Yılın en merakla beklenen müzik olaylarından Spotify Wrapped yayınlanmışken geride bırakmaya çok yaklaştığımız 2023 müzik yılına şöyle uzaktan bir bakış atmadan olmazdı ve 2023’ü genel olarak tanımlayabileceğimiz, yılın en öne çıkan albüm ve sanatçılarını derlediğimiz bir yazı oluşturmak istedik. Genel olarak yabancı müzik ağırlıklı alternatif rock, rock ve indie türlerinde dolaştığımız dosyada eksik bulduğunuz sanatçı veya albümleri yorumlar bölümüne bırakabilirsiniz.
Kısa bir giriş yapacak olursak 2023’ü 2022’nin post-pandemi atmosferinin aksine biraz daha heyecanlı fakat hâlâ o heyecana tam anlamıyla kavuşamamış, post-pandemi döneminin bunalımlarını içinde barındıran bir yapıda tanımlamak son derece doğal. 2022’de şahsen en sevdiğim albümlerden biri olan ve canlı dinleme şansına eriştiğim 2000 sonrası indie müzik camiasının en sevilen gruplarından Arcade Fire’in ‘WE’ albümü, post-pandemi döneminin tüm o karmaşık duygularını içinde barındırırken bunun tam aksine Red Hot Chilli Peppers gibi gruplar pandemi döneminin getirdiği ilginç üretkenlikten faydalanıp sadece bir yılda iki albüm yayınlamışlardı. Bu yıl da bu tip izleri veya üretkenlikleri görmek son derece mümkün iken baş gösteren önemli duygular hüzün veya melankoli olarak tanımlanabilir.
Blur – The Ballad of Darren
Blur benim için hep 90’li yılların Brit-Pop temsiliyetini en derinden hissettiren gruplardan biri olmuştur. Artık 50’li yaşlarında olan grup üyelerinin “olgunluk dönemi eseri” diyebileceğimiz yeni albümü ‘Ballad of Darren’ kişisel bir albüm olmasının yanı sıra, St. Charles Square parçası gibi grubun 90’larda yakaladığı başarıdan da izler taşımıyor değil. Geçmişle yüzleşen, bazı duyguları daha yoğun yaşamanızı sağlayacak albümün yeri bu yıl bende bir başkaydı ve açıkçası en çok dinlediğim albümlerden de bir tanesi oldu. Grubun yıl içinde büyük festivallerde headliner olarak birçok kez sahne almasını da ‘Ballad of Darren’ albümünün gruba getirdiği yeni sinerjiye bağlamak mümkün. Damon Albarn’ün sözlerindeki ve vokalindeki duygular bana daha önce hiç bu kadar yakın olmamıştı.
GoGo Penguin – Everything Is Going To Be OK:
Yılın duygu yüklü bir diğer işi, son birkaç yılda keşfettiğim ve dinlemekten büyük keyif duyduğum GoGo Penguin’in tam olarak bir post-pandemi işi diyebileceğimiz yeni albümü; tıpkı şarkı isimlerinin çeşitliliğinde olduğu gibi insanı duygulardan duygulara sürüklemeyi başarıyor. Geçtiğimiz hafta canlı izleme şansına da eriştiğim grubun enstrümanlar arasında kaybolan hüznü ise dinleyicileri derin düşüncelere götürüyor her defasında.
Will Butler + Sister Squares
Arcade Fire grubundan Win Butler’in kardeşi ve aynı zamanda Arcade Fire’in eski bas gitaristi Will Butler, ‘WE’ albümü öncesinde gruptan ayrılmış ve kendi solo kariyerine odaklanma kararı almıştı. Bu kararı yaratıcı ayrılık olarak tanımlayabilmek mümkün olsa da Will Butler’in aldığı kararın ne kadar doğru olduğunu hem yeni albümünü severek dinlemiş hem de kendisiyle bizzat tanışma şansına erişmiş biri olarak son derece anlamlı buldum. Sahne performansından hiçbir şey kaybetmemiş Will Butler ve Sister Squares’in ‘indie’ müzik severlere armağan edilmiş ‘underrated’ yeni albümü son derece başarılı.
The National – First Two Pages of Frankenstein:
Bu yıl en çok dinlediğim (Spotify Wrapped verilerine göre) sanatçılar arasında beş numarada bu yıl sadece bir değil, iki albüm yayınlamış olan (Laugh Track & First Two Pages of Frankenstein) The National, bir bekleyişin ardından hayranlarıyla bir kez daha buluştu diyebiliriz. First Two Pages of Frankenstein’i ilk dinlediğimde albüm bende o kadar yer etmemiş olsa da üçüncü ve dördüncü dinleyişlerimde bana farklı bakış acıları kattı diyebilirim. Ne yalan söyleyeyim, daha fazlasını beklediğim canlı performanslarını izledikten sonra bile albümün yerinin bende bu yıl bir başka olduğu kanaatinden hiç ama hiç vazgeçemedim. Yeni bir The National albümü dinlemek, uzun süredir görmediğiniz bir dostunuzla birkaç saat vakit geçirmeye benziyor. Hem eski anılarınız tazeleniyor hem de kendinizde yeni arayışlara yelken açıyorsunuz.
Depeche Mode – Memento Mori:
Depeche Mode’un yeri benim için ayrı. Yine Spotify Wrapped verilene göre 2023’te en çok dinlediğim sanatçı da Depeche Mode, en çok dinlediğim şarkıyı (Ghost Again) yapanlar da. Grubun kurucu üyesi Andy Fletcher’ın aramızdan ayrılışının ardından karşımıza “ölüm” temalı bir albümle çıkan Depeche Mode üyeleri Martin Gore ve Dave Gahan, 60 yaşını geçmiş olmalarına rağmen hâlâ herkesi derinden etkileyebilecek sözler yazmaya ve sahne performansları yapmaya devam ediyor. Bence Depeche Mode’un yeni albümü Memento Mori’yi değerli kılan da bu. Kendilerini yıllanmış bir şarap olarak tanımlamak son derece mümkün. Üstelik bu yıl izlediğim en iyi canlı performanslar yine kendilerine ait (7 ve 9 Temmuz Berlin konserleri).
Geriye Kalanlar ve Yitirdiklerimiz:
2023’te birçok büyük grup ve müzisyen de yeni albümler yayınladı. 2016 sonrası (Hardwired…) ilk stüdyo albümünü yayınlayan Metallica, yıl içinde heyecan verici canlı performanslara imza atsa da birçok Metallica dinleyicisine göre yeni albüm 72 Seasons, Hardwired ile geri dönen Metallica heyecanını hayranlara hissettiremedi. Kirk Hammet’in son derece iyi sololarını dinlediğimiz Metallica’nın yeni albümünün yanı sıra, uzunca bir aranın ardından tekrar bir stüdyo albüm yayınlayan Rolling Stones’un Hackney Diamonds’ı eleştirmenler tarafından yerden yere vuruldu. Grubun bateristi Charlie Watts’in 2021’deki ölümünün ardından 80 yaşına basmalarına rağmen Rolling Stones grubu geçtiğimiz günlerde yeni bir Amerika turnesi daha yapacaklarını duyurdu.
Türkiye’nin müzik atmosferini şekillendiren ve müzik tarihine adını altın harflerle yazdıran iki isim maalesef 2023’te aramızdan ayrıldı. MFÖ’ye heyecan katan ve bir süredir sağlık problemleri geçiren Özkan Uğur’un aramızdan ayrılışı, 7’den 77’ye MFÖ şarkıları söylemiş ve de dinlemiş Türkiye’yi derinden sarstı. Özkan Uğur’un ardından sadece Türkiye’nin değil dünyanın görüp görebileceği en enteresan müzik kişiliklerinden Erkin Koray’in aramızdan ayrılışı da yine tüm Türkiye’yi derinden etkiledi. Uzun bir süredir Kanada’da yaşayan ve yakın zamanda yeni bir proje ile karşımıza çıkacağını aramızdan ayrılmadan kısa bir süre önce müzik camiasına aktarmış olan efsane Erkin Koray’in aramızdan ayrılışı, dünya basınında da büyük yer edindi.
Mor ve Ötesi’nden Özkan Uğur ve Erkin Koray’ın anısına
Her şeye rağmen 2022’nin biraz daha karanlık post-pandemi döneminden yavaş yavaş sıyrılıyor oluşumuz, yapılan konser ve festivallerin sayısının nihayet pandemi öncesi dönemi bulmasıyla hız kazandı diyebiliriz. Müzik festivallerinin ve dünya turnelerinin yapılmaya devam ettiği, müziğin tüm dünyada insanları bir araya getiren bir yakınlaşma aracı olarak kutlanacağı 2024 yılı umarım herkese bolca heyecan ve bir o kadar da yaşama tutkusu getirir.