4. For The Man Who Has Everything

For the Man Who Has Everything

Bayanlar baylar, yine Alan Moore. Üstelik bu sefer yanında tanıdık biri daha var: Dave Gibbons. Sonraları beraber Watchmen’i yaratacak olan ikili, burada Superman Annual’ın 11. sayısı için birleşiyorlar. Anlattıkları hikaye temelde çok ucuz geliyor. Batman, Wonder Woman ve daha yeni Robin olmuş Jason Todd Fortress of Solitude’a Superman’in doğum günü için uğruyorlar. Vardıklarında Superman’i bir yaratık tarafından saldırıya uğramış şekilde buluyorlar. Yaratık Superman’e yapışmış ve ona bir sanrı yaşatıyor. Bu sanrı bir kâbus değil. Aksine. Superman’e hayal ettiği her şeyi, kalbinin en temel arzusunu gerçekmiş gibi gösteriyor.

Kağıt üzerinde her şey çok meh duruyor, ama Moore’un muhteşem metni öyle zıplıyor ki sayfalardan, inanamıyorsunuz. Hikayenin şekli ve şemali zaten yeterince ilgi çekici ve vurucu; bir de bunun üzerine Superman’in “mükemmel” dünyasının tasviri eklenince iyiden iyiye Man of Steel’ın kalbini tanır hâle geliyorsunuz. Bu adam tüm güçlerine, tüm Tanrısallığına rağmen yüreğinde çok basit, çok temiz bir arzu taşıyor. Hiçbir zaman yakalayamayacağı, erişemeyeceği bir arzu.

 

3. What’s So Funny About Truth, Justice and the American Way?

What's So Funny About Truth Justice and the American Way

Kingdom Come’da bu meseye daha sonra değineceğimizi söylemiştik. O “sonra”‘dayız şimdi. Joe Kelly’nin yazdığı bu hikaye; Garth Ennis ve muadillerinin yücelttiği anti-kahramanlara çok daha kör göze parmak dalıyor. Manchester Black ve The Elite sembolizmi çok net, finali çok kıssadan hisse ama fark etmiyor. Çünkü dedim ya, mesele çok temel bir sorudan çıkıyor: Superman neden eski kafalı ve neden eski kafalı olmayı sürdürüyor? Bu sorunun cevabını biliyor Joe Kelly ve bize anlatıyor. Superman eski kafalı ve naif ve belki de fazla idealist; ama öyle olmak zorunda. Çünkü o sert olursa, o karanlıkla flörte başlarsa; biraz olsun idealizminden vazgeçerse, son ümit ışığı söner. O son ümit ışığı olmak zorunda Superman. Eğer gerekirse, tek ümit ışığı olmak zorunda.

 

2. Superman: For All Seasons

Superman For All Seasons

The Long Halloween’dan taze çıkan Jeph Loeb ve Tim Sale ikilisinin hikayesi For All Seasons. Dedik ya, Superman insanlıktan asla ümidini kesmiyor; bu yüzden kendi yöntemlerinden taviz vermiyor. Onlara inandığı için yapıyor bunu. Çünkü o sadece iyiliği, iyilik olsun diye yapmıyor; iyiliğe ilham olması için yapıyor. Bunları nereden mi biliyorum? Çünkü For All Seasons’ı okudum. Dört mevsim, dört sayı, dört anlatıcı. Jonathan Kent, Lois Lane, Lex Luthor ve Lana Lang. Bu dördü, aslında aynı hikayeyi anlatıyorlar. Superman gözünden ışın fışkırttığı, dudaklarının arasından soğuk hava üflediği için süper değil. Superman süper, çünkü o insanlara ilham verme, bunu da asla vazgeçmeyerek, asla yorulmayarak, asla mola bile vermeyerek yapma meziyetine sahip. Ve bu meziyetin doğuşunda Smallville’in ve Martha ile Jonathan’ın büyük payı var.

 

1. Superman: Birthright

Superman Birthright

Her şeyi geçin. Evet, Superman çok naif bir iyilik anlayışına, etrafında giderek çürümekte olan dünyaya rağmen tutunuyor. Evet, Superman bunu insanlara ilham vermek için yapıyor. Evet, Superman Amerika’nın kuruluş prensiplerinden de, doğup büyüdüğü küçük kasabadan da etkileniyor ilkelerini belirlerken. Evet, ona güç veren şeyler aslında çok basit; Lois ve Lana gibi aşkları, Jimmy ve Pete gibi arkadaşları; annesi ve babası. Ve tabii ki, kalbinde sakladığı temiz arzu, ümit.

Peki Superman ne yapıyor? 

Birthright bunun mükemmel bir cevabı işte. Yukarıdaki her noktayı bünyesinde barındırıyor zaten. Ama bundan çok da öte bir şeye de parmak basıyor. Superman dünyadaki tek uzaylı olmasıyla tanımlanacak bir karakter değil. Superman yalnızlığıyla belirlenecek, uyum sağlayamıyor olmasıyla anlaşılacak bir karakter değil. Superman senden ve benden yukarıda bir yerde aslında; ama orada olmasının sebebi sen ve beniz. Superman her gün, bıkmadan, usanmadan kötülükle savaşıyor. Çünkü onun sonsuz güçleri varken, o ayrıcalıklara sahip olmayan insanların mücadelesini görüyor. Afrika’da yaşam hakları için savaşanları, gerçeği ortaya çıkartmak için asla vazgeçmeyen gazetecileri, özgürlük için mücadele eden sıradan insanları. Onlar kabadayılara karşı çıkarken, Superman’in tüm o güçleriyle kenara çekilip durma şansı yok.

Birthright’ı okuyun. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

1 2
Author

Geekyapar'ın yazı işleri şövalyesi. Uluslararası İlişkiler okudu, okula girmeden önce yaptığı işi yapıyor. Küçükken "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" diyenlere yazar diyordu. Tüm internette bulmak için: @acyberexile.

7 Comments

  1. Tutku Tuzlu Reply

    1- Olay Superman’e giydirmenin kolay olması değil, Superman’e uygun hikaye yaratmanın zorluğu. Klasik süper kahraman formulündeki hikayeler (Süper kötü çok güçlüdür, terrör estirir, kahraman aklını kullanarak onu alt eder yada süper kötü akıllı bir planla gelir, kahramanımız daha akıllı bir yolla onu alt eder) Superman’e uymuyor, çünkü adam herşeyiyle süper. Dolayısıyla biraz daha politik, biraz daha durumlara özgü hikayeler Superman’e gidiyor.

    2- Çoğu yazar yönetmen Superman’in bu alt metinlerini anlamak yerine onu süper güçlü adam olarak görüp onun üzerinden hikaye anlatmaya çalışıyorlar. Man of Steel’in bu kadar başarısız olmasının sebebi de bu. Kısmen hak veriyorum, çünkü burada örneklendirdiğin hikayeler sinemada aynı etkiyi verir mi, ya da tutar mı emin değilim. Ama birileri risk almadıkça bunu da öğrenemeyiz.

    3- Superman’in en efsane (ve belki de en filmi çekilebilir) hikayelerinden The Death of Superman – Doomsday hikayesini atlamışsın (takribinde gelen Funeral for a Friend ve Return of Superman hikayelerini çok sevmiyorum). Yakışmadı. Ama Kingdom Come bambaşkadır. Okuyun okutun..

    PS: YKY’den Türkçe’ye çevrilen Superman: Yeni Dünya (Earth One’ı Yeni Dünya diye çevirmişler 🙂 ) da okunası çizgi romanlardan. Hatta bence New 52’ya kafa tutar. Haber veriyim dedim..

    • Berke Kadam Reply

      Earth One’ı ben de beğenmiştim. Superman’e basılan “Yenilmez uzaylı” damgasını kaldırıyordu. Gençliği, acemiliği, kendini yeni yeni keşfetmesiyle ‘yenilmez’i, içindeki insanı göstermesiyle de ‘uzaylı’ damgasını yok ediyordu.

    • Tutku Tuzlu Reply

      http://www.comixology.co.uk/ – Telefonlarda, tabletlerde okumak için app’i de var. Onun dışında DC Comics’in de aynı şekilde dijital okuma için app’i var. Tabi her şeyde olduğu gibi bir de illegal torrentler var. 🙂

      • Yiğitcan Erdoğan Reply

        Dark Horse ve Marvel’ın da app’i var bu arada. Ama en sağlam olanı Comixology. Hem her türlü çizgi roman var, hem de kullanımı rahat. Üstelik arada beleş çizgi roman da veriyorlar 🙂

  2. Atakan Uçar Reply

    “Çünkü o sert olursa, o karanlıkla flörte başlarsa; biraz olsun idealizminden vazgeçerse, son ümit ışığı söner. O son ümit ışığı olmak zorunda Superman. Eğer gerekirse, tek ümit ışığı olmak zorunda.”

    ve böylece en imkansız süper kahraman da esasında.
    her şeyin bittiği ve tüm umutların tükendiği anda masmavi göklerden gelip sınırsız kuvvetiyle hepimizi kurtaracak olan tanrısal karakter.
    bu haliyle de, hatta bu haline rağmen de, hala en ilkel tasarlanmış ilk süper kahraman.
    üzerine burada konuştuğumuz her şey bunu yıkmak, buna bir derinlik katmak için ona sonradan eklenip kurgulanmış olsa da, sonunda buna rağmen yine bu kapıya çıkıyor işte.

    ya da yenilmezliğini kaldıracaksın, ama o zaman da superman olmayacak.

  3. Ben de ilk başlarda Superman’i basit görüp okudukça sevenlerdenim (Injustice’de Süpo kötü adam olunca sinirlere binmiştim…). Listede 1. eser dışındakileri okudum ve hepsi çok çok iyi. Bunlara ek olarak Secret Origin Superman eklenmeli kesinlikle. Superman’in orijinini bu kadar iyi anlatan başka bir Orijin bilmiyorum. For All Seasons daha sanatsal Secret Origin daha geniş o açıdan. Bunların yanında Batman’le ortak iki efsane macerası Public Enemies ve Supergirl de eklenebilir. Briniac’ın Gotham’daki bi’ şehri küreye hapsedişi hikayesini okuyamadım henüz ona yanarım. Hikaye çok çok çok fazla ilgi çekici.

    Ha bir de Red Son’da en ön planda olan şey bence Luthor-Superman kapışması. American Way olayını ön plana çıkarmak isteselerdi daha siyasi ve ezik bir seri çıkarırlardı. Superman okumayıp onu anlamayanlar “Bu süper kahramanlar niye kötüleri öldürmiyi yea” demeye devam etsin.

Bir Yorum Yazmak İster Misin?

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.