Geçtiğimiz haftalarda Los Angeles’ta düzenlenen E3’te yeni bir Assassin’s Creed oyunu tanıtıldı ve ben kabarmaktan şişip yere düştüm artık heyecan içerisinde. Oyun Antik Yunan’da geçiyor, denizi ve dağıyla baya çarpıcı bir açık dünya sunuyor ve hikayeyi değiştirecek kararlar alma fırsatı tanıyordu. Ben gerçekten bir oyundan başka hiçbir şey hayal etmemiş, istememiş bir insan olarak delirdim.

Çoğu kişi hislerimi paylaşmadı. İtirazlar da genelde aynı istikametten alındılar: “Bu oyun Assassin’s Creed’e benzemiyor”.

Assassins Creed Odyssey Kyra

Bunun üzerine ben şunu düşündüm: Assassin’s Creed’i, Assassin’s Creed yapan şey ne? Üç temel taşı var bunun. Birincisi, her oyununda farklı bir zaman diliminde geçmesi. İkincisi, parkur vasıtasıyla hareket etmek. Üçüncüsü ve sanırım itirazların bir numaralı kaynağı: Haşhaşiler ile Tapınakçılar arasında düzen ve özgürlük temalı yaşanan milenyumlar aşmış savaşı anlatmak. Odyssey’in bu konuda daha laçka olacağı varsayılıyor. Bu yüzden kızılıyor.

O zaman kötü bir haberim var, yeni nesilde ilk kısmın da biraz flulaşabileceğini duyurdu Ubisoft yönetimi. Fransız firmanın başkan yardımcılarından Lionel Raynaud, yeni nesille birlikte mevcut oyunların oyun-sonrası yaşamlarının artabileceğini ve solo oyunların dahi yeni içeriklerle güçlendirilip, ömürlerinin uzatılabileceğini dile getirdi. Bunun bir parçası olarak da, Assassin’s Creed oyunları bundan sonra birden fazla zaman dilimi içerebilir.

Assassin's Creed Brothethood

Burada kast edilen elbette “Bir modern, bir geçmiş” değil; daha ziyade elde bir Desmond olacak, sonra Altair olacak; aynı oyunun DLC’sinde ise Ezio gelecek gibi bir süreçten söz ediyor. Raynaud bunun bir benzerini Watch Dogs ve Far Cry gibi oyunlara da farklı şehirler ve ülkeler ekleyerek yapabileceklerini söylüyor. Bu iyi hoş, ama biraz da güdük.

Şöyle: Assassin’s Creed oyunlarında oyun başına bir dönem düşmesi, tüm oyunun o dönem düşünülerek tasarlanması anlamına geliyor. Bu da mekaniklerden hikayeye, sanat yönetiminden müziğe kadar pek çok unsurun o dönemi içinde barındırmasına sebep oluyor. Rönesans İtalya’sında başlayan bir oyuna, Ekim Devrimi DLC’si gelse bir uyumsuzluk olur mu? Bakalım, göreceğiz. Siz ne diyorsunuz?

Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.