Önce bir mektubu verelim. Çünkü sonrasında üzerine konuşacaklarımız olacak ve ben gerçekten konuşmaya başlamadan önce –çevirisi UIP tarafından yapılmış– mektubunu iyice bir içselleştirdiğimizden emin olmak istiyorum.
“On yıldan fazla bir süredir bu serinin içinde yaşıyorum. Transformers 5: Son Şövalye için mitolojimizi büyük ölçüde genişletmek, filmlerimizi tamamen başka bir yönde toplamak için bir yazarlar odası oluşturduk. Bütün filmler birbirine bağlanacak.
Mitolojiyi dünyanın başlangıcından itibaren tarih boyunca genişletmek muazzam bir görevdi. Akiva Goldsman (Akıl Oyunları); Art Marcum & Matt Holloway (Iron Man); Ken Nolan (Kara Şahin Düştü); Zak Penn (Ready Player One); Lindsey Beer (Barbie); Geneva Robertson-Dworet (Tomb Raider); Christina Hodson (Bumblebee); Steven DeKnight (Korkusuz, Smallville); Jeff Pinkner (İnanılmaz Örümcek Adam 2, Lost) ve Andrew Barrer & Gabriel Ferrari (Ant Man) gibi isimlerden oluşan çok iyi bir yazar ekibimiz var.
2015 yazı boyunca Paramount stüdyosunda, serinin filmler, çizgi filmler ve çizgi romanlarla dolu geçmişinden oluşan 10.000’den fazla konsept görüntüyle çevrili büyük bir alanda çalıştılar. Yukarıdan kendilerine bakan gerçek boyutlu bir Bumblebee, bir Megatron kafası ve başka birçok aksesuar vardı. Her şeyden faydalandık. Bir Transformers hayranının rüya odası gibiydi.
Transformers’ın nereden geldiği konusunda onları eğitmeleri ve böylece nereye gidebileceklerini çözebilmeleri için Hasbro’dan Transformers tarihçileri getirdik. Daha önce, görsel kapsamı ve mitolojisi bu filmdeki kadar geniş olan bir Transformers filminin yapılmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Bu benim için biraz acı bir deneyim aslında. Serinin her filminde onun sonuncu Transformers filmim olacağını söylemiştim. Tüm dünyada 120 milyon hayranın bu filmleri izlediğini, büyük tema parkı trenlerinin olduğunu ve muhteşem “Bir Dilek Tut Vakfı” çocuklarının setlerimi ziyaret ettiğini görüyorum ve bu bir şekilde geri dönmeme neden oluyor. Bu filmleri yapmayı çok seviyorum. Bu filmi çekmek özellikle eğlenceliydi. Ancak, bu kez gerçekten sonuncu olabilir. Bu yüzden bu filmde eğlenceyi uçuruyorum.
Bu son bölüm ve yeni bir başlangıç. İşte yazarların kısa senaryo özeti:
Son Şövalye, Transformers serisinin özündeki efsaneleri paramparça ediyor ve kahraman olmanın anlamını yeninden tanımlıyor. İnsanlar ve Transformerlar savaşta, Optimus Prime gitmiş. Geleceğimizi kurtarmanın anahtarı geçmişin sırlarında ve Transformerların dünyadaki gizli geçmişinde yatıyor. Dünyamızı kurtarmak Cade Yeager (Mark Wahlberg); Bumblebee; bir İngiliz lordu (Sör Anthony Hopkins) ve bir Oxford profesöründen (Laura Haddock) oluşan beklenmedik bir ittifaka düşüyor. Herkesin hayatında fark yaratması istenen bir an gelir. Transformers 5: Son Şövalye’de avlananlar kahraman olacak. Kahramanlar kötüler olacak. Yalnızca bir dünya ayakta kalacak: ya onlarınki ya da bizimki.”
Bir kere şunu söyleyeyim, bu aynı zamanda mecraların haber yapmasını teşvik edici bir basın bülteni. Bu yüzden de bir veda mektubu olarak korkunç samimiyetsiz duruyor. Diğer ünlü serilere veda eden yönetmenlerin bunu açıklayışlarına bir bakın, hiçbirinin bu kadar advertorial konuştuğunu göremezsiniz. Yani esasen şunu söylemeye çalışıyorum: Mektubun virgülünü dahi Paramount’ın PR departmanı çekmiş.
Michael Bay’i bir yönetmen olarak konumlandırmak için daha müthiş bir örnek elimize kırk yıl daha geçmez. Gerçekten. Hatta ileri gidelim, Michael Bay için Transformers gibi bir seriye, böylesi bir metinle veda etmek korkunç yakışıyor. Hollywood tarihinin açık ara en “Para ediyor mu? Ediyor. Ee?” mentalitesiyle yük taşıyan yönetmeni elbette ki vedasında “Millet trenlerimize biniyor oluum” diyecek. Tabii ki!
İnsan ister istemez kabulleniyor, Michael Bay’in ERB’deki tasviri muhtemelen gerçeğe epey yakın ya…