Klasik uyarımızla başlayalım. Her bölüm incelememde olduğu gibi, bu bölümü incelerken de yazıyı spoiler-free tutmaya çalıştım. Ama spoiler’ın göreceli bir kavram olmasından dolayı bana göre spoiler olmayan bir şey, bir başkasının gözünde bütün bölümü mahvedebilir. Dolayısıyla yazıyı okumadan önce bölümü izlemeniz tavsiye edilmektedir. Ha buna rağmen okumak istiyorsanız, o konuda yapabileceğim bir şey yok, tüm sorumluluk sizdedir. Anlaştıysak bölüme geçelim.

Beş bölümdür diziyi fazlasıyla beğendiğimi, yılın dizisi olarak gördüğümü ve şu ana kadar kötü diyebileceğimiz bir bölüm izlemediğimizi söylüyordum. Ne yazık ki bu güzellik sonsuza kadar sürmedi ve kötü demeye dilim varmasa da “zayıf” diyebileceğimiz bölümle birlikte Mr Robot kusursuzluk sıfatını yitirmiş oldu. Yanlış olmasın, dizi hala belli bir seviyenin üstünde, hatta sezon geneli olarak “benim” diyecek her türlü diziye kafa tutabilecek durumda ama bu bölümün önceki bölümlere kıyasla beklentilerimin çok altında kaldığını itiraf etmem lazım.

robot_mediagallery_br4ve_hair

Kötü diyemeyişimin sebebi kuru fanboyluk değil. Sebeplerden birincisi bu bölümün Elliot karakteri üzerinde bir dönüm noktası olması, yani bir nevi geçiş bölümü olarak yer alması, ikincisi ise dizinin şimdiye kadar yaptıklarını yıkmaktan korkmadığını göstermesi. Altıncı bölüm önceki bölümün bıraktığı yerden devralıyor ve sadece bu olaylar üzerine yoğunlaşıyor. “Olaylar” derken aslında neredeyse sadece Elliot-Shayla-Vera konusuyla ilgileniyor, diğer konulara ise şöyle bir değinip, çok az ilerletiyor.

Bölümün ana olayı olan “hapishaneden kaçış” önceki bölümdeki Mountain Steel olayına kıyasla temposuz olduğu gibi biraz klişe olmuş. Geçen bölüm “Elliot ha yakalandı, ha yakalanacak” derken, burada daha ciddi bir durum söz konusu olmasına rağmen süreci üç aşağı beş yukarı tahmin edebiliyorsunuz ve tam da tahmin ettiğiniz gibi gelişiyor ve sonlanıyor. Bu zamana kadar hep kafa karıştırmasıyla övdüğüm bir dizi için bu ciddi bir düşüş. Halbuki gelişen olaylar, atılan temeller tempo ve yaratıcılık kullanımına son derece uygundu. Dizi bu sekansa zamanın yüzde doksanına ayırmasına rağmen klasik dizilerde kullanılan yöntemlere aynen yer vermekten kurtulamamış ne yazık ki.

robot_mediagallery_br4ve_ending_v2

Olayın ve aynı zamanda bölümün sonu da tahmin edilebilir olsa da en azından karakterimizin gelişimine yeni bir boyut kazandırmasıyla teselli ediyoruz kendimizi. Buradan sonra kahramanımız daha depresif, daha içine kapanık bir yöne de girebilir, ya da daha sinirli, daha karanlık bir havaya da bürünebilir ve bu her iki durum da sezon finaline doğru taze bir kan olarak hikayeye ciddi katkı sağlar.

Dizinin kurduklarını yıkmaktan korkmaması konusuna gelirsek. Başından beri üzerine sağlam yatırım yaptıkları, benim de süper bir kötü adam performansı olarak öve öve bitiremediğim Tyrell karakterinin bütün karizmasının kısacık iki sahnede çok da önemli görünmeyen bir karakter tarafından tarumar edilmesini -aldıkları risk açısından- takdir etmekle birlikte, hem gereksiz buldum hem de kötü bir tercih olarak yorumladım. Elliot’un hırslı, karizmatik, süper akıllı bir iş adamından iki dakikada ağlak bebek, eşinin kuzusu moduna geçmesi çok anlamsızdı. Onun yerine büyük ihtimalle sonraki bölümlerde göreceğimiz büyük planının girişini bu bölüme koysalardı çok daha yerinde bir karar olurdu diye düşünüyorum.

robot_mediagallery_br4ve_lawyer

Bölümün üçüncü ve son olayı olan “Angela dava açıyor” ise tek kelimeyle sıkıcıydı. Hem ucunun çok önemli bir yere bağlanmaması, hem de gelişen olaylar içinde ilgi çekici hiç bir şey olmaması geçen incelememde yazdığım “iyi ki kendi hikayesini kazandı” lafımı yememe sebep oldu. Genç ve güçlü kadın tek başına savaşıyor klişesini bu hikayede sonuna kadar kullanacaklar gibi görünüyor.

Bölümün en keyif veren yanı geçen sefer ıskartaya çıkarttıklarını düşündüğüm, pek çoğunuzun karşı çıktığı “Mr Robot” teorisine yeniden göz kırpmalarıydı. Geçen bölüm yüzümüze yüzümüze “Bu teorileri boşa yapıyorsunuz” dedikten sonra, bu bölüm bir “O an” modu yaratıp, hepimize “Yok bu adam gerçek merçek değil” dedirtmeyi başarmalarını alkışlamak lazım. Sezon finaline kadar bu olay gel-gitlerle geçecek ve bize de keyifli keyifli merak edip yorumlamak düşecek anlaşılan.

robot_mediagallery_br4ve_pizza

 

Yazıyı toparlamak gerekirse, altı bölüm içerisinde zayıf diyebileceğimiz ilk bölümüne rağmen yine de sonrası için umutlarımızı sürdürmemizi sağlayan bir bölümü geride bıraktık. Bu arada yazıyı tekrar okuyunca fazla yermişim gibi geldi. Yanlış olmasın, dizinin yarattığı beklentiye ve önceki bölümlerin sunduklarına kıyasla yetersiz bir bölümdü. Yoksa hapishane olayı çok başarıyla tasarlanmış ve iyi işlenmişti. Tyrell olayı da doğru kullanılırsa -eşinin durumu falan işte- güzel bir twist olabilir. Klasik formül dizilerinde olsa “iyi bölümdü” denilebilirdi ama baştan itibaren çok daha fazlasını vadeden bu dizi -ve bizim gibi her daim mükemmelliği isteyenler için- için tatmin edicilikten uzaktı.

Tabii yorumlarken içinde bulunduğunuz durum önemlidir, benim bu aralar çok yoğun ve yorgun bir dönemimde olmamdan ötürü bana negatif gelmiş de olabilir. Dolayısıyla siz Geekyapar’ların ne düşündüğünü iki kat merak ediyorum. Bölüm iyi miydi, kötü müydü, yorumlarda paylaşın lütfen. Bir diğer yazımızda görüşmek üzere. Esen kalın..

 

Ek: Merak edenler için 7.bölüm promosu aşağıdadır

Author

A Man Who Walks Alone... @tutkutuzlu

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.