David Alleyne ya da daha doğrusu Prodigy çok fazla duymadığımız bir mutant. Ama her sınavdan önce keşke bende de böyle güçler olsa diye hayıflandığım becerilere sahip. Onu tanıdıktan sonra muhtemelen sizde aynı kıskançlığı yaşayacaksınız. Keşke biz de onun kadar zeki olabilsek, örneğin sadece matematik öğretmenimizle bir sohbet ederken o kadar bilgiyi yüklenebilsek, değil mi? Neyse, Prodigy kimdir tanıyalım bakalım.

Origin Hikâyesi

David, Chicago’da doğar. Anne babası ve kız kardeşi Kim ile sıradan denilebilecek bir hayat yaşıyordur. Mutant güçleri aktive olmadan önce de aslında oldukça zeki ve çabuk kavrayışlı biridir, bu yüzden güçlerinin farkına vardığında bile hayatını aynı şekilde idame ettirmeye çalışır ve pek bir şey olmamış gibi devam eder. İster istemez hem çok fark yaratan hem de ilk bakışta faydasız görünen güçlere sahiptir David. Daha çok çalışır, daha ileri dersler almaya başlar, sonunda üniversitede Karma yani Xi’an ile tanışır.

İşler Purity’nin sahneye çıkmasıyla değişir. Purity, mutant karşıtı militanlardan oluşan nefret dolu bir örgüttür ve genellikle üniversitelerde kol gezerler. David’e saldırmaya çalışırlar ve kimliğini açık ederler. Karma ve Danille Moonstar, David’i kurtarır ve böylece David Professor X’in okuluna gider. Orada Prodigy ismini alır, New Mutants Training Squad’a katılır ve takım lideri olmasına ramak kalır. Yine de reddettiği için onun yerine Wind Dancer ile birlikte liderlik görevini yürütürler.

Güçleri

David’in güçleri tanıştığı herkesten yetenek ve bilgi emmek üzerine kuruludur. Böyle söylendiğinde David’in çok ama çok güçlü bir karakter olması gerekiyormuş gibi geliyor. Çünkü kulağa sanki uçabilir, gözlerinden ışın fırlatabilir, dövüşebilirmiş gibi geliyor. Aslında güçleri sınırlıdır. Nasıl yapılacağını bilmek ama çoğunu yapamamak gibi bir konumda sıkışmıştır. Beast’in bilim konusunda sahip olduğu bilgi ya da Wolverine’in uzuvları koparmak hakkında bildikleri beynindedir, ama bu onun Beast veya Wolverine olduğu anlamına gelmez. Yine de kendi fiziksel sınırları dâhilinde iyi bir taktiksel dövüşçü olduğu anlamına gelir.

Kendisi güçleri olmadan da oldukça zekidir, güçleri sayesinde ise tanıştığı Avengers ve X-Men üyelerinin becerileri, babasını aşçılık kabiliyeti gibi ekstra beyin kıvrımlarına sahiptir. Güçleri ile ilgili en sıkıntılı şey insanların sırlarına ve mahrem bilgilerine de ister istemez erişiyor olmasıdır.

Yaratıcıları

Prodigy, Christina Weir, Keron Grant ve Nunzio DeFilippis’in elinden çıktı, biz okuyucuların gözüne ilk kez New Mutants’da göründü. Ancak sonrasında farklı sayı ve çizgi romanlarda Kieron Gillen da onun karakterine derinlik kattı diyebiliriz.

İlişkileri

  • Prodigy ile Surge, yani Noriko Ashida arasında romantik bir ilişki gelişmiştir. Ancak Surge herkesin önünde Hellion’u öpünce David’i kendinden uzaklaştırmıştır.
  • David’in platonik olarak Hulkling’e ilgi duyduğu ortaya çıkmıştır ama aralarında ciddi bir şey gerçekleşmemiştir.
Bazı Önemli Olaylar

Potansiyel Kapasitesi: Prodigy, dövüşlerde pek işe yaramadığı için sürekli dalga geçilmekten bıkar ve zihninde bilgiyi emmesini ve tümüyle saklamasını engelleyen bir engel olup olmadığını öğrenmek için Emma Frost’tan yardım ister. Gerçekten de böyle bir engel bulurlar ve onu bu engel olmadan Prodigy’nin neler yapabileceği ile ilgili bir paralel evren senaryosuna yerleştirirler.

Prodigy kısıtlamalar olmadan dünyanın en zeki insanıdır. Stephen Hawking’in, Tony Stark’ın ve Henry Kissinger’ın bilgi birikimini emmiştir. Xavier Enstitüsü’nü çabucak arkasında bırakıp aylar içinde kanseri ve AIDS’i iyileştirmenin yolunu bulmuştur. Noriko ile evlenmiş ve Amerikan Başkanı olmuştur. Çin hariç bütün devletler ABD’ye katılmıştır ve Prodigy Çin’e nükleer bomba atmayı planlıyordur. X-Men’i de patlatmıştır ve New Mutants ile de savaşacaktır.

Buralarda bir yerde ‘Beynimizin yüzde yüzünü kullanırsak ne olur?’ esprisi yapılmıştır muhtemelen, ayrıca neyse ki Prodigy potansiyel olarak nasıl bir yıkım yaratabileceğini gördüğü için zihninin ‘sıradan’ kapasitesiyle hayatına devam etme kararı alır. Güçlerine bakışı sonsuza dek değişmiştir anlayacağınız. Aynı zamanda potansiyel karısı Noriko’dan yani Surge’den olabildiğince uzak kalmaya çalışır çünkü tam kapasitesinde olduğu illüzyonda hırsı yüzünden onun ölümüne sebep oluyordur. Sonra bu korkusuyla yüzleşir tabii, ilişkileri devam eder.

Güçlerini Kaybedişi: Bildiğiniz gibi House of M’de Scarlet Witch yüzünden bütün mutantlar güçlerini kaybettiler. (Kadın basbayağı ‘Mutants no more!’ dedi ve neler neler oldu yani.) Güçlerini kaybeden arkadaşlardan bir tanesi de Prodigy. Okuldan ayrılmayı düşünüyor, bunu yapmadan önce de yıkılan The Danger Room yerine Danger Cave adında bir oda tasarladığını ve orada çalışma yapabileceklerini söylüyor arkadaşlarına. Ancak William Stryker gücünü yitirmiş mutantları avladığı için o günlerde yapılacak en mantıklı işin okulda kalmak olduğuna karar veriyorlar. Sonra Stryker’ın gerçekten de okula saldırışıyla işler değişir. Ancak Prodigy Stepford Cuckoos’u kurtararak yararlılığını kanıtlar ve kız arkadaşıyla New X-Men üyesi olur.

Belasco Ilyanna Rasputina yani Magik’i ararken Prodigy ve takım arkadaşlarını Limbo’ya çeker ve onları sorgular. Oysa ne Prodigy’nin ne de diğerlerinin Magik hakkında bir fikri yoktur. Belasco öfkelenince Prodigy’nin kalbini söküverir. Neyse ki Elixir zamanında yetişir ve Prodigy’yi kurtarır. Prodigy kendisinin ve Belasco’nun zayıflığının telepati olduğunu anlayınca mutant çocuklar, Cuckoos, Pixie ve Darkchilde ona karşı birleşip başarılı olurlar. Surge Hellion’u öpünce Prodigy okuldan ayrılması gerektiğini düşünür. Ayrılmadan önce Cuckoos ona iyilik borcunu ödemek için bir teklifte bulunur ve (önceden bahsettiğimiz) ‘zihnindeki engelleri’ kaldırmayı önerir. Böylece Prodigy önceden zihnine kattığı bilgi ve becerileri geri kazanır. Artık yeni edinimlere sahip olamasa bile eskiden emdiği bilgiler ona yetiyordur da artıyordur.

Süper kahramanlıktan uzaklaşması: Sonrasında Messiah CompleX’te olayların biraz dışında kalır ve diğerleri sahadayken o gelişmeleri okuldan takip eder. Diğer hikâye arklarında da bu böyle devam eder. Sonrasında Prodigy’yi pek fazla görmeyiz. Sonrasında bunun sebebini açıklayacaktır kendisi. Süper kahramanların gençleri kullandığını fark ettiğini söyleyecektir. Kimsenin piyonu olmak istemiyordur. Haklıdır da. Ne yazık ki daha sonrasında sıkıcı bir masabaşı işte çalışmaya başlar. Bilgisini kullanabileceği ama gereksiz savaşlarda bir o yana bir bu yana savrulmayacağı tek meslek bu gibi görünür. Süper kahramanlar için tasarlanmış bir çağrı merkezinde gün boyu oturduğu yerden başı beladaki kahramanlara tavsiye verir. Ta ki aynı iş yerinde çalışan Speed ile tanışana, başını belaya sokana, Young Avengers ile evrenler arası bir maceraya çıkana kadar.

Son Not

Tüm bu anlattıklarımdan siz de anlamışsınızdır: Prodigy güçleri sayesinde potansiyeli çok yüksek bir karakter. Tanıdığı herkesle aşık atabilecek biri sonuçta, ister istemez her türlü bilgiyi çalıveriyor. Bu da her türlü espri malzemesinden tutun oldukça ciddi dövüşlere, zihin kapışmasına varan, her türlü senaryoya el veren bir karakterlerle karşı karşıyayız demek. Yetişkin süper kahramanların arasında kalmaktan ve kullanılmaktan bıkmış olması ve zekası da onu bir adım öne çıkarıyor.

E tabii artık siz de Prodigy’nin yeteneğini kıskanabilir, ‘Bu güçler bende olsaydı neler neler yapardım ha!’ diye hayaller kurabilirsiniz. Ben herhalde en yakınımdaki astro-fizikçiyi bulurdum. Siz ne diyorsunuz?

Author

İstanbul'da yaşıyor, buraya yazacak havalı bir şey de bulamadı. @charles_bourbaki

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.