Disney’in klasik animasyonları çevire çevire kullandığı live-action çılgınlığının bu yılki hasadı Mulan’dan son tanıtım filmi geldi ahali! Yalnız bu sefer “Yeter artık Disney” nazarıyla yorumlar yapmayacağız çünkü şurada ilk tanıtım filminden hareketle söylediğimiz gibi Mulan’ın bu uyarlaması, bir nevi Disney’in bir ulusun hikâyesine saygı duyuşu olacak. Animasyonda kullanılan Fa soy ismi yerine efsanedeki Hua’nın seçilmesinden bile belli bu.
Siz Liu Yifei‘yi Mulan, Jet Li‘yi de imparator rolünde izleyeceğimiz Mulan’ın son tanıtım filmine bakın, sonra devam ederiz.
Mulan, benim için, çoğunuzdan daha fazla şey ifade ediyor dersem sanıyorum ki yanılmış olmayacağım. Sinemada izlediğim ilk film olmasının yanı sıra, sanki beraber izlememişiz gibi ebeveynlerime sürekli olarak Mulan’ın hikâyesini anlattırırdım. O yaşta ne kadar farkındaydım kesin olarak söyleyemem ama Mulan’ın hikâyesi, yürekli bir kadın kahramanı anlatmayı başarıyordu. Hatta bu kahraman, temiz kalbiyle kurtarılmayı bekleyen bir prenses falan da değildi. Sizin için bunlar ne anlama gelir bilmiyorum ama altı yaşında nâzende bir kız çocuğu için efsane şeyler. İzlediğim tüm karizmatik kahramanlı film ve dizilere baktığımda aslında hâlâ değişen çok da bir şey yok.
Tabii bu söylediklerimi de göklerde dalgalanan feminist bayrağı olarak algılamayın çünkü Mulan efsanesi, Disney’in ne ’98 yılında ne de şimdi işkembesinden ortaya attığı bir şey değil. Yüzyıllar öncesinden kalma bir anlatı bu, yüzyıllar öncesinden beri böyle. Aslı’nın da şurada açıkladığı gibi Mulan’ın hikâyesi kadın-erkek rollerini yıkan, bunu yaparken de toplum değerlerine saygıyla yaklaşan bir hikâye. Bu hikâyede Mulan’ın kadın olduğunu öğrenince “Elinin hamuruyla savaşta ne işin var” diye ondan utanan insanlar yok; onunla omuz omuza savaşmış olmaktan gurur duyan insanlar var. Animasyonun aksine bu live-action filme coşmak da bu yüzden.
Disney, teknik olarak bir nokta dışında ilk tanıtım filminden daha fazla şey vermemiş bize. Mulan’ın kendiliğinden yeterince ciddi olan hikâyesini ayakları yere basan, ağır başlı şekilde işleyeceklerini yine gösteriyorlar. Bu bir çocuk filmi değil, savaş filmi olacak. Yeni olan kısım ise burada büyü ve birtakım mistik güçlerin de filmin içerisinde yer bulacağını görüyoruz. Olmaz iş değil, neticede Uzak Doğu’nun bir efsanesi var karşımızda. Mulan’ın kendi kimliğini kabullenmesi için baykuşa dönüşen bir kadın büyücüden “Olmadığın biri gibi davranırken öleceksin” demesine çok da gerek var mıydı, orasını bilemedim. Öte yandan ağız tadıyla şöyle bir don değiştiren bilge figür izlemeye de itirazım olmaz.
Görsellik açısından beni rahatsız eden kısımlar vardı ama at üstünde dörtnala ok atan Mulan için, hepsini bir kenara itebilirim. Disney, Çin pazarının gönlünü alabilir mi bilmem ama beni şimdiden salonlara artı bir yazabilir. Mulan’ın ailesi ve ulusu için sadakat, cesaret ve doğruluğu şiar edinerek savaşmayı öğrenmesini, bu şiardaki erdemleri tek tek kurduğu ilişkilerle çözümlemesini, yol üzerinde bocalamasını ve neticesinde bileğinin hakkıyla kahraman kavramının karşılığını bulmasını izleyecek olmak, beni heyecanlandırmaya yetiyor. Sizler ne dersiniz?