Takip etmeyenler için kısa bir özet: Kevin Hart, Amerikalı bir komedyen. Bir komedyen olarak, vakti zamanında ayıp şakalar yapmış. Kevin Hart zaten ayıp şakalar yapan bir komedyen, ama bir ara ayıp şakaları biraz homofobi kokuyormuş. Biraz derken, “oğlumun gay olmasını nasıl engellerim” tadında skeçleri çıktı yani adamın, o yüzden belki “biraz” nazik bir kelime. Kendisi Oscar‘ı sunmak için seçilince bunlar su yüzüne çıktı. Su yüzüne çıkınca insanlar sinirlendi. İnsanlar sinirlenince Kevin Hart görevi bıraktı.
Bakın, Hart görevi bıraktı, ben muhabbetin Oscar kısmına geçmeden önce burasının altını çizmek istiyorum. Resmi açıklama olarak da “yediğim linç, gecenin tadını kaçırmasın” dedi. Özür de diledi, dilemeseydi de ben ırgalanmazdım. Bir komedyenin, kötü şaka yaptığı anlar haricinde, hiçbir zaman özür dilemesi gerektiğini düşünmeyen bir insan olarak bu çıkışı “şakalarımı iyi yapamamışım” diye anlayıp kabul ediyorum. Çünkü evet, asıl konu doğru; o linç tat kaçıracaktı. Muhtemelen Akademi de Hart’ı görevden alsa, bundan dolayı alırdı.
Fakat şimdi Hart’ın “kovulmayıp, istifa etmesi” durumu ardından ortada bir boşluk var. Akademi de acil toplanıp, ne yapacaklarına karar vermeye çalışıyor. Bu esnada ortaya dahiyane bir fikir atılmış: Sunucusuzluk. En son 1989’da sunucusuz çıkmış Oscar. Elbette insanlar ödülleri vermeye sahneye geliyorlar; alışık olduğumuz küçük skeçler / şarkılar / türküler yine oluyor; ama biri çıkıp monolog yapmıyor. Buna bakınca da insan istemsizce düşünüyor: Yav evet, niye sunucu şart ki zaten?
Anlaşılan o ki varyete programı tadında düşünüyorlar, yani ara ara küçük şovlar olacak, bunlarla “Oscar’ı kazanan…” ve “Anneme teşekkür etmek istiyorum” arası kısımlar çeşnilenecek. Onun dışında da bom bom bom gidecek program. Bence böyle yapsınlar, tutarsa bir daha da sunucu almasınlar. Jimmy Kimmel çok iyiydi son yıllarda, ama biri çıkıp programın başında yedi dakika monolog atmasa da bence bir şey kaybetmeyiz. Siz ne düşünüyorsunuz?