Çok söze gerek duymasak da, bol yere göğe sığdıramamalılara geçelim:
Black Mirror (2011 – …)
Dünyamızdaki acımasız gerçekleri suratımıza tokat gibi vurması bir yana, bunları inanılmaz bilinçaltı teknikleriyle de bize bir güzel yediriveriyor dizi. İzlerken düşündüğümüz, hissettiğimiz her şeyin aslında bir buz dağı misali daha derin anlamlarla zihnimizde bize farklı alemler yaşattığını inkar edebilecek misiniz? Hangi bölümü sizi fazlasıyla etkilemedi mesela? Hangisi çat diye suratınıza vurulan bir gerçekten yoksun? Hangisindeki oyuncular size yetersiz geldi? Böyle bir bölümü var mı sahiden? Bana kalırsa yok, çok net. Normal şartlarda kırk beş dakikadan fazla süren diziler beni çok çekmez, çok dayanamam. Ama nedense Daredevil ile bu süremin son derece uzadığı Netflix platformlu dizilerden sonra bu derdim artık bana sorun olmaktan çıktı. E Black Mirror da bu süreyi fazlasıyla başarılı bir şekilde doldurabildiğinden, her bölümde daha büyük merakla ekrana kitlenir hale geldim.
Konsept olarak başta bana değişik gelmişti biraz, itiraf edeyim ki. Tekdüze ya da belli bir çizgide ilerleyen oturaklı bir senaryosu yok ve her bölümün kahramanları farklı oyuncular. Yani, kim düşünürdü ki böylesine bir fikrin bu kadar iyi bir sonuca ulaşacağını? Şahsen ben pek de beklememiştim. Hatta herkes bu diziyi imkan bulduğu her yerde överken fazla abarttıklarını düşünüp biraz uzak kalmayı tercih etmiştim bir süre. Fakat başladığım gün itibariyle bu uzak durduğum vakitlerin vicdanını yaşıyorum şu sıralar, zira fazlasıyla iyiymiş gerçekten de! Ha, her bölümü sempati duyulabilecek konular işlemiyor; suratımda bir kere bile mimik oluşmadan izlediğim birçok an sayabilirim sanırım. Fakat öyle bir şey ki, dumur olmanın anlamını ya da beyninizdeki inanılmaz düşünceler silsilesini açıklayabilecek nadir dizilerden biri Black Mirror. E o zaman dördüncü sezonu için IMDB’de işaret edilen yılın 2017 olması gerçeğiyle beklemeye devam edelim mi? Ya beklemek dedim de, böyle yapımlara seyirciyi bekletme cezası falan gelsin bence. Çok şahane olmaz mı sizce de öylesi? Olur vallahi.
Sonuç: İzlemeyeni tokatlayın, kendine gelsin. Dizinin size her bölümde vurduğu tokatımsı gerçekleri, siz fiziksel olarak insanlara patlatın. İşe yaramazsa bağlayıp ekran karşısına oturtun, işkence diye başlasa bile sonra devamı için size yalvaracaktır. Yani, sanırım.
Westworld (2016 – …)
E yani… Söze gerek var mı?
Ana temadan senaryoya, oyunculuklardan prodüksiyona her şeyiyle övgülerin hepsini hak ediyor mu? Ediyor. Bu konuda denilebilecek her şeyin YouTube kanalımızda fazlasıyla dile getirildiğini düşündüğümden üzerine daha fazla bir şey eklemeyeceğim. Sizi direkt olarak kanalımıza yönlendireyim, oturun bir de dizinin uzun bölümleri üzerine bizim ekibin bal kaymak muhabbetlerini izleyin. Hadi selametle.