Malumunuz, (maşallah) Netflix Türkiye memleketteki opersasyonlarını sıkılaştırdı. Bizim de kulağımıza çarpan küçük kuşlardan duyduğumuz, yeni bir yerli dizi projesine giriştikleri, bilakis imzaları da attıkları yönünde. E biz de heyecanlanıyoruz tabii, elde mi? Narcos‘u, Daredevil‘ı yapan marka gelmiş Türkiye’de dizi çekecek, coşmaz mıyız? Ama insanın aklı, her ne kadar yeniye sevinse de hafiften bir eskiyle flört de ediyor istemsizce. Hani Full House gibi, Voltran gibi eski efsaneleri geri getirdi ya Netflix küreselde? Bizde de tekrar yapsa ya bazı şeyleri?
Mesela…
Leyla & Mecnun
https://www.youtube.com/watch?v=Vr1pkRiADPw
Bu zaten en barizi. Dizi halihazırda Netflix’in yelpazesi altında. Kadrosu hâlâ yerli yerinde duruyor. Üstelik yarım kalmış, ağzımızda tamamlanmamış bir tat bırakmış bir iş. Gerçekten tuzluğa mı götürürler bilinmez, ama biz o kadronun finale doğru özgürce bir koşu yapmasını çok büyük bir keyifle izleriz. Hem süre konusunda da özgür olurlar bu sefer, daha doya doya da yaparlar. Müthiş olur.
Mahallenin Muhtarları
Şimdi Mahallenin Muhtarları’nda orijinal kadroyu toplamak büyük dert. Bir de olay lokasyonla ilgili olduğu için, insan ister istemez “Kimse mi taşınmadı mı lan 30 yılda” diye hissedebilir. Onun yerine şöyle bir şey hayal ettik biz: Mahalle aynı mahalle. Kahve aynı kahve. Ama mahalle eşrafı değişmiş. Arada elbette eski karakterler miraslarıyla girip çıkıyorlar diziye, illa bir Çaydanlık görüyoruz. Ama genel hatlarıyla, kadro başka, ton aynı bir devam dizisi. Nasıl?
Kaygısızlar
Ya bir yandan, gerçekten, çok zor. Biliyorum. Çünkü orijinal dizinin bir büyüsü, bir elektriği vardı. O kadroyu topla desen, toplayamazsın. Yeni oyuncu desen, olacak gibi değil. Ama mutlaka memlekete bir Kaygısızlar enerjisi lazım, ondan da eminiz. O yüzden müthiş radikal şu öneriyle geliyoruz: Animasyon dizisi gelsin. Gerçekten. Altına altyazıyı verirsin, Bob’s Burgers seven, Bojack Horseman seven Amerikalıya bile satarsın Kaygısızlar’ı. Biz eminiz.