Bu Alien filmleri gerginliği beni biraz soğuttu açıkçası. Geçen yazıda belirttiğim gibi Neill Blomkamp’ın kendi filmlerinin büyük hayranı olmasam da Alien markasına getireceği bakış açısını merak ediyordum ama Riddley Scott’ın egosu filmi erteletti, belki iptal ettirdi. Bu tip tatsız durumlar kendisinin çekeceği filme de biraz soğuk bakmama sebep oluyor, bilmiyorum sizi de aynı şekilde etkiliyor mu?
Yine de Fox’un çekmekte olduğu Prometheus devam filminden haberler gelmeye devam ediyor ve haberci kimliğimle sizlerle paylaşmak boynumun borcu. Geçtiğimiz haftalarda filmin “Alien: Paradise Lost” olacağı söylenen ismi son haline kavuştu. Bundan sonra Prometheus’un devam filmi “Alien: Covenant” olarak anılacak. İsim değişikliğinden sonra Fox geçtiğimiz günlerde filmin resmi hikaye özetini de paylaştı, ismin bir anlamı oldu. Konu da şu şekilde, Covenant isimli koloni gemisi galaksinin ucunda cennet olduğu düşünülen bir gezene gitmektedir. Halbuki bu gezegen cennet değil, karanlık thelikeli bir dünyadır. Bu gezegenin tek vatandaşı da Prometheus keşif gezisinin son hayatta kalanı sentetik robot David’dir.
Özetin bir kısmında bu filmin direkt olarak 1979 tarihli ilk Alien’e bağlanacağı söyleniyor, ki Prometeus’un üçleme olacağını, hatta Scott’ın üç tane devam filmi çekmek istiyorum dediği düşünüldüğünde bu biraz ilginç olmuş. Filmin Alien’a bu kadar çabuk bağlanacağını kimse düşünmüyordu ve tersi pek çok açıklama da vardı. Bir diğer sürprizimizde Prometheus’ta hayatta kalan diğer karakter Noomi Rapace tarafından canlandırılmış olan Elizabeth Shaw’un konunun dışında bırakılmış olması. O kısım da bu açıklamayla birlikte muallakta kaldı. Arada Michael Fassbender’ın David olarak geri döneceğini de ekleyeyim. Bu arada hikayeyle birlikte açıklanan filmin resmi logosunu da yukarıya ekledim. Biraz düz mü olmuş yahu?
Şimdi burada yapacaklarım tamamen spekülasyon, altı dolu değil yani, ona göre yorumlayınız. Şahsi görüşüm, herkes “Prometheus iyi güzel de, Alien bir başka be abi” tepkisi verdiği için, Ridley Scott o yöne doğru kayma ihtiyacı duydu. Blomkamp da iyi bir şeyler yapıyordu, deneyimli yönetmenimiz iki Alien filminin karşılaştırılmasıyla uğraşmak istemedi, oraya da o sebeple müdahale etti. Bir de fanları yakalayabilmek için yeni şeyler denemek değil de, ilk filme olabildiğince bağlanacak şekilde bir yürümeyi tercih etti. Eğer durumlar böyleyse, bu kadar dışarıdan etkilenen bir filmin başarısı konusunda ciddi şüpheler duyarım. Neyse film gelsin de ona göre tekrar değerlendiririz, görüşlerimizi.
Siz ne diyorsunuz geekler? Alien’da neler oluyor ve bu filmle ilgili görüşleriniz nelerdir, muhit’te konuşalım..