfürleri takdim etmek isterim: Hodor hodor hodor. Hodor hodOR hodOR HODor!!1!11!1!!!!
